-Hayır, yalan söylüyorsun!
Ellerimi yumruk yaptım. Eric adlı pislik bir piç gibi sırıtıyordu.
-Kızınca çok seksi oluyorsun! Dediğinde suratını dağıtmak istiyordum. İmalı bir bakış attı onu takmadım.
Onunla yatmış olamam!
Çocuğun mavi gözlerinde yalan aradım ama şehvet ve alaydan başka hiçbir şey yoktu.
Eğer böyle bir şey yaptıysam ihanet etmiş olmaz mıydım?Kendimi kandırmış? Yıllarca Mason'a aşık olduğumu düşünmüştüm. Peki ya bugün, beni öptüğünde hissettiğim kıpırtı... Bu ikilem beynimi ortadan ikiye ayırabilirdi.
-Kes, sesini! Sen... Yalancının tekisin! Seni tanımıyorum. Ve daha önce de hiç görmedim.
Çocuğun dudakları kıvrıldı. Mavi gözleri beni baştan aşağı süzmüştü.
-Yapma ama! Benim hatırladığım Blake, bu kadar sıkıcı değildi. Hadi benimle gel, eğlenelim?
Bana yine yaklaşmaya çalıştı ama bu sefer hazırlıklıydım. Bu aptalın aşkımı yalanlamasına daha fazla izin veremezdim. O bana yaklaşamadan yakasına yapıştım. Benden uzun ve kaslı olabilirdi. Ama şu an, içimde öyle bir öfke vardı ki onu havaya kaldırıp fırlatabilirdim.
Çocuğun yarı şaşkın bakışlarına aldırmadan gözlerinin içine baktım. Ve kelimeleri tek tek üstüne basarak söyledim.
-Sa-na inan-mı-yo-rum! Ve en çokta nasıl emin oluyorum biliyor musun? Senin gibi beyni 'çük'ünde gelişmiş biriyle...
-Yaptığı gibi kulağına fısıldamıştım.-Asla, yatmam. Diye tamamladım lafımı.
Yakasından ittirdim. Arkamı dönüp çantamı yerden aldım. Ayakkabılarımı elime alırken arkamdan bağırmıştı.
-Göreceksin o zaman! Yarın görüntünü tüm okul izleyecek! Sence bunu riske atmaya değer mi? Kendini bağımsız hissediyor olabilirsin ama şu an avcumun içindesin, bebeğim.
Kahretsin!
Endişe yine yakamdaydı. Tüm okul, eşcinsel olduğumu öğrenebilirdi hemde oldukça iğrenç bir şekilde! Ama o zaman Eric de tehlikeye girmez miydi? Ne de olsa o da görüntülerdeydi.
Tanrım! Ne düşünüyorum ben böyle? Görüntüler doğrumu onu bile bilmiyorum.
O zaman emin olmalıydım. Mason'ın beni öyle görebilme ihtimali... Düşünmek bile istemiyordum.
Durdum ve arkamı döndüm. Zafer kazandığını zannedince gülümsemesi daha da suratına yayıldı.
-Evet, işte böyle uslu olacaksın. Şimdi nerde kalmıştık?
Ona bir kaç metre kala durakladım. Sesim buz gibiydi.
-Görüntüleri görmek istiyorum, aksi takdirde sana inanmam.
-Hım? Diye düşündü yapmacık bir şekilde.
Sonra devam etti.
-Böyle bir şey yapmak zorunda değilim. Bana karşı hiç bir kozun yok, Billy!
Şimdi de adımı mı kısaltıyor. Ben bu çocuğu öldürürüm!
Soğukça gülümsedim.
-İstediğini almak istiyorsan bunu yapacaksın.
Ben ne diyorum?
Eric dudaklarını yaladı.
-İstediğimin sen olduğunu da nerden çıkardın? Dedi alayla.
Kaşlarımı kaldırdım.
-Öyleyse beni çağırmazdın.
