4

756 42 3
                                    

- gevherhan sultan nerde cevriyeee
-affedin sultanım, has bahçede dolaşmaya çıktı, ben bir gidip kontrol edeyim
-et bakalım, yalnız bundan sonra sultanın yanından ayrılmak yok, o gidin dese bile gizliden izleyiverin. Size de mi aklı ben vereyim hem  Siz bilmez misiniz fatih sultan Mehmedin göz bebeği olduğunu
-hâşâ sultanım, affedin, bundan sonra daha dikkatli olurum.
…………….
- Her yer baktık ama sultanımız yoklar, ne yapacağız cevriye
- -mızmızlanmayı bırak, bizsiz saraydan çıkmadı ya
- Ya da çıktı cevriye
- Şirin sus, yoksa ağzını dikerim
- Bence bostancılardan birini alıp, saray dışına bakalım
- Ah ah, bende hata sultanımıza bir şey olmamıştır inşallah
- İnşallah olmamıştır da bizim kelleler bu sefer gidici
……………
-bırak beni Allah’ın ayısı
-bu ayının karnı aç ama güzelim
-açsan yemek ye ayı, ayı terbiyecisiyim, bana niye diyorsan
-haaahaa senle baya eğleneceğiz desene
Allah senin belanı versin emi gevherhan ne diye kaçarsın onca sorunun, derdin arasında,
-hadi yürü bakalım
-yok ya,
Ayı adam beni çekiştirmeye başlayınca küçük bir çığlık ağzımdan firar ediverdi. Bileğimi de fazlaca sıkmıştı hayvan oğlu hayvan,
-bırak beni ayıı, sen benim kim olduğumu biliyor musun
-tabi biliyorum,
-nee, gerçekten mi
Ayı sinsi sinsi gülünce ben şok üstüne şok yaşadım vallahi, demek babamdan korkmaz
-babamdan korkmuyor musun
-faişelerin ne zaman bir babası olmuş
-neee, faişe mi, hahahhahahahha
Vallah bu durumda bile gülüyordum, ne yapabilirim, kendime hâkim olamadım. Sultan olduğumu biliyor derken adam beni ne zannetmiş,
-birazdan da böyle gülebilecek misin merak ediyorum doğrusu
-beni derhal bırak ki canını bağışlayayım, kim olduğumu öğrenince yalvaracaksın
-hahahaaaaa, kimmişsin bakalım
Bunu yapmaktan ne kadar nefret etsem de şu durumda unvanımı kullanmaktan başka çarem yoktu. Göğsümü dikleştirdim ve
-fatih sultan Mehmedin tek kızı  gevherhan sultanım ben
Adam beni birden bıraktı. Yere diz çöküp
-affedin beni sultanım, tanıyamadım
-ha şöyle yola gel
Ayı yavaş yavaş ayağa kalkıp sağ elini bana doğru kaldırdı ve ben yerleri öpüyordum. Adam  bana okkalı bir tokat atmıştı. İstemsizce gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Şu hayatta kimse bana böyle davranmamıştı. Yaşadığım şok ve acıyla yerde kalakaldım.
-kendini bilmeze bak sen hele, sen sultansan bende padişahım var mı lan
-hadsiz köpek bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin
-Bak hala konuşuyor
kolumdan tutup yerle bütünleşmiş vücudumu kaldırdı ayı, tekrar elini havaya kaldırdı, işte bir tokatta diğer yanağıma geliyordu, böyle giderse  bu vuruşlar bende yalama yapacaktı. Bir süre sonra alışırdım heralde. Ne diyorum ben ya ne alışması…. Ellerimle kafamı siper yapıp  gelecek tokata karşı hazırlık yaptım. O an yüzüme tokat değil de tanımlanamayan bir sıv sıçramıştı.
Ellerimi kafamdan çekip, yüzümdeki sıvıdan biraz elime aldım, amanın kan bu
pislik ayı bıçaklamış mıydı yoksa,  başım da fena halde dönmeye başladı tam zamanıydı yani, istemsizce yere uzandım ki bu durumda yapacak en iyi şey ölüm pozisyonu alıp eceli beklemekti. Duygularım iç içe girmiş bir şekilde
-aman Allahım bugünün ölüm günüm olduğumu nerden bilebilirdim, bilseydim dışarı çıkar mıydın, ahhh ölüyorum, ölüyorum hayat
Ve kafam yan tarafa düşmüştü, garip ki hala ölmemiştim, son nefesim çıkmadı herhalde, tekrar deneyim , sesim  feryad eder pozisyonda:
-ohhh ölüyorum bu sefer gerçekten ölüyorum,diğer tarafta görüşürüz mara cingidi
Tekrar kafam yan tarafa düştü ama yine ölmemiştim, hafif doğrulup paniklemiş bir şekilde üstüme başıma bakmaya çalıştım, zira vücudumun hiçbir yerinde acı yoktu, o ara birisi kahkaha atmaya başladı.
-hanımefendi kalkın lütfen kan sizin değil
Atın üstünde genç yakışıklı bir delikanlı,kılıcında da kan vardı, korktuğumdan dolayı hafif geriye doğru süründüm, genç ise, atından inip bana doğru yaklaştı
-korkmayın lütfen size zarar vermeyeceğimden emin olabilirsiniz
Amanın o da ne kellesi gövdesinden ayrılmış ayı
-ıyyy iğrenç
-böylelerinin nefes alması israf doğrusu
Beni kurtarmış demek, bu seferde ucuz yırttın gevherhan sultan hadi iyisin, yavaş yavaş kalkmaya çalışırken kurtarıcım bana elini uzattı, biraz tereddüt etsem de elini tuttum, onunda yardımıyla ayağa kalkmıştım. Yanağım fazlasıyla sızlıyor. Ayı işte ne olacak iyi ki geberdi
-beni kurtardığınız için size sonsuz şükranlarımı sunarım. Yaptığınızın karşılığı elbet olacaktır.ancak benim hemen eve dönemem gerekiyor
- lütfen buna hiç gerek yok, ben vazifemi yaptım. O zaman buyurun sizi ben bırakayım
Düşünecek fazla zamanım yoktu doğrusu, hemen saraya dönmezsem ortalık fena karışacaktı
-zahmet olmaz inşallah
-benim için onurdur.Eviniz ne tarafta genç bayan
-bu yolun tersine gidelim ben tarif edeceğim
Evet ata binecektim ama nasıl diye düşünürken, kurtarıcım şıp diye atın üstüne atladı, eee bennn
-ben ata binmeyi bilmiyorum
-elinizi verin
Kurtarıcımın elini tuttum bir anda ayaklarım yerden kesildi, beni havaya kaldırıp ata oturtmuştu.  yalnız çok korkuyordum ilk defa binmiştim. Ben binince at biraz hareketlendi.
-Oooo düşücem galiba
-merak etme tutuyorum seni
-sıkı tut ha, denge denen şey bende yok
Kurtarıcım hafif kahkaha atarken yol almaya başladık. Atın önünde ben, arkamda kurtarıcım vardı. fazla yakın dursak ta yapacak pek bir şey yoktu. Bir an önce eve gitmeliydim. Bir süre sonra saraya gelmiştik
-ama burası Topkapı sarayı
-evettt burası Topkapı sarayı
Doğruya ya,şimdi ne diyecekktim ben
-sarayda ne işin var
-şeyyy ben burada çalışıyorum

Bir Osmanlı KlasiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin