Koray yanımdan ayrıldıktan sonra bir iki saat daha barda oyalandım. Burayı fazla boşlamıştım. Bütün işi Tuna ve Tuana’ya bırakıyordum. Neyse ki itiraz etmeden kabul ediyorlardı. Benim için değil de burayı sevdikleri için barda durdukları daha ağır basıyordu.
Neredeyse bir haftadır evden çıkmadığım için ortalığı baya dağıtmıştım. Bu bir hafta da Kerem’i aklımdan çıkarmak için türlü türlü şeyler yaptım.
Bazen romantik komedi komedi izleyip ağladım, Bazense çikolata krizine girdim. Çoğu zaman uyumuş ve sürekli abur cubur şeyler yemiştim.
Ama bunların hiçbirisinin bir faydası olmamıştı. Kafamı yastığa koyduğum an unutmak istediğim bütün düşünceler aklıma hücum ediyordu.
Sanırım onu özlemiştim. Alayla bakan yeşil gözlerini, kokusunu ona ait her şeyi özlemiştim.
Evin temizliğini bitirdikten sonra ağzıma atıştırmalık bir şeyler atıp yukarı çıktım. İçimde nedenini bilmediğim ya da bilmek istemediğim bi heyecan vardı. Bugün her günün aksine daha güzel olmak istiyordum.
Buklelerimi maşayla bir saatin ardından daha kıvırcık hala getirdim. Ardından kıyafet dolabımı karıştırmaya başladım.
Bordo rengi göğüs kısmı ‘m’ kesimli kalçaların hemen altında biten uzun kollu ultra dar mini elbisenin göğüs destekli olması dolgun göğüslerimin kalkık durmasını sağlıyordu. Boynumdan kalça çizgime kadar açık olan sırt dekoltem belimde ki gamzelerimi çok seksi gösteriyordu.
Sırt dekoltemin görünmesi için saçlarımı alttan salaş bir topuz yapıp önden bir kaç buklemi serbest bıraktım.
Kulaklarıma zümrüt yeşili küpelerimi taktım ve aynı zümrüt kolyemi de boynuma taktım.
Yüzümü kremleyip ten rengime uygun fondöten sürdüm. Gözümün üstüne kalın kıvrımlı eyelinerımı çekip rimelle kirpiklerimi belirginleştirdim. Dudaklarıma da ten rengi rujumu sürdüm.
Ayaklarıma ucu sivri ultra yüksek ve ince süet topuklularımı geçirdim. Dikdörtgen formunda siyah süet çantamı elime aldım. Ardından telefonumu ve birkaç makyaj malzemesini çantamın içine attım.
İşte şimdi hazırdım!
Neden bu kadar önem verdiğimi bilmiyordum, sanırım biraz abartmıştım. Ama Kerem’in beni bu halimle görmesi gerekiyordu. Kendi kendime ufak bir kahkaha patlattım kahkaha seslerimi bölen telefonunun melodisi oldu. Çantama attığım telefonu çıkarıp arayan numara baktım.
Kayıtlı değildi.
“Efendim?”
“Zeynep. Koray ben. Geliyorsun değil mi?”
“Elbette. Birazdan sizde olurum.”
“Adresi mesaja atıyorum.” Ah! Ne salaktım. Adresi bilmiyordum ve sormayı akıl edememiştim.
“Bekliyorum. Görüşürüz.” Telefonu kapattıktan birkaç dakika sonra Koray’dan mesaj geldi.
---
Kerem’lerin evinin bahçesinin önünde öylece dikiliyordum. Ev ya da şato mu demeliydim? Benim evimin iki katı falandı. Bahçesinde çeşit çeşit çiçekler vardı. Babamları eviyle neredeyse aynıydı belki biraz daha büyüktü.
İçere girmeye cesaretim yoktu. Bir haftadan sonra Kerem’i görmeye hazır mıydım bilmiyorum. Ona nasıl davranacağımı bile bilmiyordum.
Hiçbir şey olmamış gibi davransam ne kadar doğru olurdu? Onu görünce heyecandan kekelesem ne kadar doğru olurdu? Ya da onu görünce boynuna atlasam ne kadar doğru olurdu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Peri (Peri Serisi 1) ASKIDA
FanfictionBen anne olamam ki. Bar işleten, her gün sabah akşam demeden alkol içen, daha evi bile temizleyemeyen, yemek yapmayı bile bilmeyen anne mi olurmuş hiç? Ben daha kendime bakamıyorum bir bebeğe nasıl bakacağım? Bir bebeğin bezini nasıl değiştirec...