Beni kollarına aldı hızla. Zevkten bacaklarım titriyordu. Bacaklarımı daha fazla titrememeleri için beline doladım.Tabi bu hareketim içimdeki alevleri azdırmaktan başka bir işe yaramamıştı.Beni öyle kolayca havada tutuyordu ki... Vay canına!
-Immhh.
Kokusu... İnsan üstü bir kokusu vardı. Kıvırcık saçlarını her zaman hayal ettiğim gibi sertçe ensesinden çektim.Kaslı kolları belime dolanmış,elleri kalçalarımı kavramıştı. Dudakları dudaklarımdan bir an olsun ayrılmıyordu.Ağzının içinde inliyordum.
Ereksiyonum öyle bir hale gelmişti ki pantolonum canımı yakıyordu.
İblislerin kamçıları şaklıyordu kasıklarımda. Acı ve haz birbirine karışıyordu. Beni karavanın duvarına yasladı hırsla.Dudaklarını nefeslenmek için çektiğinde karavanın sarsıldığını zar zor farkedebildim.
-Hmm. Biraz yavaş mı olmalıyız?
Sesim fazla neşeli ve şehvet doluydu.
Finn dudaklarını kıvırdı arsızca.
-Asla olmaz. Ama bekle!
Belime doladığım bacaklarımı kendinden çözerken ne yaptığını anlamamıştım. Beni dudaklarıma ateşli bir öpücük kondurarak yatıştırdı. Hemen ardından karavanın kapısına yöneldi. Kapıyı kitlediğinde kalbim ağzımda atıyordu.
Tanrım,Finnle karavanda seks yapacaktım!
-Seni bekliyorum!
Dedim neredeyse yalvarırcasına.
-Sabret, aşkım!
Finn,camlardaki storları kapatırken ve karavanın gereksiz ışıklarını kapatırken kendimi soğuk duvara bastırdım. Bacaklarımın üstünde durmak giderek güçleşiyordu. Pantolonumdan kurtulmalıydım.
Kemerime uzandım.
Finn çekmeceleri karıştırırken kemeri çözmüş ve yavaşça yere bırakmıştım. Aklımda bin bir iffetsiz düşünce dolaşıyordu.Acaba Finn kemerle bana vurmak ister miydi?
Sadist değildim ama galiba biraz sert seviyordum.
Ah!
-Yanına geliyorum.
Yapıştığım soğuk duvardan ayrılıp Finn'e ilerledim. Elinde parlayan bir nesne duruyordu. Bir CD mi?
Arkadan ona yaslanıp ellerimi sertliğine götürdüm. İnledi.
-Hadi daha neyi bekliyoruz?
Ensesine küçük bir öpücük kondurup, dilimi boynunda gezdirdim.
Evet resmen onu yaladım.
Bunu sevmişti.
-Sadece... Ambiyans(?)yaratmaya çalışıyordum ve
... Bunu arıyordum.
Elinde parlak neon renkli bir kutucuk tutuyordu. Bir kondom.
Düşüncesi kasıklarımı sancıtırken çekmecesinde hali hazırda bir kondom bulundurması canımı sıkmıştı. Ama duramazdım. Bunun hesabını sonra verecekti.
-Benim Hıv olduğumu mu düşünüyorsun?
Sesimdeki arsızlık beni bile şaşırtırken CDyi müzik çalara yerleştirdi. Oynat tuşuna basmadan önce bana döndü ve dudaklarını dudaklarıma bir santim kala durdurdu.
-Hayır... Sadece... Böyle daha seksi.
Nefesim kesilirken oynat tuşuna basmış müzikle birlikte yavaşça üstüme gelmişti. İnanamıyorum bu şarkı...
Durumumuza o kadar uygundu ki...
(Yn:İmagine Dragons Demons sahne boyunca şarkıyı dinleyin',))
Kollarını yavaşça boynuma dolayıp önce sağa sonra sola sallandı. Ona ayak uydurdum.
Boynumu öptü yavaşça.Sonra omzuma yöneldi. Bir eli sweatshirtümü sıyırdı ve karnımı okşamaya başladı. Başımı arkaya yatırmış ellerimi saçlarına atmıştım. Hala yavaşça salınıyorduk.
