14.

3.6K 333 106
                                    

Bölümler için ayarladığım kısa notlarımı silmişim galiba cryyy.
Bölümü şarkıyla okumasanız da olur. Ben denedim kafası karışıyor insanın. Şarkıyı çok sevdiğim için sizinle paylaşayım dedim.

Küçüklüğümü net bir şekilde hatırlıyorum. Ablamın bana nazaran nasıl güzel bir kız olduğunu, nasıl değer gördüğünü ve nasıl sevildiğini hatırlıyorum. Bazen eski fotoğraflara baktığımda onu benim yanıma süs olarak koyduklarını düşünürdüm. Ya da şöyle bir şeydi; o fazla güzeldi ve ona bakan insanların kötü enerjilerini engellemek için beni kullanıyorlardı. Neşeliydi ve en çok onun sevilmesi gerekiyordu sanki. Tüm ilgiyi üzerine toplamak onda özel bir yetenek haline gelmişti. Nasıl ki ben insanların duygularını etkilemekte iyiyim, o da bunda son derece iyiydi.

Büyüdükçe benden 4 yaş büyük olan ablamın sadece güzel olduğunu farkettim. Kişiliğine dair hiçbir iyi anım yoktu. Kendimi çirkin hissettiğim zamanlar annem daima kalp güzelliğinin daha önemli olduğunu söylerdi. Bunu üstü kapalı bir şekilde benim çirkin oluşumu kabul ettiğine yorarak önemli olan şeyi atlardım. Ancak ablam daima güzelliği konusunda övgüler toplarken ondan daha çok nefret ediyordum. Çünkü dışarda cici kızı oynarken evde benim oyunumu bozan, kıyafetimi yırtan ya da bana karşı küfürlü konuşan yine aynı kişiydi. Bu yüzden ellerimi iki yanımda yumruk yapıp diğer nefret ettiğim insanlara karşı kendimi savunmak istiyordum. Gelin ve bir röntgen çekilelim! Küçüktüm ve kalbimin güzelliğini nasıl göstereceğimi bilmiyordum.

Çok saftım. Kalbimin de güzel olmadığını henüz anlamamıştım o zamanlar. Nefretle kaplanmış bir insan en fazla ne kadar iyi kalpli olabilirdi ki? Ama ben iyi olan bir şeylere tutunmak için direniyordum. Annem öldüğünde daha çok nefret ettim. Babam gittiğinde daha çok... Ve en sonunda ablam gittiğinde ve yalnız başıma kaldığımda duyduğum nefretlerin en büyüğünü kabullendim. 16 yaşında küçük kardeşinin sorumluluğu üzerine yüklenmiş bir genç kızdım. Nasıl iş başvurusu yapacağımı bile bilmiyordum, faturaları ödemek ilk seferinde beni zorlamıştı. Hepsine alıştım ve her gün ailemden nefret ederek atlattım o günleri.

Evin kapısını açmadan önce içerden gelen yüksek sesli kahkahaları duyabilmiştim. Bu benim için son derece stresli bir andı. Günümün iyi geçmemeye devam etmesi anlaşılan, beni zorlayacaktı. Evin koridorunda sessizce yürümeye çalışıp odama kaçma gibi bir teşebbüste bulunmuştum. Uyuma taklidi yaparak bugünü daha fazla hasar almadan kapatabilirdim.

Ancak benim çok nefret ettiğim büyükannem yaşlılığının verdiği boğuk sesle " Buraya gel ve ablana merhaba de. " dediğinde yerimde sıçradım. Kendimi kaçmaya o kadar adapte etmiştim ki mutfakta birilerinin olduğunun farkına varamamıştım.

Çok söz dinleyen biri sayılmazdım. Büyükannemin ve evde olduğumu öğrenen ablamın beni rahat bırakmayacağını biliyordum. Bu yüzden beni celladıma götüren koridoru tamamlayıp salona girdim.

Çok nefret ettiğim ablam, bizim sehpaya yaydığı fotoğraflar arasından bir şeyler seçip Jungkook'a gösteriyordu. Bunun yanında anlattığı şeyler de küçük Kookie'yi fazlasıyla güldürüyordu. Boğazımı temizledikten sonra ilgilerini çekebilmiştim. Ablam alay yüklü gülüşlerinden birini yüzüne yerleştirip bana bakarken ne diyeceğimi düşünüyordum.

" Yalan söylemeyeceğim. Hoş gelmedin. "

Onu karşılama şeklime büyükannem dirseğiyle koluma vurarak tepki gösterirken muhatap olduğum kişi büyüğünden bir kahkaha patlattı.

" Hiç değişmemiş. Hala ucube gibi ortalarda dolanmak seni yoruyor mu küçük kardeşim? "

Dişlerimi sıkıp herhangi bir karşılık vermemek için kendimi tutuyordum. Ona söyleyecek bir şeyim yoktu aslında. Her şeye daha fazla hakaretle karşılık vereceğini biliyordum. Benim değişmemem hakkında yorum yapan bu insan, yine kendini göremiyordu. Jungkook derin bir nefes verdi ve çatık kaşlarıyla önce ablama, birkaç adım attıktan sonra da yanımdan geçerken bana baktığında bir şey söylemek için ağzımı açmak üzereydim.

MARIGOLD • pjm ☑︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin