BEN EŞCİNSELİM!(Tamamlandı)

32.Elveda(Final) Part 2

Eric

Yüksek sesli müzikle ritmik olarak sağa sola kıvrılan bedenleri iterek ilerledim. İçki, esrar ve ter kokusu havayı esir almıştı.

Bir solucanı bulmak istiyorsanız toprağın altına yani yeraltına bakmalıydınız.

Westwood'un yeraltı da burasıydı. Blogy...

Eski bir mezbahadan çevrilerek bir bara ve dövüş kulübüne dönüştürülmüştü. Ha, bir de direklerde dans eden yarı çıplak kızları da unutmamak lazımdı.

Eskiden burda dövüşür, kazandığım parayı da bir gece de bu barda harcardım. Bir dönem sonra dövüşmek yerine düzüşmeye başladığım da o kadar para kazanmıştım ki değil bir gece bin gece de harcayamazdım. Akıllılık yapıp paramı biriktirdiğim için artık fahişelik yapmama gerek yoktu. Fakat bir fahişenin artısı şuydu,mesleğinde ne kadar iyiysen çevren de o kadar geniştir. Hatrımın geçeceği bir kaç kişi tanıyordum.

Bar taburelerinden birine oturup barmen e baktım.
-Beni Z ile görüştür. Dedim fısıldayarak. Anlamamazlıktan geldi ama onu önemsemedim. Rüşvet istediği apaçık belliydi. Bir de hatırı sayılır bir isim.

Dudaklarımı kibirle kıvırıp şehvetle gülümsedim.

-Ona Ericstein'ın geldiğini söyle.

Sonra cebimden çıkardığım bir yüzlüğü eline tutuşturdum. Bana sinsi bir bakış attı ve başıyla beni onayladı.

Z, gerçek adıyla Zachariah, beni asla geri çevirmezdi. Onu bağırtarak düzdüğüm günlerin hatırına beni kabul edeceğini biliyordum.

Birkaç dakika içinde barmen gelmişti. Bana bir kart uzattı ve bir kapıyı gösterdi.
-Bunu onlara göster, seni içeri alacaklar. Dedi fısıldarcasına.

Barmenin ellerinden kartı alıp iki korumanın beklediği kapıya yöneldim. Beş adım kala beni durdurdular.

Kartı gösterdim. Ve hemen geri çekildiler. Bu hoşuma gitmişti.

Kapıdan geçip dar,florasanlarla aydınlatılmış bir koridor boyunca ilerledim.

O solucan, buralarda bir yerdeydi.

İlginç bir şekilde aynı gün Blakelerin evinin birkaç blok ötesinde yaralı bir çocuğa raslanılmıştı.

İsmi Dick Harperdı. Benden bir yaş küçüktü. Onla hastanede ufak bir konuşma gerçekleştirmiştim.

Bana sadece bir isim vermişti. James Falton.

Daha sonra birkaç dişi ve burnu kırılmıştı.  Ama planın kendisine ait olmadığını ve o piçin ismini söylediği için canını bağışlamıştım. Aksi takdirde çarşaflardan birini alır, boğazına dolar ve sessizce ölmesini beklerdim.

Evet, sanırım biraz psikopatım.

Koridorun sonunda yeni bir kapıyla karşılaştım. Bu seferkin de bir koruma yoktu. Ama beni izleyen küçük bir kamera tepesine yerleştirilmişti. Kartı kameraya gösterdim. Bir cızırtı sesinden sonra kapı ardına kadar açıldı.

Yavaşça içeri girdim.

Burası, Blogy kadar büyüktü. Loş bir aydınlatma vardı. Ve bir de eklemek gerekirse bolca çıplak beden.

Z, seks partilerinden hoşlanıyordu. Her iki cinsiyetten de. Ama şimdi bakın ki tam karşımda beni bekliyordu.Gözlerinde şehvet parıltıları vardı. Ama onu düzmeye hiç niyetim yoktu.

-Hoş geldin, Eric. Dedi ağır meksika aksanıyla. Altındaki slip külot dışında çıplaktı.

Kollarını iki yanına açtı.
-Uzun süredir görüşemiyorduk. Bana sarılmayacak mısın?