Değişmiştim. Sabahın ilk ışıkları gözlerime vurduğunda ellerim bile bana yabancıydı. Ruhum, yaptıklarım... Uyandığım yatak bile bana yabancıydı.
Eric'in kolunu üstümden çekerken derimi yüzerek üstümden atmak istiyordum. Şu an kendimi o kadar kirli hissediyordum ki su beni temizleyemezdi. Bu kir çok fazla derinlerdeydi. Tırnaklarımla vücudumu tırmalamaya başladım.
Tenimde yaralar açıldı. Kan elime bulaştı.Çık lanet olası!
Bir yandan kendimi tırmalayıp diğer yandan iç çamaşırlarımı ararken Eric'in sesiyle irkildim.
-Erkencisin, sevgilim!
Boksırımı hızla giyerken ona bakmadım.
-Ben sevgilin değilim.
Dedim hızla. Dün istediğini almıştı. Ama bana sevgilim demesi midemi bulandırıyordu. Kan kolumdan aşağı bir şerit gibi süzüldü.
Pantolonumu ararken ayağa kalkmıştı. O umursamaz bir şekilde gerinirken ayağımı sinirle yere vurdum.
-Lanet olası pantolonum nerde!?
-Ah, unuttun mu onu aşağıda bırakmıştık.
Hınzırca gülümseyip beni belimden yakaladı. Boynumu öperken onu ittim.
-İzin verde gidip alayım.
Arkamı döndüm ama beni durdurdu.
-Kolun kanıyor, Billy.
Sahi mi! Bilmiyordum. Ona umursamaz bir bakış atıp kolumu ondan kurtardım. Aşağı inerken beni takip ediyordu.
Pantolonum kırışmış bir şekilde yerde yatıyordu. Hızla onu alıp bacaklarıma geçirdim. Ah güzel, peki kemerim nerdeydi?
Eric parmaklarını şıklattığında ona döndüm.Sağ elinde sallanan kemerimdi. Gözleri... Bana neden endişeyle bakıyordu? Genelde benle alay ederdi.
-Bir şey mi arıyorsun? dedi yavaşça. Uzanıp elindeki kemeri kaptım. Belime yerleştirirken elimi tuttu.
Ona kızgın bir bakış attım. İçimde inanılmaz bir öfke vardı. Sanırım en çokta kendime kızıyordum. Dün gece Eric'e izin verdiğim şey bambaşkaydı. Bunu nasıl yapmıştım!
-İzin ver de ben yapayım beceriksiz, sevgilim.
Bana böyle seslenmesene!!
Elini ittirmeye çalıştım ama beni önemsemedi. Hızlı parmaklarla kemerimi takarken gülümsediğini biliyordum.
Sen nasıl bir iblissin!
Hem beni hem de Barbarayı idare eden bir iblisti. Gerçi beni zorla yanında tutuyordu ama Barbaranın kendi isteğiyle Eric'in kollarında olduğundan emindim.Tabi sevgilisinin erkeklerden de hoşlandığını öğrendiğin de nasıl bir tepki verecekti merak ediyordum.
-Bitti.
Ah, nihayet. Ona bu kadar yakın olmak beni sadece daha da kirlenmiş hissettiriyordu. Masumiyetim kaybolmuştu. Yanıp kül olmuştum ve eski Blake artık yoktu.
Ondan uzaklaşmadan önce beni kemerimden kendine çekti. Çıplak olması artık beni rahatsız etmiyordu, ne tuhaf! Sadece daha kirli hissediyordum. Tırnaklarımı etime geçirmemek için kendimi tuttum.
- Bu yaraları sen yaptın değil mi?
Gözlerimi yere sabitledim. Bundan ona neydi?Çenemi tutup gözlerimi kendi hizasına getirdi.
- Bir daha böyle bir şey yapmayacaksın.
Emir veriyordu. Ben onun kölesiydim çünkü.
Dudaklarıma uzandı. Hala hiç bir duygu hissetmiyordum. Sanırım kalbimle birlikte onlarda silinip gitmişti. Kısa bir öpücükten sonra
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)
Teen FictionHer şey bir aşk mektubuyla başladı. Blake'in aşkı karşılıksızdı, platonikti... Zira okulun altın çocuğu "hetero" Mason'ın onunla ilgilenmesi düşünülemezdi bile! Eh, bir de... Okulun "yaramaz" çocuğu vardı. Açık mavi gözleriyle avını bekleyen bir yab...