Hatice'm benim güzel kayınvalidem ne bok arıyon sen benim odamda!? Hayır yani, kadını iki dakikada kayınvalidem yaptım. Kayınvalide ne itici bir sözcük. Kayınço diycekmişte de son anda fake atmış gibi duruyo bence. Kayınço'dan bahsetmiyorum bile. Hep kaynıço diyince aklıma Alpaçino gelmiştir. Ne alaka bilmem benim mallığımdan olsa gerek. Alpaçinao'yu da hiç izlemedim. Acaba niye ki.
Aman neyse. Mert'i bi ittim üstümden yere yapıştı zavallıcığım benim.
" Annen geldi Gamze"
" Gizem" diye düzelterek yataktan fırladım. Sonra koşarak salona gittim.
"ANNEEAAAAAAAĞĞĞ" diye boynuna atladım.
" Kızım bi dursana evde başkaları olmasa bişey derdim ben sana ama neyse demiyom bişey sus alırım ayağımın altına hep mert midir nedir onla mı uyuyosun sen he!?"
" uzun hikaye. sen niye geidin?"
" Bişey konuşmak için geldim" dedi ciddi bir ses tonuya. Onu bırakıp kltuğa oturdum. Annem de karşıma oturdu.
" Seni dinliyorum anne"
" Kızım biz taşınıyoruz"
" Nereye?"
" Antalya 'ya"
" NE? Niye?"
" Babanın tayini çıktı"
" Ben?"
" Seni burada bırakamam. Aklım hep sende kalır."
" Anne! Bunu bana yapamazsın"
" Yapmak zorundayım kızım. Beni de anlat. Seni çok merak ederim. Geceleri uyku girmez gözüme. Aklım hep sende olur."
" Gelmek istemiyorum"
" Gizem! Uzatma! Yarın gidiyoruz!"
" Yarın mı?! Ne kadar erken haber verdin!"
" Sabah 7.30 da almaya gelicez seni 8 de uçak kalkıyor geç kalma " dedi ve hızla salondan çıktım. Ağlayarak odama girdim. Tam kapıyı kapatıcakken Mert kapıyı açtı ve içeri girip kilitedi.
" Ne oldu? niye ağlıyosun?"
" Mert..." dedim ve daha kötü ağlamaya başladım.
Ne Mert'i ne Eylül'ü bırakmak istemiyordum. Burda yaşamaya devam etmek istiyodum. Hatice'yi bile sevebilirdim. Onla kalmaya bile razıydım yeter ki burda kalıyım. Ama herşey için çok geçti. Gidiyorum. Bir daha hiç Mert'e sarılamicam. Bu düşünceyle ona sımsıkı sarıldım. O da bana sarıldı.
" Mert ben gidiyorum"
" Nereye?"
" Antalya'ya"
" Ne zaman dönüyosun?"
" Hiçbir zaman"
" Ne?"
" Babamın tayini çıkmış Mert. Biz oraya taşınıyoruz"
" Ben..." dedi ve devamını getirmedi. Bişey demedim. Sadece ağlamaya devam ettim.
Sonra ani bi kararla ayağa kalkıp dolaptaki bütün kıyafetleri katlamadan rastgele bavula yerlestirdim. Bavulu kapatıp bi taerafa fırlattım. Mert boşluğa bakıyordu.
" Hemen mi gidiyosun?"
" Yarın 7.30 da alıcaklar 8 de uçak kalkıyomuş"
" Gerçekten mi?" dedi ve gözlerinin içi parlıyodu. Gülüyodu lan! Ben onun için götümü yırta yırta ağlıyım o gidiyorum diye sevinsin. Olum erkek milleti değil mi hepsi orospu hesi ibne.
" Evet" dedim dlapta bıraktığım son kıyafetleri alıp banyoya girdim. Onları giyip odaya döndüm. Mert yoktu. Telefonumu alıp salona gittim. Annem gitmişti. Salonda Hatice teyze ve Mustafa amca oturuyodu. Evden çıktım. Nereye gitceğimi bilmediğim için salak salak dolaşıyordm. Sonra sahile gitmeye karar verdim. Atakan'la oturduğumuz banka oturdum. Ve yine yanıma biri oturdu.
