25.Bölüm ♣ UYANIŞ ♣

19.3K 678 172
                                    

Canlarım ben geldim :) Yine her zaman ki gibi sözümü tutamayıp erkenden yazıp yükledim, sanırım kendimi toparladım :)

Bölümü okurken lütfen dikkatli ve anlayarak okuyun bazı yerlerde "Oha bu ne şimdi? Ne saçmalıyor bu yazar?" diyebilirsiniz ama anlayacaksınız neler olduğunu.

Bu bölümü bazılarınız çok beğenecek bazılarınız ise beğenmeyecek gibime geliyor. O yüzden bir kaç cümle bile olsa görüşünüzü yorumda bildirirseniz çok sevinirim.

Multimedyaya muhakkak bakın bütün karakterler var ve şarkıyı dinleyerek okuyun.

Bölümü masalkerem e ithaf ediyorum.

*Bütün bölüm Kerem Sayer'in ağzındandır.

Keyifli okumalar!

Nefesimi sıkıntıyla dışarı üfledim. Zeynep’i bir sedyenin üzerinde ölü gibi yatarken görmek bana acı veriyordu. Her gün onunla konuşuyordum, bir şeyler anlatıyordum. Uyanması için elimden gelen her şeyi yapıyordum ama uyanmıyordu.

Onu hastaneye getirdikleri gün ya bebek ya da anne kurtulacak demişlerdi. Eğer Zeynep’in kurtulmasını istiyorsam bebeği alacaktım eğer bebeği kurtarmak istiyorsam Zeynep’in hayatını tehlikeye atacaktım. Buraya geldiklerinde ikisinin de durumu çok kötüydü. Zeynep nasıl böyle dikkatsiz oldu anlam veremiyordum. O koca tırın atlına nasıl girebildi? Belki saatlerce düşündüm ne yapmam gerektiğini Zeynep uyanınca ona bebeğimiz öldü diyemezdim ona bu kötülüğü yapmazdım. Sadece ona değil kendime de bu kötülüğü yapamazdım. Kendi bebeğimi ölüme terk edemezdim.

Ameliyata ben girmiştim. Sevdiğim kadının canını yakmak her ne kadar dehşet verici olsa da elimden gelenin en iyisini yaptım. Şimdi ikisi de yaşıyor ama Zeynep hala komadaydı..

 

Komada..

 

Ameliyattan sonra yaklaşık bir buçuk iki aydır komada. Hala uyanmadı. Her gün ona geleceğimizle ilgili şeyler anlatıyordum. Bunların başımıza neden geldiğini, bebeğimizi anlatıyordum. Bazen gülümsüyordu ama bu gülümseme o kadar soğuktu ki. Zeynep’in gülümsemesi değildi bu. Bazense yüzünü buruşturuyordu komadayken neler gördüğünü o kadar çok merak ediyordum ki. Uyandığı zaman ilk bunları soracaktım.

Ellerini ellerimin arasına aldım. Soğuktu. Zeynep’in elleri hiçbir zaman soğuk olmazdı ki. Onu böyle görmek içimde ki bütün acıyı körüklüyordu. Tarif edilemezdi bu yaşadığım acı. Yanımdaydı evet ama sanki yoktu. Hareket etmiyor, konuşmuyor, gözlerini açmıyordu. Sadece bazen gülümseyip bazense yüzünü asıyordu.

Eğilip dudaklarına bir öpücük kondurdum. Onu çok özlemiştim. Her şeyini. Dudaklarının tadını alamıyordum, kokusunu alamıyordum. Hastane kokusu gibi kokuyordu Zeynep gibi değil. Gülüşünü sesini mimiklerini unutacağım diye o kadar çok korkuyordum ki. Bazen saatlerce fotoğraflarını inceliyordum.

“Öpüp bırakmanı sevmiyor, Sayer.” Diye fısıldadı Açelya elinde ki ajandaya not alırken. Ben Zeynep’in yanındayken bütün hastaneyle neredeyse Açelya ilgileniyordu. Bu zaman içinde hep yanımızda olmuştu. Bakışlarımı Açelya’dan Zeynep’e çevirdiğim de yine aynı şey oldu. Yüzünde garip bir ifade vardı ve kaşları çatıktı. Açelya ne zaman gelse böyle yapıyordu. Sanırım onu sevmiyordu? Ama neden?

Kim bilir komadayken neler görüyor. Neler üretiyordu kafasında. “Bebeğim nasıl?” diye sordum. Açelya birkaç kontrolden sonra elinde ki ajandaya bir şeyler karaladı ve bakışları beni buldum.

Yeşil Peri (Peri Serisi 1) ASKIDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin