Eric♥Matt

6.1K 252 51
                                    

Her şey onu görmemle başladı.Bir lokantada garsonluk yapıyordu.Ama yüzü, tavırları, bakışları bir garsondan daha fazlası olduğunu söylüyordu.Hele o mavi gözleri...

Açık mavi gözleri...Bana bir kere bile baksa tenim yanıyormuş gibi hissediyor, boğazıma takılan düğümü geçiştirmeye çalışıyordum.Ona sırılsıklam aşık olmuştum.Biliyordum saçmaydı.Adını bile bilmediğim bir adama aşık oluyordum.Dahası ben de bir erkektim.Ve geçmişimde sırf bu hislerim hor görüldüğü için çektiğim acıları düşündüğümde belki de aptallık ettiğimi düşünüyordum.Fakat vazgeçemiyordum.

Koruyucu aileler tarafından her seferinde rahatlıkla def edilen ve sırf eşcinsel olduğum için yüzüme kapanan kapıları çok görmüştüm.Bu da beni umursamaz kılmalıydı.Ama yapamıyordum, bu yabancıya karşı belki de saplantı derecesinde bir aşk besliyordum.

Onu ilk görüşümden sonra her gün o basit lokantaya gider oldum.Tabi aynı zamamda da dikkatini çekmek için yapmadığım şebeklik kalmıyordu. Tabi lokantada ki tek garson o değildi, sadece ona sipariş verdirtmeye çalışsamda işine aşırı bağımlı sinir bir kaç garson ondan önce geliyor ve yüzlerinde çakma bir gülümsemeyle ne istediğimi sorup duruyorlardı.Ha, bir de üstüne  basa basa söyledikleri beyefendi yaftası vardı.

Benim beyefendi olduğum ne malumdu?Ben Matthew Dollan, iki kez ıslah evine girip çıkmıştım.İlkinde beni taciz etmeye çalışan bir çocuğu bıçaklamış, ikincisinde ise beni eşcinsel olduğum için dövmeye kalkan bir başkasını fena darp etmiştim.Sanırım kafatasında ömürlük bir iz kalacaktı.

Kısacası ben beyefendi falan değildim.Neyse ki bu aptal uğraşılarımın sonunda nihayet bir gün dikkatini çekmeyi başardım.Ama bunu kesinlikle isteyerek yapmadım.

O garip ve aynı zamanda büyülü gün, lokantaya girdiğimde eski sefillerimden biriyle karşılaştım.Eski sefiller: eski sevgililerim demekti.Ve bu eski sevgililerimin hemen hemen hepsi beni terk ettiğinden onlara sefiller diyordum.

Fakat bu sefil bana geri dönmek istiyormuş, sırf bu yüzden beni takip etmiş.Canın cehenneme!Aklın nerdeydi beni terk ederken?

İşte bu saçma diyalogların sonunda eski sefil sesini yükseltmeye başlamış ve üstüme yürümeye başlamıştı.Ben de hazırdım.Uzun bir şiddet geçmişim vardı ve kendimi zor da olsa savunmayı öğrenmiştim.

Fakat ne olduysa o anda olmuş , o , gelmişti birden.Adamın suratına sert bir yumruk geçirip,eski sefilimi, gerçekten de eski ve sefil hale getirmişti.Yumruk attıktan sonra ise ellerini kütletmiş bana bakarak sırıtmıştı.

-Bunu ne kadar özlediğimi bilemezsin.Demişti.

Ben de heyecanlanmış ve aptal aptal gözlerimi kırpıştırmıştım.

-Neyi özlemiştin?

O ağız dolusu gülerken ben şaşkınca bakıyordum.Eski sefilim ayağa kalkmaya çalıştığında onu tekmeleyerek yine yerle bir etmişti.

-Bunun yüzünden işimden olacağım ama değdi.

Dedi kahkalarının arasından.Ne kadar da deli dolu biriydi.Ve seksi!Kesinlikle seksiydi.

-Ben özür dilerim böyle olsun istemezdim!

Dedim, o garson önlüğünü ve yaka kartını çıkartırken. Bu arada da bir gözümle yerdeki ayaklanan fakat kavga etmeğe götü yemeyip uzaklaşan sefili izlemiştim.

O ise elini 'boşver ' anlamında havada sallamış ben yine tekrar tekrar özürler dileyince

-O zaman bana bir içki ısmarla ve ödeşelim.Demişti.Kendimi nasıl ayakta tuttum hatırlamıyorum.Fakat kesinlikle muhteşem bir andı.