" Seni hep burda mı görcem güzellik" dedi bana kocaman gülümseyerek Atakan.
" Bi daha beni göremiceksin"
" Bana bak ergenliğini geç yaşayıp ben ıntihar edijeeeeğm bileklerimi kesijeğğiim falan demicen dimi?"
" Taşınıyoruz Atakan"
" Nereye?"
" Antalya"
" Ne zaman ?"
" Yarın sabah"
" O zaman bugünü güzelleştirmemiz gerekir kalk bakalım"
Sonrasına baya eğlendik. Lunapark'a gittik, bisiklete bindik, hatta beni alışverişe götürdü. Ciddiyim bu büyük bişey. Hangi kız bir erkeği alışverişe götürür be. Yürü Atakan'ım kim tutar seni!!
Arabayı durdurdu. Ona sarıldım ve yanağını öptüm.
" Hoşçakal"
" BUbi veda değil. Haftaya Antalya'da olucam. İyi geceler" dedi ve arabadan inip el salladım. Atakan çok başkaydı. Herkesten. Mesela Eylül benim gitceğimi kim bilir eve geldiğinde öğrenicek. Ama Atakan benim için Antalya'ya gelicek. Eylül 9 yıllık arkadaşım. Atakanla 3-4 gün önce tanıştık.
Eve girip kendimi yatağa attım.
Ne alarm uynadırdı ne de biri uyandırdı. Kendiliğimden kalkıp giyindim. 7.30 da kimseye veda etmeden kapını önüne indim. Annemler gelince arabaya bindim. Hiçbir şey olmamış gibi bana gülümseyerek günaydın dediler. Arka koltuğa iyice tünedim.
" Ufuk nerde biliyo musun?"
" Hayır" diye cevap verdim Anneme. Şimdi ufuk kim diceniz. Kendisi benim taaksız abim olur. Tabi ona abi denirse. Bok.
" Abin de geliyor bizle. "
" Okumuyo mu o"
" Artık değil"
" Banane" dedim ve koltuğa iyice gömüldüm. Havaalanında abim bizi bekliyodu. Ona sarıldım. Sevmesem de o kadar çok özlemişim ki.
" Boğucan be kızım" diyince ondan ayrılıp bavulumu sürüklemeye başladım.
Uçağa binice anladım ki benim bilet sonradan alınmış. Allah belamı vermiş ya. Bu ailede kendimi piç gibi hissediyorum. üvey miyim neyim anlamadım. Gittim yerime oturdum. Sevgili ailem 5 kişi önümde oturuyolardı. Cam kenarı bile olmayan koltuğum yaşlı bi teyzenin yanındaydı. Teyzenin yanında daha şimdiden uyuyan bi adam vardı. Abi uyuyacaksan ben geçiyim oraya dememek için kendimi zor tuttum. Oturdum yerime sessiz sessiz. Napayım kaderime mahkum olucam. Uçak kalktı falan fılan. Tam uykuya dalıcam teyze " gıııııııııııız sen de uyuma" diye bi bağırdı. uyanık olan herkes baktı vallahi.
" Tamam teyze uyumuyom al uyumuyom götüne sok beni"
" Bu gençlerde hiç terbiye kalmamış cık cık cık " dedi ve götünü döndü. Tam oflarken arkadaki şahsiyet ayakarını koltuğuma geçirdi.
" OHA. Yavaş ol hayvan" dedimm arkama bakmaya tenezzül etmeden. Sonra bi anda hiç beklemediğim bişey oldu. Arkamdaki şahsiyet ayağa kalkıp kafasını önüme uzatıp 32 diş sırıttı. OHA. FUCK THAT SHİT. YUH. BURDA NE İŞİ VAR BUNUN1!?!?!?!?!