Finn şarkının ritmine uygun bir şekilde beni soymaya başlamıştı. Tanrım! Yavaş ve tatlı bir eziyetti adeta!
Aynı anda bende onu soyuyordum. Önce kemerinden kurtulmasını sağladım.Sonra üstündeki salaş atletten. Kot pantolonuna sıra geldiğinde ben sadece boksırımlaydım.
Şarkı hızlanıyordu.
Ve Finnde hızlanmıştı. İlk kez böyle bir deneyim yaşıyordum. Bir şarkı eşliğinde sevişmek!
O beni hızla adeta parçalarcasına çırılçıplak bırakırken bende pantolonunu indirdim hızla. Ayaklarından sıyırıp atmama yardım etti.Sonra kollarını belimin iki yanına geçirip duvara yapıştırdı beni yeniden. Dudaklarımı yırtarcasına öperken -Hatta yerken- Eli etimi sıkıyor beni sertçe kendine bastırıyordu. Şarkı en hızlı yerine gelirken kutudan çıkarmış olduğu kondomu kaşla göz arasında -aman tanrım!- penisine geçirmişti. Benden bir doğrulama bile beklemeden beni çevirip duvara yapıştırdı. Şarkıya göre hareket ediyor seksimizin hızını ona göre belirliyorduk.
Hızla içime girdi.
Kendimi tutamadım.
-Ahhhhhhh!!!
Başımı arkaya atıp dudaklarımı ısırdığımda sertçe kalçalarımdan itiyor hızlı ritmine bir son vermiyordu. Mükemmel acı verici aynı zamanda da zevk verici bir durumdu. Karnımm.... Ah vücudumun içindeydi Finn.
Şarkı yavaşlayana kadar fazla hızlıydık. Nefes nefeseydim. Şarkı yavaşladığında Finnde yavaşlamıştı.
Ritmi, ritmimiz yavaştı!Ve bu beni daha çok tahrik ediyordu.Hızlı olmasını daha derinliklere gitmesini istiyordum.
-Lütfen, Finn...
Hala duvara dayalıydım. Patlayacak gibiydim. Rahatlamam gerekiyordu. Ama Finn o kadar yavaştı ki...
-Sabret!
Omzuma küçük bir öpücük kondurdu ve şarkı hızlandığında o da hızlandı...
Zevkin doruklarındaydım.
Elimi sertliğime attım ve sonunda...
Rahatladım. Aman Tanrım!
Birkaç dakikalık ritimden sonra Fimnde içimde patladı. Boğuk bir sesle inledi ve omzuma başını dayadı.
Ah... Bu günü o kadar beklemiştim ki.
İblisler...
Kasıklarımızı kamçılayan iblisler gölgelere çekilmiş bizi izliyordu heralde.
Bitkin ama bir o kadar da mutlu bir şekilde fısıldadım.
-Çok iyiydi. Seni seviyorum Sevane!
Omzumu öptü sonra saçlarımı hafifçe çekip gözlerime baktı.
Gri gözleri...
Bir fırtına bulutu kadar asi ve hırçın gözleri, mavilerle süslenmişti. Koyuydu. Şehvet kadar koyu ve yoğun.
Dudaklarını kıvırarak burnunu benim burnuma sürttü.
-Bende seni Pate. Ben de seni seviyorum.
Sonunda!
Hayatımda ilk kez gülüyormuş gibi.gülümsedim ve bu anın tadını çıkardım.
Enfesti!
Bu son bölüm arkadaşlar artık hikayemiz tamamen sona erdi:D Sizi seviyorum:)kısa oldu üzgünüm ama diğer bölüm uzundu:D hadi vote ve yorumları bekliyorum:*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)
Teen FictionHer şey bir aşk mektubuyla başladı. Blake'in aşkı karşılıksızdı, platonikti... Zira okulun altın çocuğu "hetero" Mason'ın onunla ilgilenmesi düşünülemezdi bile! Eh, bir de... Okulun "yaramaz" çocuğu vardı. Açık mavi gözleriyle avını bekleyen bir yab...