Kalem tutan eline ve deftere eğilmiş yüzüne odaklandım. O kendi kendine soruyla bir savaş verirken ben keyifle onu izliyordum kumrala kaçan saçları eğilmesinin verdiği rahatlıkla alnına düşüyordu.Elimi aralarına daldırıp en az sahipleri kadar yaramaz bir kaç teli diğerlerinin yanına göndermek istedim.
'Ezgi? '
Kafa mı sağa sola salladıktan sonra kendime gelmeyi diledim fakat bu biraz zor olacaktı.
'Hı?'
'Yapamadım. '
Kafasını kaldırmış balı andıran gözlerini gözlerime dikmişti ve dudağını büzmüştü.
'Cümle yapısını verdim yalnızca kelimeleri yerlerine yerlestireceksin. '
'Yapamıyorum ama.'
Bakışları masumlaştığın da kalemi elinden aldım ve onun gibi eğildim. Bir kaç saniye soruyla bakıştığımızda ona bu denli yakınken yapamayacağımı anladım.Almanca dan kalmıştı ve bu dersi vermeden mezun olmayacaktı. Merve nin de ricasıyla ona ders çalıştırmayı kabul etmiştim. Ondan alt sınıftaydım fakat kursa gidip bitirdiğim için Almancam mükemmel denilebilecek bir şekildeydi.Sırf Mert ile vakit geçirebilmek için kabul etmiştim yoksa ben daha kendi kardeşime anlatmaya dayanamazdım. Ders anlatmak bana göre bir şey değildi tabi anlatacağım kişi Mert olunca bu değişiyordu.
'Çok zor bir dil. '
Dedi oflarken. Evet biraz zorlayıcıydı fakat ahım şahım bir zorluğu yoktu. Yalnızca telafusu zorluyordu ama Mert olayın ezber kısmındaydı.
'Aslında değil hatta cümleyi kurmak Ingilizce den bile basit. '
Gözlerini devirdi.
'Neyse ki öğretmenim güzel. '
Ellerini saçlarıma attığında titrememek için kendimi zor tuttum. Ilk gerçek ve bilinçli temasımızdı.
'Benim öğrencimde çok yaramaz.'
Kendimi biraz geriye çektim ve kalemi ona uzattım. Elini çektikten sonra kalemi aldı. O tekrar soruya odaklanırken ben odasına göz gezdirmeye başladım. Mavinin tonlarında ki odası bir denizi andırıyordu ve şaşırtıcı derece de topluydu. Ya o çok düzenliydi - ki erkek kardeşe sahip olan biri olarak buna ihtimal vermiyorum -yada annesi fazla titizdi. Ve bu daha olasıydı. Ayrıca bu açık tonlar huzur veriyordu.Belki de içimde hissettiğim huzur onun kokusunu içime çekmekte kaynaklanıyordu.
'Yaptım. '
Diye bağırınca birden yerimden sıçradım. Fazla dalmıştım. Ona bakmayı es geçip deftere yoğunlaştım. Sonun da soruyu yapabilmişti hem de doğru bir şekilde gülümsedim.
'Aferin. '
Çapkınca gülümsedi ve zorla göz göze gelmemizi sağladı.
'Bildiğim kadarıyla öğretmenler öğrencilerine yaptıklarında bir ödül verir.'
Tek kaşımı kaldırdım ve Kollarımı bağlayıp arkama yasladım.
'Ne ödülü? '
'Bir öpücük olabilir mesela. '
Öhöm öhöm öncelikle bir sonra ki bölüm finaldi fakat sayı takıntım ve bu bölümde Asya nın olmamasından dolayı finali bir bölum ileriye aldım. Ve okuyucu bu kadar fazlayken vote ve yorum neden az çok merak ediyorum lütfen kırmayın ve son bölümlerin hattına yorum yapın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevmeyecek Sus Artık!(1.Kitap)
Teen FictionVazgeçme diyor içimden bir ses. Nefesin kesilinceye kadar değil umudun kesilinceye kadar koşmaya devam et diyor. Şu dilinden düşürmediğin aşk şarkılarını kendine değil o'nun kulağına fısılda artık. Defalarca okuyup aynı hüznü yaşadığın şiirleri o'na...