Uzuuun upuzuuun bi aradan sonra özel bölüm yazmak istedim. Mert&Gizem ikilisini şahsen ben çok özledim.
Ve şimdi sizi Gizem'le başbaşa bırakıyorum.
Alalacele ağzıma bi iki lokma daha tıkıp sofradakileri buzdolabına soktum. Tabi hızlı olabilidiğim kadar hızlı oldum. Koşarak odamdan hazırladığım çantaları aldım. Anahtarımı ve telefonumu da alıp evden çıktım.
Abim ve Eylül evin hemen önündeki arabanın camından " Hadiiiiii!" Diye cırlıyodu.
Koşarak arabaya binip ' Geldim ayh patlamayın baaa' konuşmamı yaptım.
Araba durunca eşyalarımı abime taşıttırıp ' düğün salonuna ' girdim.
Hemen gelin odasına pışpışladılar beni.
Neymiş gelini düğünden önce damat görmemeliymiş.
Neyse zaten saç, makyaj, gelinliğin içine girme olayı, heyecan yatıştırma derken zaman hemen geçiverdi.
Tabiki de her zaman en değerlim olan Eylül yanımda, benden çok heyecan yaparak cırlıyodu.
Eylül düğüne ' 10 dakika kala' odadan gitti ve yerini annemlere bıraktı.
Babam, annem ve abim tam takım karşımda dikiliyolardı.
" Gel buraya bücür" diyip abim sarıldı.
" Ya abi saçımı bozcan"
" Lan evleniyon, bari evlenirken sarılayım"
" sonra sarıl"
" Kızıım böhöhöhöy" diye ağlayarak annem ve babam aynı anda sarıldı. Hepsini odadan pışpışladım ve kendimle başbaşa kaldım.
Duygusallığı sevmem, düğün günümde hiç sevmem arkdşlr.
Tam rahat bi nefes aldım derken biri kapıyı tıkladı.
" Ne var be!? Gir!" Diye viyakladıktan sonra kapının açılmasını bekledim.
Mert siyah takımı ve siyah papyonuyla karşımda beni inceliyodu.
" Çok güzelsin" dedi dudağını ısırarak.
" Sende"
" Yakışıklısın diycektin"
" Yo bildiğin erkek güzelisin"
" Gidelim?"
" Gidelim"
Koluna girdikten sonra herkesin bizi beklediği salona doğru ilerlemeye başladık.
Uzun koridor, etrafında masalar ve hunharca bizi alkışlayan insanlar vardı.
" Seni seviyorum" dedi Mert. Bu gürültüde %1500 sadece ben duyabilirdim.
" Bende" dedim heyecanımdan dolayı verebileceğim en uzun cevabı vermiştim.
" Seni.. Hep sevdim, hep sevicem. Sana mutlu bi hayat yaşatıcam söz veriyorum. Hep, hep, hep.. mutlu olucaz."
" Biliyorum"
" Bildiğini biliyorum"
" hadi evlenelim" dedim masanın dibine gelince.
Mert hunharca gülünce insanlar biraz ve doğal olarak garipsedi.
Sonucunda ikimiz de hiç naz yapmadan 'evet' dedik.
Dans ederken topuğum kırıldı ve gelinliğin bi kısmı yırtıldı.
Gelinlik yırtıldı diye hunharca ağlamaya başladım.
En son gelin odasında biri gelinliğimi çıkartmaya çalışyodu.
Ya benim neyime evlenmek. Evin köşesinde pijamalarımla otursaydım ya.
Üzerime bi elbise geçirip odadan fırlayıp Mert'i aramaya başladım.
Hatırlarsanız bi basket takımı vardı; ordaki arkadaşlarıyla konuşuyodu. Ve size yemin ederim ki gözlerinin içi bile gülüyodu.
Yanına yaklaştım. Önce elbisemi süzdü ardından kolunu omzuma attı.
" Hayırlı olsun" dedi Mert'in konuştuklarından biri.
" Teşekkürler"
" Çok yakışıyosunuz. Olum Mert karın çok güzel"
Karın.
Karın.
Kocam.
Şimdi biz birazdan Mert'le şey yapcaz da ben o olaya hala hazırlayamadım kendimi.
Hazırlamak derken aman şey işte of.
Mert elimi tutup. "Gidelim mi?'" Dedi ben de onaylarcasına kafamı salladım.
Elimde hala tuttuğum düğün çiçeğimi tezahürat sesleriyle beraber fırlattım. Ve tabiki çingenlik yaparak Eylül kaptı.
Çiçeği elinde sallarken gülmeden edemedim.
Sonra da arabaya bindik.
Mert bi eliyle direksiyonu tutarken diğer eliyle elimi tuttu.
" Seni seviyorum"
" Ben de seni seviyorum"