Ben bunları dedikten sonra hayalimdeki 3 çocuğumuz da yok olmuştu. Hani biz "Mertem" olucaktık? Nerde çocuklarımız? Bana bunu nasıl yaptın zalımın çocuuu.
" Bana uyar." dedi ve ayağa kalkıp pantolonunu açıyomuş gibi yaptı. Sonra güldü. Ben de gülümseyip tuvalete gittim. Bi saniye. Rezil olmadım mı? Ya da rezil olduğum için durumu toparlamaya mı yaptı bunu? Ahh. Berkay. Sen olsaydın şimdi yeni biriyle uğraşmak zorunda kalmazdım. Donumu çekip ellerimi yıkadım. Sonra tuvaletten çıktım. Salona girdiğimde Mertcan tekli koltukta yan şekilde yatmıştı. Hani koltuğun bi koluna kafanı koyarsın diğer kolundan da bacaklarını sarkıtırsın ya o şekilde. Ben de üçlü koltuğa yayılarak oturdum. Benim geldiğimi fark edince sadece yan gözle baktı sonra kafasını çevirdi. Kapı yumruklanmaya başlayınca kalkıp açtım.
" Amın kızı. Ölüyodum burda. Nerdesin sen yarım saattir ? Hem kuzenin olduğunu ben niye bilmiyorum!?" dedim fısıldayarak.
Fısıldamasam da olurdu. Çünkü yanımdaki gülüş sesinden Mertcan'ın yanımda olduğunu anlamıştım.
" Gizeeeeeeeeem" diyip boynuma atladı. Tabi siz bunu " özlemek " sanın. Bu sen,ben, mertcan dışarı çıkalım sonra baran gelsin cırlamasıydı. Bal gibi biliyorum. Tabi salak ayağına yatayım da Mertcana daha fazla rezil olmıyım.
" Eylül senle konuşmam gereken bişey var" dedim. Tabi o an ne kadar üzgün olduğumu beynimin en çükko hücresine kadar hissettim.
" Tamam" dedi eylül de ciddileşerek. Elindekileri poşetleri - marketten geldi ya hany ;) - mutfağa bırakıp beni odasına sürükledi.
" Anlat bakalım" dedi ve yatağına oturduk. Berkay' la olan ayrılık konuşmamızı anlattım. Sanırım nerde göz kırptığına kadar ezberlemiştim.
Eylül boş gözlerle bana baktı. Zaten en başından beri sevmiyodu Berkay'ı.
" Salla Berkay'ı. Benim sana anlatmam gereken daha önemli bişey var" dedi. Pekala. Berkay'dan önemli ne olabilirdi?
" Mertcan varya artık burda kalıyor. Temelli geldi. Ve bizim resimlerimizi görmüştü. Senin çok güzel olduğunu falan söyledi. Nolur bunu da soğutma kendinden hem kuzenim. Çok güzel olur. Sen &mertcan, baran& ben çifte randevuya çıkarız. Baran demişken ben onu ektim ya. Şey sahile inelim üçümüz. Sonra ben Baran' ı çağırayım. Sen Mertcanl'a takıl ben Baran'la. Olur mu aşk?"
Bi kaç paragraf yukarıya giderseniz " BEN DEMIŞTIM"
" Ay saçmalama eylül" nolur ıstar ettt
" ya lütfen lütfeeeeeen"
" Gelirsem çok durmam"
" tabi canim" neyse abartmadan kabul edeyim bari.
" tamam" dedim sonra salona geçip mertcana sahil gidek dedik. Oda onayladı. Salon onaylamadı, ama konumuz bu deil.
Eylül sevinç cırlamarıyla beraber çırpınmaya başladı.
" Hemen giyinip geliyorum" dedi ve odaya gitti. Sonra mertcan da giyinmeye gitti. Geldiklerinde Eylül beyaz bi askılı ve kot şort giymişti. Aman salla Eylül'ü. Mertcan siyah bi body ve bi kot giymişti. Kaslarına ağzımın suları akarak baktığım doğrudur. Mükkemel piercing'i de tam ordaydı. Mutluuuuuu, bana bişeyler oluyor.
" Hadi çıkalım" dedi ve evden çıktık. Sözde biz sahile doğru yürürken Baran' ı gördük ve o da bize katıldı.
Mertcan kulağıma eğilip " Bu kim" fısıldadı. no bebek. Bu kadar yakın durma
" Sevgilisi" dedim ilk önce Baran' ı bi süzdü. Sonra umursamazca bana geri döndü.
" Neyse salla" dedi
Bana bak veled. Biz çıkar da beni de böyle umursamazsan seni sikerim. Mertemiz olum biz.