1.Bölüm:İkiz

1.2K 42 14
                                    

Merhabalar :) Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar dilerim. :) 

--------------------------------------------------------

"HAYIR!!!"

"KES ŞUNU!" Yavaş yavaş kırışıklıkları çıkmaya başlayan adam, genç çocuğu duvara yapıştırdı. Kolunu boğazının altına dayamış, oğlanın hareket etmesini engelliyordu ama genç çocuk ısrarla kıpırdanıyor, adamın kollarından kurtulmaya çalışıyordu.

"ÖLMESİ PLANDA YOKTU!" Öfkeyle parlayan gözleri, siyahlarla buluştu. İşte o an, yeni planı ona söylemediklerini fark etti. Bu kadar önemli bir planın ondan saklandığını...

"Neden?" Sesi öncekilere oranla kısık çıkmıştı. Çünkü her an kendini yıkılacakmış gibi hissediyordu. Böyle bir şeye hazır olduğunu zannediyordu ama şimdi anlıyordu ki hazır değildi. Daha ondan öğrenmesi gereken, kendisini geliştirmesi gereken çok şey vardı. Voldemort'la kapışacağı zaman tamamen hazır olmak istiyordu.

"Senin bunu kabul etmeyeceğini biliyordu."

"Tabi ki de kabul etmezdim. Söyler misin göz göre göre ölüme gitmesini nasıl kabul edebilirdim!" Severus Snape hiçbir şey söylemedi. Çocuğun acısını yaşamasına izin verdi ve kollarını çocuğun boynundan çekti. Artık bağırıp çağırmayacağını biliyordu çünkü küçüklüğünden beri çabuk öfkelenir sonra bu öfkesi uçup gider teker teker sorularını sorardı. Zaten biraz daha o şekilde kalsalar çocuğun onun kollarından kurtulacağına emindi çünkü lanet Potter son birkaç yılda kendisini beklenmedik derecede geliştirmiş, güçlendirmişti. Kardeşini geçmişti.

"Peki nasıl? Voldemort'tan daha güçlüydü. Yaşlı olsa bile onu yenebilirdi!"

"Potter kimseye söylemiyor. Tek bildiğimiz birlikte bir yere gittikleri ve Dumbledore'un oradan güçsüz bir şekilde döndüğü." Çocuk hortkuluk diye düşündü ama hiçbir şey söylemedi. Karmakarışık olan saçlarını iki eliyle bir şekle sokmaya çalıştı. Sanki saçlarının düzgünleşmesi aklındaki karışıklığı da alacakmış gibi. Birkaç saniye kendisini sakinleştirmeye çalıştı. Ama kalbi bu derece yanarken hiçbir şey işe yaramıyordu. Bu beklenmedik ölüm onu şoke etmişti. Onu şuan dindirebilecek tek şey cevaplardı. Aklında dönüp dolaşan sorulmamış soruların cevapları...

Hızla Snape'e dönüp konuşmasına devam etti. Sorularıyla zihnini rahatlatabilirmiş gibi ve en önemlisi söyledikleriyle olanları değiştirebilirmiş gibi.

"Harry'yle değil benimle gitmeliydi. Gittikleri yerde onu koruyabilirdim. Her zaman Harry'yi bırakmasını söyledim. Sadece onu korumasını... Diğer her şeyi benim yapabileceğimi. Ama hiçbir zaman beni dinlemedi. Bana her zaman Harry'nin sana ihtiyacı var. Onun yanında olmalısın dedi. Sen büyük olansın James, kardeşini her zaman korumalısın. Ne ağabeylik ama birkaç dakika erken doğmakla ve bunca yıldır gizlenen çocuk olmakla. Sanki Harry'nin bana ihtiyacı varmış gibi..."

Konuşmasına devam ettikçe kalbindeki ateş daha da çok ortaya çıkıyor ve ses tonunun yükselmesini kontrol edemiyordu.

"Harry'nin Weasley'lere, Granger'a ya da diğerlerine sahip olduğunu ama benim sadece ona ve sana sahip olduğumu hiçbir zaman fark etmedi. Ki size de sadece tatillerde sahiptim. Onun gözünde her zaman Harry vardı. Bense sadece savaşta koz olmak amacıyla hazırlanan askerdim." Ayakta durmakta zorlanınca yere çöktü genç çocuk. Terlemiş olan sırtını, duvarın soğukluğuna aldırmadan yasladı. Aynı gözyaşlarının akmasına aldırmadığı gibi...

Duvar hiç olmadığı kadar onun zihnini toplamasına yardım ediyordu. Soğuk iliklerine işliyor ve zihni ilk baştaki şok anından çıkıyordu. Artık tüm evrelerden sonra ölümü kabullenme evresine gelmiş ve bu ölümün suçlusunu arıyordu. Şimdi sıra ölümden suçlu kişiye öfkelenmekteydı; Voldemort ve Harry...

Bilinmeyen ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin