Sabahın nasıl geldiğini hatırlamıyordum. Tüm gece gözüme bir gram uyku girmemişti.Bu yüzden zaman kavramını kaybetmiştim. Günlerden çarşamba olduğunu ise bir süre sonra hatırlamış, midemdekileri içerde tutmak için büyük bir çaba sarfetmiştim.
Okula hiç gidesim yoktu. Ama Mason'a bir söz vermiştim.Hatta ondan bir randevu almıştım. Yani, iyimser düşünürsem.
Kendimi neredeyse sökercesine yataktan ayırıp lavaboya ilerledim.Adımlarım bir sarhoşun ki kadar dengesizdi. Gerçekten uykuya ihtiyacım vardı. Ama uyursam onu göreceğimi biliyordum.
Sinsice beynime sızacağını, mavi alaycı gözleriyle beni süzeceğini ve bana sahip olurken kukla diye bağırıp güleceğini biliyordum. Ondan nefret ediyordum. Fakat onu hayatıma sokan da bendim.
Hazırlanınca yine aynı uyuşuk adımlarla okulun yolunu tuttum.Acaba dediğini yapacak mıydı? Dün onu gerçekten de kızdırmıştım. Görüntüleri tüm okula gösterecek miydi? Yoksa benle biraz daha mı eğlenecekti?
Ona izin vericek miydim peki?
Sorular o kadar fazlaydı ki başımı ağrıtıyordu. Şakaklarımı ovuşturdum.
Okula geldiğimde her şey normal görünüyordu. Fazlasıyla normal. Fırtına öncesi sessizlik! Eric egoist bir insandı ve dün yaptıklarımı yanıma bırakmayacaktı. Bırakamazdı.
Amy'i gözlerimle ararken aslında onu arıyordum. Nerdeydi bu şimdi! Bir an gölgelerden fırlayıp çıkacağını düşündüm.Eric kabuslarımın baş kahramanı olmuştu işte! Mason'ın aksine... Mason rüyalarımın kahramanıydı.O başlı başına bir kahramandı zaten.
Amy'i dolabımın önünde bekliyordum ki bir anons yapıldı. Müdire Lane'in otoriter sesi koridorlarda yankılandı.
-Öğrencilerimizin dikkatine! Bugün öğle tatilinde sinema salonunda okulumuzun katıldığı kısa film yarışması için hazırlanan arkadaşlarımızın film tanıtımı vardır. Tüm öğrencilerin katılması rica edilir.
Anons yapılıyorsa önemli bir şey olmalıydı.Ama böyle bir saçmalığa ayıracak vaktim yoktu. Hem küçük cadı nerde kalmıştı?Ona ihtiyacım vardı. Dün için ona kızmış olsam da Eric konusunda bana yardım edebilirdi.
Tam bunları düşünüyordum ki kızıl bukleler zıplayarak öğrenci kalabalığının içlerine ilerledi. Bu kesinlikle oydu!
-Amy!
Bukleler durmadı, benden niye kaçıyordu bu? Ah, dün yaptıklarından sonra kaçması normaldi tabi!
Koştum.Bu sefer o olduğundan emindim. Ona yetişip önüne dikildim.
-Dursana! Sayende tüm okul beni bir aptal sanıyor.Amy'nin bakışları temkinliydi.Dudağını stresle dişlerken masumca bana baktı.
-Bana kızgın mısın? Dedi üzüntüyle.
Aslında kızgın değil kırgındım.Fakat şimdi bunun hiç bir önemi yoktu.
-Saçmalama.
Elimi omzuna koydum ve onun gözlerine bakabilmek için eğildim.
-Sana ihtiyacım var, Amy!
Amy şaşkın bir bakışla beni dinlerken dünkü detaylar hariç olup biten her şeyi anlattım. Amy ağzını kapatabildiğinde bezgin bakışlarla ona bakıyordum.
-İşte böyle...Ben... Bittim Amy.
Amy bana bakmadı.Bir şey düşünüyormuş gibiydi. Sonra daldığı hızla bir anda bana döndü.
-Tanrım, Blake! Çok önemli bir şeyi kaçırıyoruz.Sen şu Eric biraz çılgın demiştin değil mi?
Korkmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)
Teen FictionHer şey bir aşk mektubuyla başladı. Blake'in aşkı karşılıksızdı, platonikti... Zira okulun altın çocuğu "hetero" Mason'ın onunla ilgilenmesi düşünülemezdi bile! Eh, bir de... Okulun "yaramaz" çocuğu vardı. Açık mavi gözleriyle avını bekleyen bir yab...