Kasabadan ayrılmak Zülal için zor olmuştu. Burada yaşadığı süre boyunca kasabada daha mutlu olduğunu fark edememişti. Eve gittiğinde soru yağmuruna tutulacaktı ve annesi ile babasına belli etmemesi gerekiyordu. Haluk ikiziydi ve onları ayırmışlardı.
Eve geldiklerinde Pelin konuşacaktı. Zülal'in konuşabilecek hali yoktu. Tartışmak istiyordu ve bu isteğini yapmamak için kendini zor tutuyordu.
"Zülal kızım? Iyi misin? Neden hemen döndünüz?"
"Gözde Teyze ben biraz rahatsızlandım ondan geldik yoksa Zülal çok iyi"
"Emin misiniz? Pelin şimdi nasılsın?"
"İyiyim sağolun"
"Anne biz odamdayız biraz dinleneceğiz kimse gelmesin odama"
"Tamam... Siz gidin dinlenin"
Odaya geçince Zülal çalışma masasına geçip düşünmeye başladı. Pelin ise yorgunluktan yataga uzanmıştı.
"Haluk için kaza yaptıktan sonra bile yoluma devam ettim ben... Keşke hafızamı kaybetmeseydim. Şimdi onunla olurdum... Hatta ben kasabada yaşardım buraya gelmezdim."
"Zülal ne dediğinin farkında mısın? Her şeyini bırakıp gitmeyi düşünecek kadar ne yaşadın?"
"Pelin buradaki herkes birbirleriyle menfeat ilişkisi üzerine konuşuyor. Amcam ile yengem Bora'yı şirketin başına geçirmeye çalışıyor. Büyükbabam benden başkasını umursamıyor. Annem ile babam beni ikizimden ayırdı. Burada yaşamam için sebep ne söyler misin?"
"Ben... Ben varım kızım. Tamam Haluk'u bulduktan sonra karar verirsin olur mu?"
"Haluk'u bulursam onunda burada yaşamasını istemem ama ailecek olmak için ne gerekiyorsa yapacağım"
"Haluk burada yaşamak istemeyecek bence"
"O nerede olursa bende orada olurum"
"Doktorun adı neydi? Bütün hastaneleri arayalım... Hangi hastanede olduğunu bulursak Haluk'un yerini de söyler"
"Tamam ben internetten hastanelerin numaralarını çıkarayım... Pelin iyiki yanımdasın. Senden başka güveneceğim kimse yok"
"Benimde canım... Ay ağlama gel şuraya"
Zülal ile Pelin sarılarak ağlamaya başladılar. Bunca yaşadıkları olayları kenara bırakıp sadece birbirlerine sarılıp ağladilar.
20 tane hastaneyi aramalarına rağmen bulamadılar. Daha 200 tane daha hastane vardı. Pelin şimdiden sıkışmıştı.
"Zülal ara verelim"
"Tamam... Cok çabuk yoruldun"
"Peki bulamazsak ne yapacağız?"
"3 haftaya okullar açılacak bütün liselere Haluk'u soracağım"
"Çıldırdın mı!"
"Bulmak zorundayım"
Bir saat daha aradıktan sonra sonuc alamayınca yemeğe indiler. Pelin yemeğini yedikten sonra eve gitti. Zülal ise yatağına yatıp uyumaya çalıştı. Haluk onun ikiziydi, Can ise aşık olduğunu söylemişti. Ne diyeceğini bile bilmiyordu. Can'ı seviyordu ama görmeden birini sevebilir miydi?
***
Haluk şimdiden çalışmaya başlamıştı. Can gibi iyi bir üniversiteye gitmek istiyordu. Dilek ise yeni bir iş bulmuştu. Pastanede çalışacaktı. Böyle bir işin ayağına gelmesi harika olmuştu.
Can ile Umut üniversitelerine yakın dövüş öğreten kursa kayboldular. İkisi de dövüş konusunda iyiydiler. Bir ay sonra üniversiteye baslayacaklardi ve şimdiden biraz heyecanlilardi.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLEĞİM MELEĞİM HER ŞEYİM SENSİN
Roman pour AdolescentsYaşadığı kaza onu sonsuz karanlığa sürüklemişti. Kimsesiz, yapayalnız ve korkmuştu. Hiç kimseyi hatırlamıyordu, hatırlasada görmedikten sonra onlar olup olmadığını nasıl anlayacaktı...