Medya: Sehun
Müzik:Adele- SkyfallKaranlıkta...
Baekhyun'un gözlerinin içinde gördüğü bu koca karanlıkta yakalayabildiği tek duygu korkuydu.
Titriyordu Baekhyun. Her bir zerresi ile korku kapanına kısılmıştı. Neyden korkuyordu? Bilmiyordu doğrusu.
Sehun'un gideceğinden mi? Bundan korkmayacak kadar emindi gideceğine.
Kendisine bir şey yapmasından mı korkuyordu? Büyük sessizliğe bir nefes sesi ve ıslak dudaklarına titrek bir tebessüm bıraktı.
Güldü. Çünkü bu Sehun değildi. Sehun ona zarar verecek son kişi bile değildi. Nasıl başlayacağını düşündü bir süre ve meraklı gözlerle kendisini izleyen Sehun'un ellerine uzandı elleri. Tuttu, sanki vedalaşmanın başka bir yolu gibi ince parmaklarını genç erkeğin ellerinde gezdirdi ve bıraktı.
Sehun, Baekhyun'un ellerine baktı sonra yavaş yavaş gözlerine çekti bakışlarını.
"Senin bana anlatmadığın bir şeyler olduğunu biliyordum Baekhyun. Ama eğer istemiyorsan-"
"Sakın." Diyerek böldü sözünü "Sakın bana anlatmamak gibi bir seçenek sunma Sehun. Ben tatlı yalanlarla kandırdım , kendimi. Artık gerçeği anlatmamın vakti geldi."
Hep çatık duran kaşlarını sanki daha çok yapabilecekmiş gibi çattı. Bu sırada Baekhyun devam etti.
"Gerçeği anlattığımda her şey daha iyi olacak mı Sehun? Evet. Sen daha iyi olacaksın. Ben de artık ruhumu daraltan bu şeyden kurtulacağım."
"Ama-"
"Korkma Sehun. Ben artık korkmuyorum."
Yalandı. Korku bedenine salınmıştı bir kez. Kaynağını bulamıyordu. İnanın neyden korktuğunu açıkla deseler tek kelime edemezdi.
"Anlat o zaman." Dedi. Uzatmak istemedi.
"Sen öldürmedin."
Kalbine koca bir tokmakla vurulmuş gibi oldu Sehun. Tüm vücudu bir anda dondu. Duymayı, görmeyi , hissetmeyi hatta bir süre için nefes almayı bile bıraktı.
Sanki düşmandan inen bir kılıç gibi ani olmuştu. Baekhyun hala sarhoş muydu acaba? Nasıl olurdu bu?
"N-ne?" Bir an için konuşma yetisini yeniden kazandığında ağzından dökülebilen tek kelime bu olmuştu.
"Sen yapmadın. Benim ailemi sen öldürmedin."
Baekhyun endişe ile tırnak etlerini soyuyordu. Dili ile dudağını ıslattı. Sürekli titrettiği bacağı gittikçe hızlanmıştı.
Gözleri titredi ve bir saniye bile kalmadan Sehun'un şok içinde kalmış gözlerinden ayrıldı bakışları."Nasıl oldu bilmiyorum. H-her şey çok hızlı gelişmişti... B-ben..."
Sehun kımıldayamıyordu. Şuan kalbinin attığına bile emin değildi. Düşündüğü şey olabilir miydi?
Sessizlik tüm eve hakim olmuştu. Dışarıdan gelen araba sesleri bile bu sessizliğe adeta gömülmüştü.
Baş ağrısı başlamış hatta kısa bir sürede çığırından çıkmıştı.
Sehun'un belleği elinde olmadan dün duyduğu Baekhyun ve Luhan'ın konuşmasını anımsattı gence.
"Sevgiyi bilmeyen bir insan yarattığını düşün. Veya empatiyi, anıları olmayan bir insan."
Baekhyun'un sesi yankılandı beyninin en kaybolmuş kesiminde. Aynı yerde Luhan'ın sesi baş gösterdi genç adamın acısına acı katarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CCTV | Sehun
FanfictionGözlerini az önce gardiyanlardan kaçırdığı anahtar sayesinde açtığı kelepçelerine kaydırdı Oh Sehun. Artık soru sırası Dahlia'daydı. "Sekiz yıldır hapishaneden çıkmadığını duydum. Nasıl onunla yolculuğa çıktın?" Sehun , genç kadına dikkatle baktı...