Hastanedeydik. Jungkooka araba çarpmıştı.
Çok kan kaybetmişti. Benim kanım ona uyuyordu.
Ona kan vermeliydim. Hemşirenin yanına gittim. Sedyeye uzandım. Kafamı sağa çevirdim , jungkook yanımdaki odadaydı. Pencereden onu izliyordum. Yanağımdan süzülen göz yaşına aldırmadan , hemşireye :
- Hazırım , dedim.
~~~
Biraz canım acımıştı. Ama umrumda değildi. Doktor Jungkookun iyi olacağını söyledi.
Hastaneden gitmek istemiyordum. Ve kimsenin bu olaydan haberi yoktu. Birden babam aradı.
- Alo, dedi.
- Alo, baba hastanedeyim. Jungkooka araba çarptı.
- Ne? Peki ben hemen oraya geliyorum. Adres ver.
- **********Hastanesi.
- Tamam . Sen eve dön ve düğün hazırlıklarına başla. Ben jungkookla ilgilenirim.
- Ne? Hemen mi?
- Bugün evleniyorsun. Tuğçe' nin bebeği babasız doğamaz, deyip yüzüme kapattı.
Sinirden telefonu fırlattım. Paramparça olmuştu. Umrumda değildi.
~~~
Berk , Berk 'in annesi ve ben gelinlik bakıyorduk. Aslında Berk' ın annesi bakıyordu.
Berke yaklaştım.
- Cidden benimle evlenmek istiyor musun ? dedim.
- Şeyyy yani ben yani işte senin mutluluğun için anladın mi?
- Hmm peki. Sana bir soru sorucağım.
- Evet.
- Babam benimle evlenmeye seni zorladı mı? Yoksa rüşvet mi teklif etti?
- AYYYYY YU JİN BU GELİNLİK HARİKAAAAA!!!
Berk 'in annesinin sesiyle ürktüm.
Hemen ellime gelinliği tutuşturdu.
- Dene , dedi.
Kafamı sallayıp , kabinlere yöneldim.
Bu iyidi. Güzeldi. Düğün umrumda değil işte.
Kabinden çıktım. Berk ağzını açık bir şekilde bana bakıyordu. Annesi ise mutluluk göz yaşlarını dökmek üzereydi.
- Bu oldu. Gidebiliriz , dedim.
- Tamam kızım .
Kabine geri döndüm. Ben napıyordum yagg? Jungkooku bırakıp , berkle evleniyordum. Ve onun bilinci yerinde değil. Ama Tuğçe hamile. Ya değilse , ya beni kandırıyorsa , ama jungkook beni sevmiyor ki. Onu unutmalıydım. Belki berkle mutlu olabilirdim.
Umarım mutlu olurum.
~~~
Hazırlanmıştım. Aynaya kendime baktım. Jungkookla evlenirken bu kadar süslenmemiştim. Sade bir düğün yapmıştık. Ama güzeldi onunla birlikte olmak , gözlerine bakmak, tavşan gibi dişlerine bakmak. Nediyordum ben yagg? Kendine gel yu jin.
Birden kapı çaldı. Berk gelmişti. Oldukça yakışıklı görünüyordu. Ayağa kalktım. Berkin koluna girdim.
- Çok yakışıklı görünüyorsun , dedim.
- Sen de öyle , dedi utanarak.
- Yakışıklı mı yani? dedim gülerek.
- Güzel , dedi utanarak.
Düğün bizim evdeydi zaten oldukça büyüktü. Saray gibi.
Heyecan içinde evin büyük salona yani , düğünün olduğu yere , girdik.
Herkes alkışlıyordu. Babam karşıda 32 diş gülümsüyordu. Tuğçe bana el sallıyordu. Herkes mutluydu.
Ama ben?
