Medya: Kim Süper Jong Yakışıklı Dae
Müzik: Zayde Wolf - Born ReadyOh Sehun kulaklarına ulaşan bir çok insanın sesi ile gözlerini daha çok sıktı. Biraz daha uyumak istiyordu. Saat umrunda değildi. Alışık olduğu uyanma saati olmalıydı.
Uyanmasa da olurdu değil mi? Hapishanede zamandan bol başka bir kavram yoktu.
Ama bir dakika! O artık hapishanede değildi .
Artık elinde tuttuğu bu zaman ona yetmez olmuştu.
Artık alışık olduğu yatak gitmiş yerine daha rahat ve daha alçak bir yatak gelmişti. Alışık olduğu rutubetin kokusu yerini güzel oda parfümüne bırakmıştı.
Peki her şey değişmişken neden sesler aynıydı?
Kyungsoo'nun , Min Seok'un seslerini duyuyordu. Ve evet Jong Dae.
Yavaş yavaş birbirine karışan sesler ayrışarak bir anlam kazandı.
"Anlayamıyorum. Bizler hapishaneden kaçmış suçlularız! Neden kimse aramıyor?" Min Seok'un sesiydi bu.
Sonra bir diğer ses ulaştı Sehun'a.
"Bizi de aramadılar, sadece hayatımıza bir hiç gibi devam etmemize izin verdiler." Chanyeol'un kalın sesi tüm odayı doldurduğunda ,Sehun gözlerini kırpıştırarak açtı. Hala olanların farkına varmış değildi.
"Ne boklar dönüyor! Tanrı aşkına!" Kyungsoo sinirle söz aldığında Sehun usulca başını sesin geldiği yöne çevirdi.
Aralanmış kapıdan Kris'in dikildiğini görebiliyordu. Ayağa kalktı ve hızla geniş salona doğru yol aldı. Burası şehir merkezine uzak , denize yakın olan -Baekhyun'un- evdi.
Kapıdan içeri adımladığında büyük camlardan gelen yoğun güneş ışığı karşıladı önce genç adamı sonra onu farketmeyen insanlarda gezdirdi tek tek gözlerini.
Ayakta duran Kris ve solunda onun gibi ellerini göğüsünde birleştirmiş olan Baekhyun, o ikisinin hemen yanında duran füme koltukta oturan Yixing, Dahlia ve Mark.
Az önce sesini duyduğu Chanyeol ve Min Seok ise yanlarında Kyungsoo ve Dae ile daha büyük; daha koyu gri olan koltuğa oturmuşlardı.
Gözü en son televizyonun hemen üstünde asılı olan sade saate gittiğinde , nihayet diğerleri tarafından farkedilmişti.
"İşte uyandı bizim geniş omuzlu çocuk!" Kris söylendiğinde herkes ona bakmıştı heyecanla. "Geç şöyle otur da bize biraz anlat. Luhan ne haltlar çevirdi?"
Sehun , Kris'in yaptığı imasını anlamış ve takındığı tavra da biraz sinirlendiğini hissetmişti.
Bir kaç adım ilerledi ve bir elini eşofmanının cebine soktuğunda uzun olan adama baktı.
"Bunu bize sen anlatsan daha iyi olmaz mı ? Ha Kris?"
İmasına ima ile karşılık alsa da yüzünde tek bir mimik oynamadı. Sanki Sehun başka bir dil konuşuyormuş da anlamıyormuş gibi davranıyordu Kris.
İkilinin konuşmasından dolayı şaşkınlık nidaları bırakan gruba bir açıklama yapma gereği duydu Sehun.
"Benim yaptığım şey anı kurtarmaktı ama senin Luhan'ı bu kadar kurtarmak istemen anlık bir şey değildi. Beni sorgulamak yerine bizden ne sakladığını anlatmalısın."
Kris sonunda tepki vermişti: bağladığı ellerini indirmiş ve deri ceketinin cebine almıştı, yüzünde ise bir numaralı umursamaz tebessümü yer edinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CCTV | Sehun
FanfictionGözlerini az önce gardiyanlardan kaçırdığı anahtar sayesinde açtığı kelepçelerine kaydırdı Oh Sehun. Artık soru sırası Dahlia'daydı. "Sekiz yıldır hapishaneden çıkmadığını duydum. Nasıl onunla yolculuğa çıktın?" Sehun , genç kadına dikkatle baktı...