Multi de Savaş var . Ve evett işte yine yeni bölümle karşınızdayım. 😉
Keyifli Okumalar 😄
...
Islak saçlarımı sağ omuzuma almış , havlu ile kurulamaya çalışıyordum. Çok uzun olmasada belime kadar gür kumral saçlarım vardı. Ve saçlarımla aram iyiydi. Belki de çabuk dolaşan ve taranması zor , inatçı olmadıkları için seviyordum saçlarımı .
Oturduğum yataktan kalkıp havlumu askıya astım. Saçlarımı da bileğimdeki ince lastikli tokayla bağlarken bir yandan spor ayakkabımı arıyordum . En sevdiğim spor ayakkabımı dışarı çıkarken giymemek olmazdı. Tamam , belki biraz yıpranmış olabilir ama herkesin en sevdigi bir eşyası vardır. Benim ki ayyakkabıydı.
Dolabımın kapağını açıp en alttan spor ayakkabımı aldım. Zaferle tebessüm ederken üzerime ince bir hırka aldım. Kapıyı açtığımda karşımda Azra yı görünce bir an korksamda daha sonra kendime gelip onu içeri aldım.
"Beni korkuttun. "
Azra hızlı adımlarla içeri girip kitaplıktan CD kutusunu alırken bir yandan da etrafta birşeyler arıyordu.
"Üzgünüm canım. Ama Aslı 'da güzel film yoktu. Ben de kendimkileri almaya geldim. "
"Pekala o zaman başka bir şey yoksa gidelim. "
Kafasını sallayıp " Tamam gidelim" dedi . Kapıyı arkadan kilitleyip anahtarı arka cebime atarken Aslı 'nın odasına yani üst kata çıkmaya başladık. Bugün kararlaştırıp güzel bir film izlemeye karar vermiştik. Her ne kadar Azra ' ben ders çalışacağım' desede , sonunda onu da ikna etmiştik. Belki bu film biraz da sabah ki olanları unutmak için de olabilirdi. Kimse dile getirmese de ben hal ve hareketlerinden anlıyordum.
Her ne kadar o notu kimin bıraktığını bilmiyor olsamda , ne yapıp edip o kişiyi bulmam gerekiyordu . O notu Savaş göndermiş olamazdı degil mi? Yani benden nefret eden biri ve ölümüne sinirlendirdiğim kişi bana böyle bir düşünce içerisinde olamazdı.
Peki ama kimdi ?
Sabahtan beri Azra ve Asli 'nın dilinden düşürmedigi bu olayı bir süreliğine kapatmak istemiş ve film izlemenin iyi olacağı kanısına varmıştık.
Aslı 'nın odasına vardığımızda buraya ilk kez geldiğimi daha yeni farketmiştim. Nedense daha önce buraya gelmek aklıma gelmemişti. Belki de hiç ihtiyaç duymadığim içindi.
Içeri girdiğimizde Aslı dizüstü bilgisayarı küçük bir masanın üzerine koymuş , ekrana sabitlediği gözlerini bize çevirmişti.
Azra elindeki kutuyu Aslı'nın yatağının üzerine boşaltırken ben de Bilgisayarın başına geçtim. Aslı'nın oda arkadaşı bugün gelmeyeceği için hepimiz rahattık. Belki bugün burada bile uyuyabilirdik. Sıkılmış bir vaziyette bir süre onları izledim. Bir türlü aklımdan çıkmayan şu notu nasıl unutabilirdim ki ?
Oflayıp tırnak yemeye başladım. Birşeyler düşündüğüm zamanlar hep tırnak yerdim. Bi nevi stres atma yöntemiydi. Tırnak yemeyi bırakıp tekrar etrafa bakındım. Aslı'nın olduğu tarafın duvarı boydan boya değişik posterlerle doluydu. Ve minik bir üçlü raf olan bir köşede birkaç kitabı vardı. Belli ki kitap okumayı seviyordu. Bende severdim ama genelde polisiye ve macera türleri okuduğum için Aslı'nın aşk romanları dikkatimi çekmemişti. Aslı'nın aşk romanları okuması garibime gitmişti.
Tamam herkesin bir zevki var ama Aslı öyle aşk meşkle arası olan birine de pek benzemiyordu.
Aslı ve Azra güzel bir film ararken bende tekrar önüme döndüm ve bilgisayar da boş boş bir yerlere tıklamaya başladım. Elimi çeneme yaslayıp ekranda beliren sayfalarda göz gezdiriken, bir dosyaya tıkladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR AŞK
Teen FictionBirbirinden ölümüne nefret eden ama aynı zamanda birbirlerine ihtiyaçları olan iki ölümlü beden. Ruhları bazen onlardan habersiz buluşur, onların kendi zihinleri ile yapamadıkları sevgiyi o ruhlar birbirbirlerine gösterirlerdi. Ne farkederdi ki , bi...