11.Bölüm: Farkına Varılanlar

237 27 0
                                    


Hermione ile kavgasından sonra Hogwarts'daki hayat tamamıyla kötüleşmişti. Sanki tüm okul kavgalarını öğrenmiş gibi ona tavır almaya başlamıştı. Özellikle Gryffindor'lar, Slytherin'lilerle onu ayırmıyor gibiydiler. Slytherin'lilere nasıl bakıyorlarsa ona da öyle bakıyorlardı. En azından ona laf sokmaya cesaret edemiyorlardı. Çünkü korkuyorlardı. İlk defa okuldakilerin ondan korkması işine yaramıştı.

O günden sonra James, Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinde bir daha hiç Hermione'yle eş olmadı. Maalesef Neville'le eş oluyordu ve geçen her hafta James'in sinir katsayısı daha da yükseliyordu. Neville Longbottom, bir gram bile ilerleme gösterememişti. Daha James'e karşı asasını doğru düzgün bile tutamıyordu.

Harry, Ron ve Ginny suratına bile bakmıyorlardı. Hermione'yi saymıyordu bile. Ona yokmuş gibi davranıyordu ve James, en çokta bu duruma sinir oluyordu. Hem Hermione'nin ona yokmuş gibi davranması hem de hatalı olduğunu bilmesine rağmen yeniden dileyeceği özrün bir işe yaramayacağının bilinci... Özür, öyle bir şeydi ki defalarca söylenmemeliydi. Çünkü hep kötü davranıp özür dilenince, özrün hiçbir anlamı kalmazdı. İşte bu yüzden şimdi bu haldeydi. Yapayalnız. Çevresinde onca insan olmasına rağmen kimse yoktu. Aynı Dumbledore'un evindeki gibiydi. Yalnızlığa alışık olmasına rağmen, tüm bunlar kendisini çok kötü hissetmesine sebep oluyordu. Birileriyle birlikte olduktan sonra yalnızlık insanı bir bıçak gibi kesiyordu. Bıçak yarası gibi canını acıtıyordu. Kalbe saplanan bıçak yarası gibi...

İlk başlarda günler hiç geçmiyormuş gibi geldi. Her derste yalnız ve kimseyle konuşmuyordu. Aritmansi derslerinde Hermione'nin yerine Luna onunla oturmaya başlamıştı. Ufak tefek konuşmaları da bu zamanlarda oluyordu işte. Bazen de yürürken karşılaşıyorlardı ve o zamanlar konuşuyordu. Hatta Ekimin ortalarında Luna, Dumbledore'un Ordusuna katılıp katılmayacağını sormuştu ve James Dumbledore'un Ordusu diye bir şey olduğunu o zamana kadar duymamıştı bile. Bu yüzden, bunu bilmediğini söylemek yerine;

"Bilmiyorum daha karar veremedim." demekle yetindi. Ardından şimdiye kadar hiç yapmadığı bir şeyi yaptı. Hermione ve Ron'un zihinlerine süzüldü. Dumbledore'un Ordusunun ne olduğunu öğrenmek istiyordu. Gördükleri karşısında elinde olmadan şaşırdı. Bunu daha önce duymamış olmasına inanamıyordu. Ne Snape ne de Dumbledore, ona bunun hakkında hiç bahsetmemişlerdi. İki yıl önce Harry, Dumbledore'un Ordusu diye bir ordu kurmuştu ve orada gizlice öğrencileri eğitiyordu. Savaş yaklaşırken böyle bir şey yapmaları mantıklıydı. Kendisine itiraf etmek istemese de orada olup onlara kendi bildiklerini de öğretmek isterdi.

Eylül'ün son haftası sanki hiç geçmek bilmedi. Ne yaparsa yapsın zaman geçmiyordu. Dersler için aldığı her kitabı okuyup bitirdi. Ona hiçbir şey katmasalar da kendisini meşgul etmek için okumaya karar vermişti. Tüm bunlara rağmen boş vakti kalıyordu. Bu zamanlarda da gizlice sıvışıp, Karanlık Sanatlar çalışıyordu. Yorgun düşene kadar da çalışmasını bırakmıyordu. Akşamları da genelde hepsi uyuduktan sonra yatakhaneye geliyordu. Bazı günlerse yorgunluktan daha erken gelip yatağına çekiliyordu. Yorgunluktan ölse de uyuyamadığı günlerde oluyordu. O zamanlardaysa yatağındaki perdeleri çekip onu görmelerini engelliyordu. Çünkü Harry ve Ron odaya girdiklerinde ona bir göz gezdiriyor ve aralarında fısıldaşıyorlardı. Belki de işin en zor kısımlarından birisi onlarla aynı odada kalmasıydı. Onların gülüşerek içeri girdiklerini işitiyor ama onlarla birlikte gülemiyor veya konuşamıyordu. Bir kere bile odaya girdiklerinde onun adını ağzına almamışlardı ya da hiçbir sabah birlikte kalkıp kahvaltıya inmemişlerdi. Her gün onlar kalkmadan kalkıyor ve düello büyülerine çalışıyordu ardından da onlar çıktıktan sonra odaya gelip üzerini değiştiriyordu.

En sonunda Ekim ayı gelmişti. James'in her şeyin düzeleceğine inandığı ay... Harry ile onu ayıran ve bu sene onları birleştirecek olan ay... Ama tüm umutlarına rağmen, Ekim ayı Quidditch oyuncuları seçimleriyle geçmişti. Belki, Harry ile yakınlaşırım diye ilk başta Gryffindor takımına katılmayı düşündü ama ardından vazgeçti. Bir Snitch etrafında ya da toplar etrafında uçmak ilgisini pek çekmiyordu. Uçuşta iyiydi ama Quidditch onun oyunu değildi. Zaten Ekimden sonrada kendini daha da çok derslere ve kişisel çalışmalarına vermeye başladı. Quidditch'e ayıracak pek bir vakti yoktu. Tabi birde Snape'den düzenli olarak aldığı cezalarda eklenmişti. Bilerek cezalara kalıyor, adamla iksir çalışıyordu. En azından okulda ona sahipti.

Bilinmeyen ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin