40 Yıl Hatır

44 1 0
                                        

6 saatlik bir sürüşün sonunda Simge ile Can Atina'ya varmıştı. Ve yarışmanın başlangıç vermesine daha 2 saat vardı. Simge gerçekten araba sürmekten bitkin düşmüş durumdaydı. Can:

-Gel bir Yunan kahvesi içelim.

-Aslında hiç fena olmaz biliyor musun?

İkisi de gidip bir kafeye oturdu. Garson geldi. İkisi de birer Yunan kahvesi sipariş verdi. Simge güler yüzüyle Can'a döndü:

-Hayatında hiç Yunan kahvesi içtin mi?

-Hayır. Sen?

-İçtim.

-Tadı nasıl? Yaptığın tuzlu kahveye benzemiyordur umarım?

Simge güldü:

-Hayır, hayır. Benzemiyor.

-Türk kahvesine benziyor mu?

-Aslında benziyor. Tek farklarından biri yanında lokum veya su ile ikram edilmemesi çünkü Yunan kahvesi biraz daha ince çekiliyor. Türk kahvesi biraz daha yoğun olunca ki kahve dediğin biraz öyle oluyor, yanında su ikram ediyorlar. Ben hafif kahve seven biri olduğum için Yunan kahvesini tercih ediyorum.

-Bakalım. Beğenecek miyim?

-Bakalım.

-...

-...

-Sürüş keyfi nasıldı?

-İyiydi. Yani gündüz sürünce daha rahat sürüyorsun. Müzik filan açtım. Çok fazla sesini açmadım ama yani uykun baya derinmiş.

-Gerçekten mi? Hiç duymadım.

-Aslında derin uyumak ne kadar iyi bilemem. Hani uyku evrelerini hızlı mı atlıyorsun acaba?

-...

-Yani bazı evrelerde uykuya tam dalmamış oluyoruz.

-Bilmem. Bunu hiç düşünmemiştim. Araştırmam lazım.

-...

-Bu arada bir fikrim var bilmem beğenir misin?

-Neymiş o?

-Bir kanal mı açsak acaba?

-YouTube kanalı mı?

-Aynen.

-Bilmiyorum. Yani internet videoları hiç ilgimi çekmiyor ama onun yerine bir blog açabiliriz.

-Güzel fikir peki blogun adı ne olacak.

-Yolcu.

-Yolcu mu?

-Evet yolcu. Sen ve ben birer yolcu değil miyiz Can?

-Öyleyiz.

-...

-Peki sen nasıl istersen öyle olsun.

Garson kahveleri getirdi. Simge ve Can teşekkür ettiler. Ardından kahvelerini içtiler. Can:

-Bir fincan kahvenin kırk yıl hatrı olurmuş.

-Adabı vardır kahve içmenin. İlk önce kimle içtiği bileceksin, sonra kime içtiğine.

-Hahahaha! Bu ne alakaydı Simge?

-Bilmem. Ramiz Dayı sözü gibi değil mi?

-Fazlasıyla öyle. Ve çok tuhaf durdu.

-O zaman şöyle söyleyeyim. Adabı vardır kahve içmenin. İlk önce kimle içtiği bileceksin, sonra kime içtiğine yeğeeen!

-Hahah! Tuhafsın.

-Biliyorum. Arada böyle saçmaladığım oluyor. Ve sonra pişman oluyorum.

-Neden?

-Bilmem. Yaşım 25 ama 5 yaşında gibi davranıyorum.

-Önemli olan ruhun genç kalması. Ruhun ne kadar genç ise o ruh zaten yüze de yansıyor.

-Ben zaten 4.sınıfa giderken bile bana anaokuluna ne zaman gideceksin diye soruyorlardı.

-Hahahaha!

-Gülme, tabi sen baya uzunsun hiç böyle şeyler yaşamadın.

-Boyun çok mu küçüktü eskiden.

-Evet. Sınıf sırasında sonlara kalırdım.

-Ama o kadar kısa değilsin. Boyun kaç?

-1.62.

-Gerçekten mi? 1.60 gösteriyorsun. Hahahaha!

-Sen! Yeter tamam! Gülme lütfen.

-Hayır gerçekten çok kısa değilsin.

-Senin kaç?

-Galiba 1.80.

-Gerçekten mi? Valla buradan 1.90 gibi duruyorsun.

-Uzun olmak güzel bir şey değil.

-Niye? Ne güzel biraz temiz hava alıyorsundur.

-Yok ya ısınan hava yükseliyor. Çok havasız kalıyor insan. Hem her banyo yaparken duş başlığı sana, sen duş başlığına bakıyorsun. Çok kötü bir his. Ondan da geçtim uçaklarda, dizlerim önümdeki koltuğa değiyor. Başka mesela şey de var. Avizeye çarpıyorum sürekli. Bubi tuzağı gibi. Avizeye çarptığım an sanki yerde bir çukur açılıp pirana dolu havuza düşecekmiş gibi hissediyorum. Ama şey hani uzun boylu olmanın yararlarından biri de herkes senin gibi olmak istiyor. Bak o yönden güzel.

-Hahaha! Birden boyumu çok sevdim.

-Keşke ben de minnak biri olsaydım ama erkek olunca işte, küçük erkek olmak da zor oluyor. Düşünsene bir yere müdür olacaksın. Boyun Daniel Radcliffe gibi. Seni kimse takmaz. Çalışanlarla yüz yüze konuşamazsın. Ama uzun boylu olmak çok farklı. Bir de benim gibi zayıf olmadığını düşün. Böyle küheylan gibi. Top sakallı filan. Al sana müdür.

-Müdür temsili.

-Aynen.

-Boyu biraz kısa olupta müdür olan çok var ama. Yani artık şey yok. Dil eğitimi var mı, işte hangi üniversite bitirmiş filan artık önemli olan bunlar.

-Parayı kazandık diyelim benden olur mu acaba?

-Olur. Bundan şüphe bile etmem.

YolcuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin