Şu son iki günde hayatımda hiç sinirlenmediğim kadar çok sinirlenmiştim. O Kerem denen herif ya da doktor ya da her neyse bütün dengemi alt üst etmişti. Bu kadar küstah, vurdumduymaz, kendini beğenmiş, züppe bir insan daha olamaz sanırım.
Ben bu herifin sevgilisine de acıyorum tabi varsa. Neden hala onu düşündüğüme dair pek bir fikrim yok aslında sadece beni fazla sinirlendirdi. Başka ne olabilir ki?
"Yine daldın gittin Zey, yoksa senin şu yakışıklıyı mı düşünüyorsun." Aah! Tuana'ya anlattığıma çoktan pişman olmuştum.
"Nereden benim ki oluyor." Diye tısladım ve devam ettim:
"Ayrıca yakışıklı falan değil sadece yeşil gözleri bir de gülüşü çok güzel. Ah bir de kasları fazla dikkat çekici. Bu kadar yani öyle abartılacak kadar bir yakışıklığı yok."
Değil mi?
Tuana dudaklarını birbirine bastırıp gülmemek için kendini zor tutuyordu bu kadar komik olan ne? Sinirle önümde duran biradan bir yudum daha aldım. O sırada telefonum çalmaya başladı uzanıp masanın üzerinde telefonu aldım. Babam arıyordu.
"Efendim babacım."
"Kızım senden bir şey isteyeceğim ve beni kırmayacağını eminim." Diyerek direk konuya girdi babam. Ah! Tabi ki de seni kırmayacaktım.
"Seni dinliyorum babacım."
"Akşam ortaklarımızla bizim evde bir yemek veriyoruz ve senin de yanımızda olmanı istiyoruz." Böyle ortamlarda olmayı sevmediğimi gerildiğimi babam biliyordu fakat önemli olmasa beni zor duruma sokmayacağını biliyordum.
"Geleceğim babacım sen merak etme." Diyerek telefonu kapattım. Ah! Hiç gitmek istemiyordum. Ne işim vardı ki benim orda? Boş boş oturacaktım.
"Eve gidip hazırlanmam gerekiyor akşam babamlara yemeğe gideceğim. Tuna'yla burayı idare edersiniz değil mi?"
"Sen hiç merak etme biz hallederiz her şeyi, eğlenme bak." Dedi ve ardından kocaman sırttı.
Nasıl eğleneceksem?!
~~~
Bardan eve gitmek on dakika mı almıştı. Hazırlanmak için fazla vaktim yoktu acele etmeliydim. Eve girer girmez ortalığı biraz topladım yine dağıtmışım.
Ardından yukarı çıkıp banyoya yöneldim üzerimdekilerden kurtulup kendimi küvete attım ve sıcak suyu açtım bedenim sıcak suyun etkisiyle gevşerken gülümsedim. Çilek kokulu şampuanımı elime sıktım ve saçlarıma masaj yaparak köpürttüm. Vücudum için de aynı işlemi uyguladıktan sonra son bir kez yıkanıp küvetten çıktım.
Üzerime bornozumu geçirip dolabımı açtım ne giyeceğime karar verememiştim bir türlü. Böyle bir yemekte ne giyilirdi ki?
En son olarak beyaz dizlerimin baya üzerinde kısa kollu sırt dekoltesi olan bir elbise de karar kıldım. Ayakkabı olarak ise pembe topuklarımı seçtim.
Saçlarımı kurutup maşayla şekil verdikten sonra elbisemi ve topukluları giydim. Makyaj masasına oturup rimel sürüdükten sonra fazla abartmaman gerektiğini kendimi hatırlatarak dudaklarıma çilekli parlatıcıyı sürdüm. Elime çantamı alıp aşağıya indim. Bir an önce bu gecenin bitmesini istiyordum.
---
Çok geçmeden babamların evine gelmiştim arabayı garaja park edip kapıya doğru yürüdüm ve zile bastım. Annem bütün sevecenliğiyle kapıyı açıp boynuma atladı. Aynı yerde yaşamamıza rağmen bazen haftalarca onları görmüyordum ve çok özlüyordum. Bende ona karşılık vererek uzun bir süre öylece kapıda kaldık. Arkadan gelen öksürük sesiyle birbirimizden ayrılınca babamın kıskanmış olduğunu anladığımdan aynı şekilde ona da karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeşil Peri (Peri Serisi 1) ASKIDA
FanfictionBen anne olamam ki. Bar işleten, her gün sabah akşam demeden alkol içen, daha evi bile temizleyemeyen, yemek yapmayı bile bilmeyen anne mi olurmuş hiç? Ben daha kendime bakamıyorum bir bebeğe nasıl bakacağım? Bir bebeğin bezini nasıl değiştirec...