BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)

20.Kalp

Barbara

Kollarımı sevgilimin boynuna doladım. Onu kendime çekip sertçe öptüğümde aynı sertlikte bana karşılık verdi. Dişleri alt dudağımı çekiştirdiğinde inledim. Eric gerçekten de bir seks tanrısıydı!

Ellerini bluzumdan içeri sokup sütyenimin kopçasına geçirdi. Onu açtığı zaman diğer eliyle kasıklarımda ufak bir gezintiye çıkmıştı. Ah, Mason... O asla böyle sevişmezdi. Her şeyin önemli ve özel olmasını isterdi. Eric'in tek düşündüğüyse... Benim için bunun hiç bir önemi yoktu.

Kemerini hızlıca çözüp, pantolonunu aşağı indirdim. O ise beni bluzum ve sütyenimden çoktan kurtarmıştı. Elimi, sertliğine attığımda kahkaha attı.

-Seni küçük sürtük!

Bana hep böyle sesleniyordu. Ama itiraf etmeliyim ki hoşuma gidiyordu.

-Immmh. Dudaklarımı boynunda gezdirip saçlarını elimle geriye çektim.

-Seni istiyorum Eric Stein!

Ericin kolları beni kucağına çektiğinde iç çamaşırlarım yeri boylamıştı.Sevgilim, beni baktıkça daha da azdıran mavi gözlerini kıstı ve dudaklarını yaladı.

-Ben de seni bebeğim.

+++

Uyandığımda her yerim ağrıyordu. Ama zevkten dört köşeydim o ayrı. Beni gerçekten de mutlu etmişti. Hem de tam üç kez! Bu başıma ilk kez geliyordu.

Yataktan doğruldum. Seks tanrım Eric, çıplak ve çekici bir şekilde yanımda uyuyordu. Yorulmuştu. Onu birkaç saat önce epey yormuştum(!)

Saat geceyarısıydı. Sütyenimi yerden alıp kollarıma geçirdim. Pembe dantelli iç çamaşırımı da hızla bacaklarıma. Burdan bir an önce çıksam iyi olacaktı. Yüzümün bir zombiye benzediğinden emindim. Bu yüzden her zaman partnerimden önce kalkardım. Makyaj yapıp kendime gelmem gerekiyordu. Ama şimdi makyaj malzemelerim yoktu. Ve annemlerin 'arkadaşlarımda ders çalışıyorum' yalanını çakmalarına az kalmıştı. Marysa'nın annemleri idare edebileceğini umdum.

Siyah mini eteğimi uzun bacaklarıma geçirip, bluzumu aramaya başladım. Nerdeydi şu aptal şey?!

Eric homurdanmaya başlamıştı. Sonunda bluzumu bulabilmiştim.Kitap raflarındaki kitap yığının üzerinden sarkıyordu. Mavi dar bluzumu da elime almıştım ki bir şey dikkatimi çekti.

Yanıp sönen kırmızı bir ışık. İki kitabın arasından gelen ışığa yaklaştım. Sonra elimi soktum ve ışığın kaynağı olan cihazı elime aldım. Düşündüğüm şeydi!
Bir kamera!

Hırs ve öfkeyle yatakta çıplak ve savunmasız bir şekilde yatan Eric'e baktım. Demek beni kandırmaya çalışmıştı? Bunun bedelini ödeyecekti.

Yerde duran kol çantamı açıp kamerayı içine attım. Topuklu ayakkabılarımı da elime alıp odadan çıktım. Gözlerim yaşlıydı. Ama bu pislik için ağlayacak mıydım? Hayır!

Bu oyun iki kişilikti. Eric'e gününü gösterecektim.

Blake

Susan gidince yatağıma uzanıp yorganı burnuma kadar çektim.Neredeyse geceyarısına kadar konuşmuştuk. Bu bana iyi gelse de hala kendimi çok yalnız hissediyordum.

Bu uzun yıllardır böyleydi ama Mason'a olan aşkım beni biraz olsun mutlu ediyor, bu karanlık düşüncelerden uzak tutuyordu. Ama bugün ondan da mahrumdum. Mason'ı asla kazanımayacaktım. Ve onu sevsem de bu boş bir umuttan başka hiç bir şey olmayacaktı.