Eric yaklaştı. Yine aramızdaki mesafeyi hızla ve ustalıkla kapatmıştı. Beni geriyordu.
-Ben sadece seni istemiyorum. Bana tüm benliğini vermeni istiyorum. Beni eğlendirecek bir kukla istiyorum.
Ne!? Seni piç kurusu!
Silkelenip kendime gelmeye çalıştım. Eğer onu kandırabilirsem? Öyle bir görüntü varsa ortadan kaldırabilirdim. Ve sonra şu piçin penisi kopana kadar onu kasıklarından tekmelerdim. Bana ne oluyor böyle?
Ve bu yüzden ona istediğini vermeliydim. Kısa bir süre. Beni kuklası sanacak kadar kısa bir süre.
Sonrasında kukla iplerimi neşeyle boynuna dolayabilirdim.
Kendimden iğreniyorum.
Gözlerimi kapatıp dudaklarımı araladım. Nefesimi yavaşça dışarı verdim. Onun pis nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum.
- Al o zaman. Öp beni! Dedim arzulu görünmeye çalışarak.
Tahmin ettiğim gibi vakit kaybetmeden dudakları dudaklarıma mühürlenmişti.
Dili bir yılan gibi ağzımda dolaşırken kollarını belime dolamıştı. Ellerim onu boğacağım boynuna dolanmıştı. Nefesi vücuduma tecavüz edercesine içimde dolaşıyordu. Aynı zamanda ağlıyordum.Ama ağladığımı gizledim.
Mason'ı yalnız beş saniye öpmüştüm. Eric'le öpüşmekse... Sanki öpüşmüyor dudaklarımızla sevişiyorduk. Bu her ne kadar bedenimi zevklendirse de kalbime dokunmuyordu. Orada büyük bir acı vardı.
Çocuğu üzerimden itmesem durmayacak gibiydi. Nefes nefese kalmıştık. Dudaklarım ıslanmıştı.Onları silmemek için kendimi zor tuttum.
-Bunu avans olarak düşün. Dedim derin bir nefes alarak.
Bir sürtükten farksızım.
-Bana görüntüleri getir, emin olayım. Daha fazlası gelsin.
Eric kahkaha attı. Yanağımı okşarken parmaklarını ısırabilirdim.
-İşte benim Billy'm.Madem bu kadar ısrarcısın... Yarın dolabına bak. Notta yazan adrese gel!
Başımla onu onayladım. Gitmeden önce yüzünü saçlarıma gömdü.
-Şampuanının kokusuna bayılıyorum. Dedi hazla.
Tek kelime bile etmedim. Ben onun kuklasıydım.Yarına kadar.Yarın, nasıl olursa olsun eğer öyle görüntüler varsa yok etmeliydim.
- Görüşürüz! Dedi ukalaca sırıtarak. Ellerini ceplerine sokup aheste aheste yürümeye başladı. Onu öldüreceğim!
Ben de arkamı döndüm. Gözlerimden düşen yaşları artık saklamam gerekmiyordu. Kalbim.acıyordu. Ve bu acı... Masonun öpücüklerini anımsatan okyanus rüzgarları kendimi daha da kirli hissetmeme sebep oluyordu. Cidden öyle miydi? Aşkım kirlenmiş miydi? İçimdeki cehennem daha da canımı yakarken evime doğru koştum. Aşkım kirlenmişse onu gözyaşlarım bile temizleyemezdi.
Eric yeni 'Badboy' umuz! Hadi hayırlı olsun:D
Desteklerinizi bekliyorum:) Medyada Amy:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)
Teen FictionHer şey bir aşk mektubuyla başladı. Blake'in aşkı karşılıksızdı, platonikti... Zira okulun altın çocuğu "hetero" Mason'ın onunla ilgilenmesi düşünülemezdi bile! Eh, bir de... Okulun "yaramaz" çocuğu vardı. Açık mavi gözleriyle avını bekleyen bir yab...
