Yüzme dersim için mayomu giyip duşumu aldım. Arkamı dönüp Mason'a gülümsediğimde bana bugün yapabileceğimizi söylemişti.
Garip bir şekilde Barbaradan ayrılmasına karşın çokta yıkılmış görünmüyordu. Belki de tıpkı benim gibi hayatına kaldığı yerden devam ediyordu. Hayatına benimle devam ediyordu.Saçmalama sen sadece onun arkadaşısın!
Havuza girip nihayet öğrenebildiğim ama hala salakça gelen ısınma hareketlerini yapmaya başladım. Kollar, bacaklar, boyun...
Mason birkaç dakika sonra gelmişti. Dizlerinin üzerinde biten sıkı yüzücü mayosuyla o kadar çekiciydi ki!
Omzuna attığı havluyu yere koyarken gülümsedi.-Duşta seni göremeyince kaçtığını falan sandım. dedi.
Sudan gerçekten korktuğumu bir ders önce fak etmişti. Yani su altı öpüşmesi olmadan su altına burnumun ucunu dahi sokamıyordum.
Mason arkadaşım olduğundan suyun altında bana sarılmasını falan da isteyemiyordum.-Bir ara düşünmedim değil!
Tedirginlikle suyeşili gözlere baktım. Biçimli dudakları hafifçe kıvrılmıştı. Bu çocuk beni mutlu ediyordu.-Dalmaktan hala korkuyorsun değil mi?
Yine mi! Kahretsin!
-Su altında duramazsam üstünde de duramam falan filan. Tanrı aşkına, bana sadece üstünde durmayı öğret!
Mason kıkırdadı. Havuza atladığında yüzüm su içinde kalmıştı. Bir an onu göremedim. Sonra...
Kendimi suyun altında buldum diyebilirim. O kadar şaşırmıştım ki çığlık atmaya bile fırsatım olmamıştı. Gözüm, ağzım, burnum her yerim su dolmuştu.
Ben debelenirken, Mason beni bacaklarımdan tutuyordu. Sonra belimi kavradı. Ve sonunda yüzümün hizasına yükseldi. Her şey benim için bir korku filmine benzemese bu beni gerçekten de etkilerdi. Ama ben onun gibi bir balıkadam değildim işte! Şunu bir anlasa!
Gözlerimi pörtletip elimi kolumu salladığımda yüzü sakindi. Bir elini burnuma götürdü. Burnumu tuttuğu zaman sanki daha rahatlamıştım. Gözlerim de tahmin ettiğim kadar yanmıyordu. Sanırım klora alışmışlardı.
Mason şimdi gülümsüyordu. Sakinliğimi korudum ve onun söylediklerini yapmaya çalıştım. Kendimi suya bıraktım, rahatladım. Su beni sarıp sarmalıyordu ve endişelenmediğim zaman bu dünya dışardakinden daha cazip geldi gözüme. Birkaç saniye daha Masonla bakıştıktan sonra su üstüne çıktık.
-İşte öğrendin! Artık sana su üstünde durmayı öğretebilirim. dedi mutlulukla.
Açıkçası kendime şaşırmıştım.
-Sanırım öyle. dedim hızla.
Ve ekledim.
-Nerden başlıyoruz?
+++Bu... Mason'ın bana yüzmeyi öğretmeye çalışması tüm su altı maceralarımdan daha da ateşliydi. Yani beni kollarıyla kaldırıyor suyun üstünde tutmaya çalışıyordu ve o kadar yakındık ki...
Umutlarım yeniden içimde filizleniyordu. O zehirli engerek olmadığı zaman hayatımdan zevk alıyordum.
Mason beni kucağında taşırken açıkcası kendimden utanmıştım. Yani Mason'a bu kadar yakın olmak güzel bir şeydi ama on sekiz yaşıma kadar yüzmeyi öğrenememem utanç vericiydi. Tabi en azından hafiftim. Yılların düzensiz beslenmesi beni zayıf kılıyordu. Fakat en kısa sürede fit ve kaslı bir vücut elde etmeyi aklıma koymuştum. Umutlarla birlikte ruhsal sağlığım düzelirken bedenen de iyileşmeliydim.
-Şimdi seni bırakıyorum. Dediklerimi hatırla olur mu?
Beni hiç bırakmasan!
Başımla onayladım ve yine ürkekçe gülümsedim. Havuzun yine en derin yerindeydik.
-1,2,3!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)
Teen FictionHer şey bir aşk mektubuyla başladı. Blake'in aşkı karşılıksızdı, platonikti... Zira okulun altın çocuğu "hetero" Mason'ın onunla ilgilenmesi düşünülemezdi bile! Eh, bir de... Okulun "yaramaz" çocuğu vardı. Açık mavi gözleriyle avını bekleyen bir yab...