---

Günlüğümün sayfalarına bakıp o anlar aklıma geldikçe yüzümde şekillenen aheste tebessümle gülümsedim.Sevgilim hemen yanı başımda başını kollarının üstüne koymuş uyukluyordu.Gece siyahı saçlarının egzotik kokusunu buradan bile alabiliyordum.Güya bana yardım edecekti.Onun anıları ve benim anılarımı daha sonra da bizim anılarımızı toplayacak ve bir kitap haline getirecektik. Geçmişimiz ve şimdimiz gelecekte unutulmasın diye.

-Kalk uykucu...Burada boynun tutulacak.

Onu hafifçe dürttüm fakat derin uykudaysa uyandırmak da istemiyordum.Tam uyanmayacağını düşünüp üstünü örtmek için battaniye almaya gidiyordum ki birden kolumu tuttu.Nasıl korktum anlatamam.Başını kaldırmadan bir hamle de beni kucağına çekmişti.Nefesim kesilmiş ve bacaklarımın bağı çözülmüştü.

-Biraz daha devam etseydin, cehenneme direkt geçiş yapacaktım.Dedi homurdanır gibi.Başını kaldırdığında sırıttığını gördüm.

Kaşlarımı çattım şakacıktan.

-Numara yaptın değil mi?Sırf devam etmeyeyim diye?!

Eric dudaklarını büzdü ve sonunda kahkaha attı.Bembeyaz dişlerini gözler önüne serdiğinde ve gözlerinin etrafında o ince hafif çizgiler oluştuğunda o kadar yakışıklı görünüyordu ki bayılabilirdim.

-Evet, biraz yapmış olabilirim.Ama ne yapayım anılara daldığında beni unutuveriyorsun.

Kolumdaki elini belime doladı.Beni kendine çektiğinde inledim.

-Seni özledim...Kaç gün oldu biliyor musun?

Arzuyla söylediği sözcükleri mantık süzgecimden geçiremiyordum.Çünkü beynim şu an başka işler peşindeydi.Hınzır düşünceler...

-Bilmem.Diye kaçamak bir cevap verdim.Belki de onu gerçekten boşlamıştım.Boynuma uzun ve ıslak bir öpücük kondurdu.

-Ben biliyorum ama...Kokunu bile özledim.İki gün...

İki gün mü?Bu çok muydu yani?!

Tamam, Eric biraz fazla seks düşkünüydü ama...

Bir anda belimdeki elini daha aşağı götürdü ve düşüncelerimi bulandırdı.Pantolonum ve iç çamaşırımın içine sokuvermişti elini.Eli öyle sıcaktı ki, sanki ateşten yapılmıştı.

-Immh.Diye bir inleme döküldü dudaklarımdan.Az önceki düşüncelerimi buruşturup atmıştı.Beni nasıl baştan çıkarabileceğini çok iyi biliyordu.İkimiz de birbirimizi ezberlemiştik artık.Tabi Eric arada bir beni şaşırtmayı başarabiliyordu.

-Seni istiyorum, Matt.Hemen şimdi...

Sesi fısıltıya dönüşüp tenimin üstünde cızırdadı.Sırılsıklam aşık olduğum adamın sesi kalbimde eriyik sıcak lava dönüştü ve oradan kasıklarıma ilerledi.Ereksiyonum canımı acıtmaya başlamıştı.Gözlerine baktım.Gözlerinde kendi yansımama, büyük çerçeveli gözlüklerimin arkasında zevkle kısılmış gözlerim, istekle ve aşkla doluydu.

Gülümsedim.Beni ilk kez bu kadar isteyen biriyle birlikteydim.Eric bana geçmişini anlattığında onu bu yüzden yargılamamıştım, bana değer veriyordu, o yüzden güvenip anlatmıştı bana her şeyini, ben de ona...

Geçmiş aşklarını dinlerken bile rahatsız olmamıştım bu yüzden, hatta daha bir aşık olmuş, hayran kalmıştım bu adama. O kadar büyük ve derin duygular beslemişti ki...

Benim gibi bir koruyucu ailede büyümüştü.Ama evlatlık olduğunu çok sonraları öğrenmişti.Benim gibi yaralıydı.Bizi birbirimize çeken buydu.

-Ben de seni istiyorum Eric.Seni seviyorum.Geçmişinle ve birlikte geçireceğimiz geleceğimizle...

Bu bizim aramızda bir ant olmuştu.Sadece bayat bir "seni seviyorum" demiyorduk.

Dudakları kıvrıldı.Gözlerindeki yangınları görebiliyordum.

-Geçmişinle ve geleceğimizle...

Dedi beni tekrarlayarak.

Sonrasında büyük bir açlıkla öptü dudaklarımı.Hiç birlikte olmamış gibi seviştik o gece ve hiç birlikte olamayacakmışız gibi birbirimize karıştık, doyarak.

Bu bölüm Eric ve Matt'i merak edenler için gelsin^^Sizleri seviyorum okuyucularım.Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.


BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin