Yeni bir güne uyandım. Dünki olayları unutamıyordum. Lanet yaggg. Niye ona sevdiğimi söyledim. Offfffff. Yatağımdan kalktım. Aynaya baktığımda ufak bir çığlık attım. Çünkü iğrenç gözüküyordum.
Kendime çeki düzen verdikten sonra aşağıya indim. Jungkook dışarıdaydı. Elinde ise valiz vardı. Onun yanına geldim.
- Bir yere mi gidiyorsun?
- Tek ben değil. Sen de geliyorsun.
- Nereye?
- Biliyorsun ki burası ormanlık bir yer ve ıssız. Buradan bıkmış olmalısın. Şehire gideceğiz.
- Ne? Ya ötekiler : Jimin , v...
- Onlar yok. Sadece ikimiz. Başbaşa.
- P-Peki.
- Korkma seni yemem.
Deyip sırıttı .
Ve daha önce görmediğim bir arabayla yola çıktık. Yol boyunca , arabanın penceresinden etrafa baktım.
Artık şehre gelmiştik. Jungkookun burada bir evi varmış. Oraya gittik. Ama burası 30 katlı bir apartmandı. Asansörle 25. Kata çıktık. Orada kalacaktık. Şehir havasını özlemiştim.
Ev küçük olmasına rağmen oldukça kullanişliydi. Bir kanepeye yığıldım. Jungkook yanıma oturdu.
- Yu jin sana söylemem gereken bir şey var.
- Evet dinliyorum.
- Ben seni seviyorum. Galiba sen de beni. Ve aynı evde kalıyoruz. Biz evlensek olmaz mi?
- Ne? Yani evlenmek mi?
- Evet . Lütfen. Burası apartman insanlar ne düşünür? Geç oldu. Yarın küçük bir nikah yaparız biter. Lütfen .
- B-ben bilemiyorum.
- Sen uyu. Yarın kararını verirsin.
- Peki, diyip hızla kalicagim odaya çıktım.
Napıcaktim Ben? Bana evlenme teklifi etti. Sahi kabul etmelimiydim? Belki onunla iyi bir çift olabiliriz. Jungkook ve yu jin. Ahhh harika. Ona aşıktım. Teklifini kabul etmeliydim. Sevinçle yatağıma girdim ve uyudum.Sabah olmuştu. Yatagimdan heyecan içinde kalktım. Kendime çeki düzen verdim. Sonra odamdan çıktım. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. Mutfağa doğru ilerledim. Jungkookla evlenirsek benim için böyle kahvaltı yapabilirdi. Ehehe.
- Günaydın , dedim.
- Günaydın tatlım.
Tatlım mi? Ağzından tatlım kelimesi çıkması , kalp krizine yol açabilirdi.
- Şey ben dünki teklifi kabul ediyorum. Seninle evlenmek istiyorum.
- Cidden mi? Sen harikasın , deyip bana sarıldı. Ve bende ona.
Çok mutluydum jungkookla.
Kahvaltımızı bitirdikten sonra , nikah dairesine gittik. Ve bazı işlemler sonucunda evlendik. Eheheh çok mutluydum. Jungkook ellimi sıkıca tutuyordu. Bana sahiplenmesi hoşuma gidiyordu.
Jungkook kulağıma yaklaşıp :
- Eve gitmek için sabırsızlanıyorum , dedi.
Yanakların kızarmaya başladı. Offff şu dometes yanaklar...
Arabaya binip, 30 katlı apartmana vardık. 25. Kata çıkıp evimize girdik. Jungkook'la benim evimmm. Jungkook hala elimi tutuyordu. Ve yatak odasına doğru yürüme başladı. Her bir adımı beni heyecanlandiriyordu. Onunla her ne kadar gösterişsiz bir şekilde evlensekte mutluydum.
Ve yatak odasına girince, elimi bıraktı. Kapıyı kilitledi. Heyecandan geberecektim.
Derin bir nefes alıp , konuşmaya başladı:
- Artık rol yapmak yok.
Deyip beni yatağa iktirdi.
- Cehennemine hoşgeldin yu jin.
- Ne diyorsun sen ?
- Cidden bana ınandın mi ? Ne kadar acınası bir durumdasın. Çok salaksın. Karşına çıkan her erkeğe yavşaman işime kolaylık sağladı. Sana oyun oynadım. Senden nefret ediyorum NEFRETT.
- Jungkook kendine gel. Ben seni seviyorum sen de beni. Noldu şimdi?
- Sen salak mısın? Sana oyun oynadım. O aşalık annen benim annemi öldürdüğü günü nasıl unutup , seni sevebilirim? Bu bir oyundu. Ama şimdi benimle evlisin. Karımsın. Sana istediğim her şeyi yaptıracağım. Burasi senin Cehennemin olacak.
- Yanı hepsi bir oyundu, diyebildim sadece. Şoktaydim . Ve gözyaşlarım şelale gibi akıyordu.
Cümlelerim boğazımda düğümleniyordu.
Jungkook beni kolumdan tutup , banyonun kapısının önüne getirdi.
- Yu jin ilk cezana hazır mısın?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN OYUNU《JEON JUNGKOOK》
RandomKibirli , züppe bir kötü çocuk = jeon jungkook Ailesini kaybetmiş , masum , saf kapli= Yu jin Birbirinden nefret eden bu ikilinin zorlayıcı, nefret dolu aşklarını okumaya ne dersiniz??