Buhar bulutu dağıldı ve Draco yeniden görebilmeye başladığında gözleri, tanıdık olduğu halde yabancı hissettiren koyu gri duvarlardaki parlak gümüş işlemelerde gezindi. Ayaklarının altındaki zemini hissetti, bakışları siyah parkelere düştü ve ayaklarının çıplak olduğunu fark etti.
Nihayet başını kaldırdı ve biraz ilerisinde saçlarından yakalanıp diz çöktürülmüş silüeti seçebildi. Geniş ve uzun salonun öteki ucunda uzun, siyah bir ahşap masa vardı ve serseri görünüşlü birkaç adam orada ortamın sahibi özgüveniyle kendi aralarında değerlendirme yapıyorlardı. İleri doğru bir adım atmak istedi ve parke ayaklarının altında gıcırdadı ama içeridekilerin hiçbiri duymuş görünmedi. Kurtulmak için debelenenin kim olduğunu göremiyordu ama bir adım daha attığı an Fransız tipi büyük kapı gürültüyle açıldı ve kanatlardan biri gürültüyle duvara çarptı. Yerinde sıçradı ve başı hızla o tarafa döndü.
Dehşete düşerek, babasının kolundan tuttuğu kişinin kendisi olduğunu fark etti.
Ve kendi suratındaki ağladı ağlayacak ifadeyi görür görmez açı değişti, artık babasının neredeyse sürüklediği Draco'nun gözlerinden görüyordu. Takım elbise boynunu tamamen sararak nefes almasını engelliyordu, bastığı her adım parkede ses çıkarıyordu ve kimliği belirsiz silüete bu açıdan baktığı an onun kim olduğunu anladı.
Lucius ağzını açtı ama Draco onun sesini duymadı, babası onu omzundan bastırarak Harry'nin tam karşısına oturttuğunda da itiraz edemedi. Buz gibi bir uyuşukluk hissediyordu ve omuzlarından sarsıldıkça görüş alanı kayıyordu.
Sırtından buz gibi ter boşaldığını hissetti ve her şey yeniden toz bulutu haline geldi.
"Uyan, gerizekalı. Bulduğun her yerde uyuyamazsın." dedi Pansy, Draco'nun suratındaki ifadeden bile geçen günlerde uyanmasın diye hayatında ilk kez ricada bulunduğu türde huzurlu bir uykuda olmadığını anlamıştı. Ayrıca önceki gün verdiği tepkiden dolayı hala ona çok öfkeliydi, bu yüzden varlığına duyduğu sonsuz teşekkürü açıkça belirtecek şekilde oturur pozisyonda uyuyakalıp başını koltuğa yaslamış çocuğun kaval kemiğine ayağıyla sertçe vurdu.
Draco'nun uykusu hissettiği ani acıyla bir anda dağıldı ve gözleri her zamankinden hızlı bir şekilde aralandı. Kendisine neyin çarptığını anlamamış bir şekilde acıyan ayağını oynattı ve başını kaldırdığında Pansy'nin yüzünü gördü. Can havliyle okkalı bir küfür savurmak için ağzını açmıştı –Pansy'yle böyle rahatça anlaşıyorlardı– ama Hermione'nin yumuşacık ses tonu dikkatini dağıttı. Uykusuzluğun da getirdiği huysuzlukla açtığı ağzı kapandı ve uysal bir şekilde başını konuşan kıza çevirdi.
"Gece uyumuyor musun?" diye sordu Hermione dalgınca ve soru ağzından çıktığı an pişman oldu. Her seferinde bu merakı kendisini ilgilendirmeyen şeylere aptalca burnunu sokmasına sebep oluyordu ve eğer şimdi Draco ya da Pansy sana ne, diyerek terslerlerse söyleyecek hiçbir şeyi yoktu. Yeniden hareket etmeden önce düşünecek süre buldu ve elini ağzına kapatma içdüsünü bastırdı.
Ama korktuğu olmadı. Pansy ruh hali tamamen değişerek sakinleşmiş bir şekilde Draco'ya baktı ve onun tepkisini bekledi. O ise henüz kendine tam anlamıyla gelememişti ama buna programlanmış gibi Hermione'nin sorusuna cevap verdi. "Pek sayılmaz." Gözlerini ovuşturdu. "Saçma sapan rüyalar görüyorum." Cevap verirken düşünme ihtiyacı bile duymamış olması onu şaşırttı ve sonra aklına önceki gün Hermione'ye Pansy ve Ron'un durumundan sonra elmaya şaşırmasının saçma olduğunu söyleyişi gelince neredeyse gülecekti. –Bu arada Ron ortalarda yoktu ve Draco da içten içe onun bir süre ortalarda olmayacağını biliyordu.
"Saçma?" diye mırıldandı Hermione, ilk cevabını aldığı andan itibaren onu ilgilendirmeyen konulara karışmak istemediğini unutmuştu.
"Aptalca konuları olan rüyalardan çok daha gerçekçi küçük kesitler." dedi Draco memnuniyetsiz bir şekilde. Bilinci yerine oturur oturmaz basit bir refleksle odanın içinde Harry'ye bakındı. Dizlerinin üstünde, yüzü tamamen dağılmış bir şekildeki haline göre gayet iyi görünüyordu ve ilgisizce dolapla uğraşıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
never say never | dramione
Fiksi PenggemarDraco Malfoy yaşayan en tanımlanamaz insandı ve Hermione'nin tanımlayamadığı şeylere alerjisi vardı. ♪the fray - never say never