CCTV | Sehun

12

Medya: Exo-L'lerin kalbini yerinden çıkaran OH SEHUN.

Müzik: Exo- Twenty Four

Sehun ve diğer herkes sıcakladığını hissediyordu. Yangın zaman geçtikçe yukarıya ulaşıyordu.

Buradan kaçmak için aşağı kata inmeleri gerekiyordu , ama orasının durumunu bilmiyorlardı. Burada kalamazlardı çünkü er geç her kat yanıp tutuşacaktı.

Herkes yaşanan yoğun duygu seline kapılmış Sehun'a bakıyordu. Bu histerik bakışlar, içinde en çok umutsuzluk barındırsa da korku ve endişe dalgaları da açıkça görülüyordu.

Tüm yük omuzlarına binmişti Sehun'un. Dönen başına meydan okurcasına düşünmeye çalışıyordu.

"CCTV'ler çalışıyor." Dedi. Tek düşünebildiği buydu. Tek güvendiği kaynak.

Uzun bir süre hepsi düşünmeye çalışsa da olmuyordu. Panik anında düşünmek dünyanın en zor işi haline geliyordu.

Mahkumların gürültüsü de bu panik anına eklendiğinde , çıkılmaz hapishanenin duvarları kalınlaşıyordu sanki.

"Oh Sehun!" Diye bir ses geldi alt katın merdivenlerinden. Sehun bir an anlam veremediğinde ses yeniden geldi.

"Oh Sehun! Burada mısın?!"

"Bu kim?" Diye söylendi Dae. "Baekhyun mu?"

"Hayır, onun sesi değil." Dedi kendinden emindi ama bu Baekhyun değilse kimdi?

Merdivenlerde uzunca bir adam göründü.
Dağılmış saçları alnına doğru uzanıyordu.

Hücresinin dışında olan bir kaç adam gördü , gözlerini tek tek üzerlerinde gezdirdi. Hızla fakat dikkatle.

"Oh Sehun..." Dedi nefes nefese, "Hanginiz Oh Sehun?"

"Benim..."diyerek ortaya adımladı Sehun.

"Çıkıyoruz buradan." Dedi Sehun'un kolunu tutarak.

Sehun hızla kolunu çekti. Tanımadığı bu adam ne yapmaya çalışıyordu böyle?

"Burada , böyle mi ölmek istiyorsun!" Diye bağırdı adam.

"Sen kimsin?" Dediğinde Sehun, uzun adam bıkkınlıkla elini çekti.

"Kris." Dedi kısaca. Herkes şaşkınlıkla uzun adama baktı. Bu hapishneden kaçan çocuk muydu? O çocuk gerçekten var mıydı yani, gerçekten kaçmışlar mıydı?

"Aşağı iniyoruz , ne yapacağımızı o zaman anlatacağım."

"Aşağıda yangın-"

"Bir şey sormayın dedim!" Diye bağırdı Kris.

Sonra herkesin önüne geçerek koşmaya başladı.

Katları indikçe , hava boğuklaşıyordu. Dumanlar artıyordu, ve eş zamanlı olarak hızla koşan grup da yavaşlıyordu.

Sonunda zemin kata geldiklerinde heryerin ateş aldığını farkettiler.

"Burayı açmama yardım edin." Dedi Kris kolunu burnuna siper edip, diğer eli ile önüne bir şeyler düşmüş kapıyı gösterirken.

"Ordan nasıl çıkacağız?" Diye araya girdi, aynı şekilde dumandan korunmaya çalışan Kyungsoo.

"Ordan çıkmayacağız, içeride Luhan var onu alacağız."

"Ne! Yangını çıkaran o! Bize tuzak kuran o! Neden onu çıkaracakmışız?"

"Çünkü o olmadan kimseyi burdan çıkarmayacağım!" Diye adeta kükredi Kris.