.
.
.Gözlerimi zeminden zorla da olsa çekip gerçeklerle yüzleşmek adına başımı yavaşca kaldırdım. Her saniyesinde ürperen tenimi hiçe sayarak karşımda en son bile görmek istemediğim o tanıdık yüzü tekrar ve tekrar inceledim. İfadesiz sureti ve elinde çevirdiği siyah çakmakta olan bakışları ara ara bana dönüyor diken üstün de oturmamı sağlıyordu. Niye buradaydı ki sanki . Daha doğrusu ben neden buradaydım. Hiç tanımadığım bu mekana hangi akılla gelmiştim.
Tamam . Kendimi sadece bir nebze olsun sakinleştirmek için suçlamam yersizdi. Ama buna engel olamıyordum.
Savaş yine her zaman ki o kendine güvenen tavırları ile gelmiş ve büyük bir masa etrafında toplanmamızı sağlamıştı. Aslında bunu Mete yapsada ben yine de onu suçluyordum. Tabi Mete ile çok yakın arkadaş olduklarını da yeni öğreniyordum.
Sakin ve anlamsız hali bazen Mete ve Kuzey in sohbetine dahil olurken bazen sadece susup dinliyordu. Çok konuşmayı sevmediğini artık bu zamana kadar anlamıştım. Kuzey tam tersi çok eğlenceli bir tipti. Sürekli espri yapıyor ve Savaş ın kötü bakışlarına maruz kalıyordu.
Sağıma ve soluma baktığımda Azra ve Aslı da benden farksız sayılmazdı. Bir o kadar gergin ve öfkeli oluşlarına rağmen Mete ye birşey belli etmemek adına onlarla oturmayı isteksiz kabul etmişlerdi.Her ne kadar biz böyle rahatsızca otururken etraftaki kızlar bize kötü kötü bakışlarından kaçamıyorduk . Tabi Savaş a bakıp iç geçirmeyi de ihmal etmiyorlardı. Sanki Savaş ' a çok meraklıyım. 'Alın sizin olsun ' demeyi çok istesemde susmakla yetinip safça olup bitenleri izledim.
Aslı elindeki telefonu masaya bırakıp kulağıma doğru yaklaştı.
"Kanka ya ne zaman gidecegiz. Çok gerdi burası beni ."
Başımı sağa sola sallayıp fısıltıyla "bilmiyorum" dedim. Kuruyan dudaklarımı ıslayıp Azra ya döndüm.
Azra göz işareti ile 'kalkalım' dercesine harekette bulununca 'tamam' diye başımı hafifçe oynattım.
O sırada müzik değişti ve bir çok çift dans etmeye başladı. Bizim masa sessizleşirken Mete ayağa kalkıp yanıma doğru gelirken umarım düşündüğüm şey olmaz diye içimden geçirdim.
Mete tam yanım da durup hafifçe eğilirken elini uzattı. "Benimle dansa kalkar mısınız küçük hanım. "
Ve istemediğim şey oldu. Bir eline bir yüzüne bakarken kabul etmessem çok kırılacağını düşünerek elini tuttum. Azra ve Aslı bana gülümserken Savaş gözlerini ayırmaksızın beni izliyordu.
Mete ile ortaya çıkıp çok yakınlaşmadan yavaş yavaş müzikle uyuma girerken tek istediğim şu dans saçmalığının hemen bitmesiydi. Ne diye beni kaldırmıştı sanki. Hem hiç de sevmezdim bu dans şeyisini.
Mete benim tersime gayet mutlu görünüyordu. Belimi sıkıca kavraması ve bana hafif tebessüm ederek baktığından bunu anlıyordum . Gülümsemesine karşılık verirken bizim masaya doğru gitti bakışlarım. Savaş hariç hepsi yerlerinde oturuyorlar hatta Azra Kuzey 'le konuşuyordu. Peki ama Savaş neredeydi. Bilinmezlik içerisinde hala dans ederken şarkının yarısında müzik durmuş tekrar hareketli birşeyler kulaklarımızı doldurdurmuştu . Neler olduğunu hiç kimse anlamasa da bazıları yerlerine oturmuş kalanlar bu müzikle oynamaya başlamışlardı.
Mete hala beni bırakmazken elimi çok geniş olmayan omuzlarından indirdim. Benim bu hareketimle nihayet belimi bıraktı. Asılan suratı ile etrafına bakarken elinin birini saçlarına götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR AŞK
Teen FictionBirbirinden ölümüne nefret eden ama aynı zamanda birbirlerine ihtiyaçları olan iki ölümlü beden. Ruhları bazen onlardan habersiz buluşur, onların kendi zihinleri ile yapamadıkları sevgiyi o ruhlar birbirbirlerine gösterirlerdi. Ne farkederdi ki , bi...