Masaya oturduk. Nikâh memuru geldi. Ilk önce adımızı sordu. Ama ben etrafa bakıyordum. Neden bilmiyorum ama jungkooku hissediyordum. Kalbim olduğundan fazla hızlı çarpıyordu. Bu sadece jungkook yanımdayken oluyordu. Ama etrafta değildi.
Berk koluyla beni dürttü.
- Evet Yu jin soruma cevap alamadım. Berkle evlenmek istiyor musun?
Yutkundum, gözlerim doldu, boğazım düğümlendi , ellerim titredi, kalbim evrim geçiriyordu resmen . Tüm güçsüz sesimle :
- E-evet , dedim.
Herkes alkışladı.
Berkte evet dedikten sonra imza attık. Ama ellerim titrediğinden berbat bir imza attım.
Kalbim yine hızlıca attı. Etrafa baktım. Herkes gülüşüp , dans ediyordu. Çıkışta jungkooku görmüş gibi oldum . Evet galiba bu jungkooktu.
Masadan hızlıca kalktım. Tubuklularla çıkışa kadar koştum. Herkes beni deliymişim gibi bakıyordu.
Çatıya çıkmış olmalıydı. Çünkü kapısı açıktı. Tubuklu ayakkabılarımı çıkarıp , merdivenlere çıktım.
Sonunda çatıya vardım.
Evet jungkook buradaydı. Hastaneden mi kaçmıştı.
En uçta duruyordu.
Titreyen sesimle:
- Jungkook , dedim.
Arkasına döndü .
Ağlıyordu.
Beni görünce hızlı bir şekilde bana sarıldı. Ilk tereddüt ettikten sonra ben de ona sarıldım. Onun hıçkırıklarını duyuyordum. Bende dayanamadım. Ağladım.
Benden ayrılınca :
- Cidden evlendin mi? Beni bırakıp ...
Lütfen bunun bir yalan olduğunu söyle. Ellimi tut ve ikimiz gidelim. Söz veriyorum daha iyi olacağım. Affet beni.- Kes jungkook . Sen baba olacaksın. Tuğçeden. Bebeğin babasız doğmasını istemiyorum. Lütfen birdaha karşıma çıkma. Ağlama. Kendimi suçlu gibi hissediyorum.
- Çünkü suçlusun . Tuğçe ' ye mi inandın. O benden hamile değil. Ben onla ciddi bir ilişki yaşamadım.
- Ama sevdin onu. O sana iyi geliyor. Bana bunu sen söyledin. Eğer mutlu olucaksan evlen. Mutlu ol bensiz .
Arkama döndüm. Ilerlemeye çalıştım. Ayaklarım ilerlemiyordu resmen. Birden jungkook kolumdan tuttup , beni kendine cekti. Dudaklarımı onun dudaklarında buldum. Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bunu yapamam. Onu ittirmeye çalıştım. Ama bena sımsıkı sarılıyordu. Ona karşılık vermiyordum.
Sonunda bırakmıştı. Sinirle ona tokat attım.
- Birdaha bana yaklaşma. Ben başkasıyla evliyim. Sen de başkasıyla evleneceksin. Bırak peşimi jungkook bırak lütfen.
Ikimiz ağlıyorduk . Arkama dönüp , koşarak oradan uzaklaştım. Solano geçtim. Berk dans ediyordu. Mutluydu.
- Noldu sana ?
Babamın sesiyle irkildim.
- Birşey olmadı. Sadece duygulandım ,dedim zorla gülümseyerek .
Birden salona jungkook girdi. Offff napıyordu bu ?
Tuğçe nin yanına gitti. Onu dansa kaldırıyordu.
Işte şimdi herşey yolunda. Biz birlikte olamayız.
Herkes hakketigi yerde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN OYUNU《JEON JUNGKOOK》
De TodoKibirli , züppe bir kötü çocuk = jeon jungkook Ailesini kaybetmiş , masum , saf kapli= Yu jin Birbirinden nefret eden bu ikilinin zorlayıcı, nefret dolu aşklarını okumaya ne dersiniz??