23.Final.

568 53 209
                                    

Medya:Sehun
Müzik:Exo- Universe

                             .Sehun.

Şimdi size hayatımın nasıl bir anda bir hiçliğe sürüklendiğini ve nasıl bir anda her şey oluverdiğini anlatacağım.

Ancak her şeyi unutmalısınız.

Fedakarlık, iyilik ne demek unutmalısınız. Özellikle sevgi ne demek unutmalısınız.

Çünkü benim hikayemde bunlar bambaşka bir boyut kazanmıştı.

Pekala artık başlayabilirim.

Sonundan başlayacağım anlatmaya.

Soğuk sulara kendimi bıraksam da o kadının beni bırakmadığı o andan.

"Sehun!" Genç kadının sesi kulaklarına suyun altında çırpınan bir beden boğukluğuyla geliyordu.

Tenine yapışan küçük kum taneleri hafif hafif onu rahatsız ediyor fakat hafifliği bir milim olsun arttıracak kadar hissiyatını kazanamıyordu.

Gözleri kapalıydı. Açmak istemiyor sonsuz bir karanlığa gömülmeyi diliyordu.

Nefes alamıyordu. Almak için çabalamıyordu. Çünkü biliyordu ki ne kadar çabalarsa o kadar acı çekecekti.

Yine belirsiz bir zaman diliminde acısının hafiflediğini hissetti.

Ölüm hafifliği miydi bu?

Her şey çok yavaştı.

Ta ki ciğerlerini hızlı ve derin bir nefesle doldurup içindeki suyu öksürmeye başlayana kadar.

Telaşlı sesler aniden uğultu olmaktan çıktı ve gerçek boyutlarını kazandı.

Dahlia'nın yüzü bir kaç saniye içinde netleşmişti.

Genç kadın ve yanındaki iki genç erkek , Sehun gözlerini açar açmaz rahat bir nefes vermiş ve tıpkı Sehun'un uzandığı gibi kendilerini soğuk kumlara bırakmıştı.

Boylu boyunca uzanıyorlardı. Ne Sehun tek kelime ediyor ne onlar her şeyi mistik bir yolla anlamış gibi tek bir soru soruyordu.

Ne kadar süre buz gibi suyun ayaklarımıza hatta dizlerimize kadar gelmesini umursamadan yattık bilmiyorum.

O an tek hissettiğim bir yanımın parçalandığı bir yanımın ise tarifi mümkün kılınamaz bir rahatlığa ulaştığıydı.

Artık korkmuyordum beni rahatlatan buydu. Bir türlü açıklamasını bulamadığım "neden" sorusuna artık verecek bir cevabım vardı; ben yapmadım.

Fakat diğer tarafım inanılmaz bir burukluk içindeydi. İçimden en alınmaması gereken parça alınmış gibiydi.

Gidang'a ilk gittiğim gün hatta gardiyanlardan ilk dayak yediğimde hatta ve hatta babamın beni sevgi zırvalığıyla dövdüğü günlerde bile böyle bir işkence çekmemiştim.

Eğer bir ölüm boşluğuna gömülmeyeceksem , bu boşluğu ağlayarak doldurmalıydım.

Ben de ağladım.

Ağladık.

Vakit epey bir geçmişti fakat hala hava tam olarak kararmamıştı.

CCTV | SehunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin