27.

2.5K 254 61
                                    

"Oh my Dog!"
Taehyung'un nidası rüyalarımdaki renkli fillerin hortumundan yükselirken gözlerimi kırpıştırdım. Sırtımdan boynuma doğru bir sızı yükseliyordu. Gözlerimi henüz tam açamamıştım, dün gece ve bulunduğum son konumun güncellemesi yavaş yavaş beynime iniyordu.

Gözlerimi kırpıştırıp daha iyi görmeyi amaçlarken  başımın altında hissettiğim sıkı kaslarla dikenli tellerin üzerinde yatmışım gibi alelacele ayağa kalktım. Hızlı hareketim  yüzünden başım döndüğünde elimi alnımı koydum ve o hissin geçmesini bekledim. Bu arada ise bunu nasıl toparlayacağımı düşünüyordum.

Gözlerimin durumu daha iyi bir hale gelmişken kapının önünde açık bir ağızla dikilmeye devam eden Taehyung'a kaçamak bakışlar attım.
"Kesinlikle yanlış anladın."

"Yani Jimin hyung'ın dizinde uyumadın?"

Gözlerim odanın içinde fır dönüyordu ve uyku sersemliğimden dolayı yavaş çalışmayı sürdüren beynim kelimelerimi bir araya toplamamı zorlaştırıyordu. Jimin benden daha sakin bir şekilde açtı gözlerini ve kollarını havaya kaldırıp sanki kendi evinde, kendi yatağında yeni bir güne başlamış gibi büyük bir rahatlıkla gerindi.

"Günaydın!"

Taehyung'u hala farketmemiş olmasının nedeni yattığımız koltuğun kapıya dik olan konumuydu. Yattığımız koltuk mu? Tanrı aşkına, ne diyorum ben?
Oflayarak gözlerimle, daha doğrusu sahip olduğum tüm mimiklerle kapı tarafını işaret ettim. Park Jimin en sonunda Taehyung'u farketmişti, elbette Taehyung ağzını hala kapatmamakta ısrar ediyordu.

Jimin oturduğu yerden kalkıp beyaz tişörtünü  düzeltmeye çalışırken tıpkı benimle aynı cümleyi kurdu.
"Kesinlikle yanlış anladın!"

"Yani Sae Ra noonayı dizinde uyutmadın?"

Jimin ile birbirimize baktık bu sorudan sonra. Sessiz geçen birkaç saniyenin ardından kontrolü elime almak için açıklama gereği hissettim. Sonunda beynim normal işlevine dönmeye başlamıştı.

"Dün gece iyi hissetmiyordum ve Jimin buraya geldi..." Taehyung'un şüphe dolu bakışları daha da yoğunlaşıyordu. Açıklama yapayım derken daha fazla battığımı düşündüm.
"Öylece uyuya kalmışız." diye devam ettim kısaca. Hiçbir çaresi yoktu. Yanlış anladığını da söyleyemezdik, aslında her şey göründüğü gibiydi.

"Yani birlikte misiniz artık?" Ben henüz karşı çıkamadan Taehyung gözlerine ulaşan büyük gülümsemesiyle hızlıca konuşmaya devam etti.
"Taehyung-"

"Ben de bir süredir bu haberi bekliyordum! Hadi hemen bunu kutlayalım!" Bir tekerlemeyi söylüyormuş gibi ard arda yuvarlıyordu kelimeleri.

Jimin mahcubiyetle omzunu silkip gözlerini yere indirdi. Henüz ona karşı hiçbir şey hissetmediğimi ve bu yüzden rahatsız olacağımı düşünmüş olmalıydı.

"O zaman sizin için birer güzel kahve yapacağım. Siz de hemen mutfağa gelin. "
Taehyung ellerini çırparak odayı terkettikten sonra Jimin başını kaldırdı.
Ellerimi belime koymuştum ve bu yanlış anlamayı düzeltmenin yollarını arıyordum.
"Ben.." dedi ve sağ eliyle ensesindeki saçları karıştırdı.

Uyandığımdan beri yüzüne dikkatle bakmamıştım. O an ilk kez baktım ve buna anında pişman oldum. Göz kapakları şişmişti. Alnına dökülen saçlar karışıktı ve başının arkasındaki bazı saç telleri şaha kalmıştı. Yeterince büyük olan dudakları biraz daha şişerken kuruydular. Park Jimin büyüleyici bir sevimlilikle karşımda dikiliyordu ve ben de öylece kaldım olduğum yerde.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MARIGOLD • pjm ☑︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin