Gözlerimi hafifçe araladım. Sabah olmuştu. Güneş yüzüme vuruyordu. Ve sırtım tutulmuştu. Sert bir betonda yatıyordum çünkü.
Yavaş bir şekilde yerden kalktım. Balkonun kapısı kilitliydi. Açmaya çalıştım ama olmadı. Sert bir şekilde kapıyı yumrukladım.
- Heyyy jungkooook kalkkkk!!!
Lanet olsun duymuyordu. Ne kadar da bencil.
Yere çömeşip , kapıya rastladım.
Gözlerimi hafifçe kapattım. Birden dudağımda bir sıvı hisettim. Gözlerimi açtığımda yukarıdaki kuşların yuvasını gördüm.
Ellimi dudağına götürüp , hızlı bir şekilde sildim. Lanet olsun elim bok kokuyordu. Ve tükürmeye başladım.
Kapı açıldı aniden:
- SEN NAPTIGINI SANIYORSUN ?
- Iyyyy napmışım?
- Balkonuma tükürüyorsun.
Yerden kalkıp , jungkooka gözlerimi devirdim.
Sonra parmağınla yukarıdaki kuş yuvasını gösterdim.
- Ne var bunda? dedi.
- Sanane.
Onu iktirip , içeriye girdim.
Hızlı adımlarla banyoya girdim. Duş almam gerekiyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra mutfaktaydim. Kendim için küçük bir kahvaltı hazırladım.
Masaya kurulup , tam yemeye başlayınca ...
- Hani bana?
Gülmemek için kendimi zor tuttum. Zıkkımın kökünü ye piç .
- Kendin hazırla. Elin ayağın tuttuyor.
- Hahaha çok komiksin biliyor musun? dedi alayca.
Ben umursamadan yemeğe başladım.
Karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu.
- Sen benim karımsın. Istediğimi yapmalısın .
Yemeğimde atık kalan zeytin çekirdeğini ona uzattım .
- Afiyet olsun, diyip gittim.
Serefsizzzz pislik. Bir de utanmadan benden yemek istiyor. Geri zekalı.
Kolumda bir acı hissettim. Ve kendimi duvarda bulmam bir oldu. Jungkook beni duvara sıkıştırdı.
- Bırak beni.
- Ben köpek değilim .
- Köpek mi? Köpeklere yazık oluyor . Sen piçsin.
Kolumu daha çok sıktı.
Bana çok yaklaşmıştı. Nefesi boynumda geziniyordu.
- Dün evlendik. Ama ben ateşli bir gece istiyordum, dedi.
- Bırak beni jungkook.
- Tadını merak ediyorum karıcığım.
Sert bir şekilde onu iktirdim.
- BANA DOKUNMA , deyip gittim.
Nereye mi gittim? Dışarı.
Apartmandan kurtulmayi başarıp , kendimi bir parka attım.
Çocuklar oynuyordu. Bir banka oturdum.
Birden bir kız çocuğu yere düştü. Hemen yardıma koştum. Ağlıyordu küçük kız .
- Heyy güzellik korkma.
- Agggg babam nerede?
- Bilmem . Dur dizin kanıyor. Gel benimle.
Onu kucağıma aldım. Ve banka oturtdum. Çantam yanımdaydı. Ona pek çok eşya katarım. Evden çıkmadan önce çantamı kapabilmiştim. Çantamda yara bandı buldum. Yarayı temizleyip, yara bandı yapıştırdım.
Ağlaması dinmişti.
- Artık iyisin.
- Ama babam nerede?
Hımmmm karşıda hızla koşan bir adam gördüm.
- Bu mu?
- Eveeeettt, diyip hızla ona koştu. Babası çok korkmuş olmalıydı. Yüzünden belliydi. Kızına sımsıkı sarıldı.
Sonra benim yanıma geldi.
- Allah senden razı olsun kızım. Annesi trafik kazasında öldü. Ona ben bakıyorum , dedi ağlamakla .
- Babasısınız dimi?
- Evet , dedi.
Küçük kız salıncakta sallanıyordu.
Ona yaklaştım.
Cebimden annemin bana hediye ettiği bir bilekliği çıkarttım. Kız yanıma koştu.
- Bana yardım ettiğin için teşekkür ederim abla.
- Önemli değil. Al bunu.
Küçük kız elimdeki bilekliği görünce çok heyecanlandı. Sevinç içinde bilekligi alıp , bileğine taktı. Ve bana sımsıkı sarıldı .
Küçük kızı öpüp , banka geri oturdum. Babasıyla birlikte gittiler. Arkadan bana el sallamayı unutmadı tabii.
- Ayyy gözlerim doldu.
Ses arkadan geliyordu. Kafami arkaya çevirdim jungkooktu.
Yanıma oturdu.
- Niye geldin? dedim.
- Hahaha karımın yanına gelemez miyim? dedi.
Banktan kalktım. Çantamı da alıp , apartmana doğru yol aldım. Jungkook peşimden gelmiyordu. Gelmesin zaten. Eve girdim.
Uyumak ve televizyon izlemekten başka hiç birşey yapmadım.
Gece saat 00.00 dı. Jungkook daha eve gelmemişti. Gelmesin zaten yatak bana kalır. Yatak odasına girdim. Yatak bana kalmıştı.
Ama kapı sesleri duydum. Sonra şiddetlice kapı kapandı. Jungkookun sesi ve kız sesleri duyuyordum.
- Gelin kızlar yatak buradaaaaaa.
diyip kapıyı açtı.
Gözlerime inanamıyordum. Iki tane orusbu kız vardı yanında . Ikisi de götlerine kadar elbise giymisti.
Sarışın kiz:
- Jungkook aşkimmm bu kim?
- O mu? yedekte o.
- Hmmm . Bunu at da işimize bakalım.
Siyah saçlı kız :
- Aynen, dedi.
Jungkook yanıma yaklaştı. Bilegimi sıkıca kavradı. Balkona doğru yol aldı. Balkon kapısını açıp , beni hızlı bir şekilde fırlattı. Arkasına bakmadan kapıyı hızlı bir şekilde çarptı. Yere yığılmıstım.
Göz yaşlarımı tutamadım. Serbest bıraktım. Hıçkırıklarımı sadece ben duyuyordum. Sadece ben. Bıkmıştım artık herşeyden.
Yastık ve çarşaf yoktu. Buz gibi beton vardı
sadece.Gözlerimi hafif bir şekilde kapatmaya çalıştım ama olmuyordu. Üşüyordum.
Birden kızların inlemelerini duydum. İğrençti. Ellerimle kulaklarımı kapattım. Bir yandan ağlıyordum.
YETER ARTIK YETERRR!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN OYUNU《JEON JUNGKOOK》
AcakKibirli , züppe bir kötü çocuk = jeon jungkook Ailesini kaybetmiş , masum , saf kapli= Yu jin Birbirinden nefret eden bu ikilinin zorlayıcı, nefret dolu aşklarını okumaya ne dersiniz??