16.

3.5K 339 99
                                    

İnsanların yüzlerine yansıyan anlık duyguları yakalamak güzeldi. Tıpkı Jimin'in yüzünden geçen şaşkınlık, endişe ve merak duygularını yakalamak gibi...

Benim çok monoton bir yüz ifadem vardı, ifadesizlik. Evet, her şeyden nefret ederdim, kin duygum gelişmişti ancak ben de zaman zaman gülümseyebiliyordum, şaşırıyordum ya da... başka yok. Sadece bunları yapabiliyordum farklı olarak. Tabi buna ifadesizlik denmezdi. Bunların haricinde diğer anlarda daima düz dudaklar ve odaklı bakışlara sahiptim.

(Ne güzel bi kız bulmuşum ha

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ne güzel bi kız bulmuşum ha.. Allah iyiliğimi versin asfgj) 

Park Jimin'in şaşırma merasimi yavaşça son bulurken mahcubiyetinden kaynaklandığını düşündüğüm gibi başını eğdi. Alt dudağını ısırıyordu ve ellerini masanın altında birleştirmiş olmalıydı. Çökük omuzlarını kaldırana kadar bekledim onu. Bundan sonra benim söyleyeceğim bir şey yoktu, açıklamayı bana kendisi yapacaktı. Ondan sonra belki, küçük bir ihtimal, unuttuklarını söylerdim ona.

" Seni bugün tanıdım. " İçini çektikten sonra gözlerini bana çevirdi.

İnanmıyormuşum imajı çizmek için gözlerimi devirdim. Beni aptal mı sanıyordu bu? Onu iki kez suya götürüp getirirdim, anlamazdı bile. Neden su bilmiyorum, atalarımız böyle uygun görmüş.

" Bana doğruları anlatacak mısın artık? "

" Üç ay önce... " dedi. " Seni ilk olarak üç ay, bir hafta, iki gün önce gördüm. "

Şaşkınlıkla ona bakarken " Çetele mi tutuyorsun be adam? " diye sordum. Üzerindeki gergin hava dağılıp gülümserken bu bana iyi gelmişti. Nedense ona karşı suçlu olduğumu düşündüğüm için mahçup hissediyordum, tek nedeni buydu. Gerçi kardeşim için zorunda kalmıştım ama...

Bu esnada aklıma Jimin ile birlikte gittiğimiz Kral Lear tiyatrosu geldi. Öyle aniden belirivermişti zihnimde. Yine bahaneler uyduruyorsun, dedim kendime. Kral Lear'ı bile geçiyorsun bu konuda.

" Bir uygulama var biliyorsundur belki, önemli günleri kaydediyorsun, senin yerine günleri sayıyor. "

Hayır, elbette bilmiyordum. Hangi özel günü tutacaktım Tanrı aşkına? Sarı ışıkta geçerek ilk çılgınlığımı yaptığım gün. İlk kez deliksiz bir uyku çektiğim gün. En son ne zaman gerçekten mutlu olmuştum? Bak, keşke bunun günlerini saysaymışım.

Başımı iki yana salladım ve sustum. Anlatmaya devam etmesini bekliyordum.
Benim ciddiyetimi fark edip gülümsemesini tamamen söndürerek boğazını temizledi.

" Buraya yeni taşınmıştım ve yemek için sizin dükkana gitmiştim. Tabi o zamanlar yüzünü kaldırıp kimseye bakmadığın için benim de dikkatimi çekmemiştin. Daha sonraki günlerde senin her zaman böyle olduğunu farkettim. " gülümsedi yeniden, anımsıyordu o zamanları. Benim varlığından haberdar olmadığım halde beni seyrederken edindiği anıları şuan zihninde canlandığı için oturduğum sandalyede biraz kıpırdandım. Böyle düşünmek o izleniyormuşluk hissini üstüme atmıştı.

MARIGOLD • pjm ☑︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin