19 // hero

9.9K 424 86
                                    

"Derek..." Ağlamaktan çığlık atmaktan kısılan sesim, küçük bir hıçkırık ile birlikte boğazımdan yükseldi. Derek, bileklerimi duvara bastırdıkça gözlerimden damla damla yaşlar düşüyor, bazı damlalar ise yanağımdan yavaş yavaş süzülüyordu.

"Şanslı biletin sahibi maalesef sen değilsin, güzelim. Güzel tahmin. Akıllı kızları severim," Açık kapıların açık olması nedeniyle etraf hafif aydınlıktı ve Derek'in bembeyaz dişleri, bu karanlıkla bile belli oluyordu. Alayla sırıttığında, o beyaz dişlerini söküp ona yedirmek istedim.

Derek'in arkasından geçip giden adamlar, aşağıya inerek dışarıya çıktılar ve ardından Derek, kolumu sertçe kavrayıp beni sürüklemeye başladı. Kolum gerçekten çok acıyordu. Ağladığım için nefeslerimin arasında sıkışıp kalan hıçkırıklar soluk almamı ne kadar engellese de, boğazımdaki yumruyu gidermek amacıyla zorlukla yutkundum.

Soğuk hava tenime işlediğinde titredim. Daha ne olduğunu anlayamadan arabaya fırlatıldığımda, şoför koltuğuna bir adam, ardından benim yanımada Derek oturmuştu. O, hep gülen ve şakacı tavrıyla bildiğim Derek, şimdi farklı bir insana dönüşmüşcesine davranıyordu. Korkuyordum. Hemde fazlasıyla.

Göz yaşlarım yüzünden yanaklarıma yapışmış olan saçlarımı, gözümün önünden çekerek gözlerimi ovuşturdum ve görüşümdeki bulanıklığı gidermek istedim. Şoför, arabayı son süratle sürüyordu. Arkamızdan gelen birkaç arabayı sonradan fark etmiştim. Derek'in sinirli nefeslerini, hızla kalkıp inen bakışlarından anladığım an susmam gerektiğini düşünerek sessizliğimi korudum.

Hava, oldukça rüzgarlı bir konuma gelmiş, gökyüzü yağmurun yağacağını bağıran bir renge bürünmüştü. Aynı içim gibi. Gündüz o kadar güzeldi ki her şey... Gökyüzü bile.

Ellerimi kucağımda birleştirerek alt dudağımı üzüntüyle çiğnedim. Bok gibiydi. Her şey bok gibiydi. Hayatım zaten boktu, üzerine yeni bok eklendi.

Yutkunduğumda ağzımdan bir hıçkırık çıkıverdi. İşte o an, Derek bakışlarını, dışarıyı izlediği camdan bana çevirdiğinde bu gece müsait bir yerde nalları dikeceğimi anlamıştım. Daha doğrusu nalları diktirecek.

Bir anda büyük ve boğumlu parmaklara sahip olan elleri saçlarımı kavradığında çığlığı bastım. Arabayı benim çığlıklarım ve onun tükürürcesine savurduğu haykırışları doldurmuştu.

"Beni sinir ettiğin sürece çekeceğin acıları iki katına çıkartırım, anlıyor musun? Fahişeler gibi de zırlamayı kes!" Saç diplerime kadar çektiği saçlarım koptu zannettim bir an. Elini geri çektiğinde avcunun içinde gördüğüm saç telleri bana aitti.

Elimi ağzıma götürerek sımsıkı kapattım. Hıçkırıklarımı bu sayede kessem bile göz yaşlarım bir musluk gibi akıyorlardı. Derek, biraz hareket etti ama ne olduğuna dönüp bakmak içimden bile gelmedi. Fakat kolumda hissettiğim minik acı, ona dönmemi sağlamıştı.

Derek'in elinde gördüğüm iğneyi muhtemelen bana yapmıştı. Çok kısa bir süre sonra içimden gelen bir bulantı ile birlikte gözlerim yavaşça kapanmaya başladı. Beynim durmuş gibi sadece Uyumak istiyorum! mesajını veriyordu. Başım bir yere düştü ama nereye düştüğünü anlayamadan yarı açık olan gözlerim tamamiyle kapandı.

Justin Bieber

Oturduğum sandalye de bir o yana, bir bu yana dönüyordum. Sabahtan beri aptal bir sorgu ile uğraşmaktan yorulmuştum. Uykum gelmişti ve en önemliside Lydia'yı düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Son bir aydır gözümü her kapattığımda onun gülüşü gözümün önüne geliyordu. Dikkatim bozulmuştu, hiçbir şeye konsantre olamıyordum.

good night miss. terryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin