Sihirbaz

79 8 0
                                        

   Kamu,adamının bir iz bulması nedeniyle arabadan indi.Adamının yanına gelince,"Buradan geçmiş,ama tekrar bu yola geri dönmüş.Sanırım bizi atlatmaya çalışmış Kamu."
   Ormana doğru giden toprak yola eğilip yerdeki lastik izlerine parmağını sürttü.Zamanı daralıyordu.O,Emre denilen çocuğu bulmak zorundaydı.Yoksa ölecekti,buna emindi.Adamının tekrar konuşmasıyla daldığı hayal dünyasından çıkıp,ayağa kalktı."İzler yeni Kamu.Çok uzaklarda olamaz."
   Adamı haklıydı,çok uzaklarda değildi.Bunu hissedebiliyordu.
   "Buraya en yakın yerleşim yeri nerede?"diye sordu adamına.Adam da ben ne bileyim dercesine el kol mimikleri yapıp dudağını bükünce gene sinirlendi.
   "Git bi harita getir!"
   Adamı araçlarına doğru gitti,torpidodan bir harita aldı.Kamu'ya uzattı.
   Arabanın kaputuna haritayı açan Kamu biraz inceledikten sonra parmağını bir yere bastırarak,"Buraya gidiyoruz.O burada olmalı."
   Diğer adamları da haritanın başına gelmişlerdi.İçlerinden biri,"Orada olduğuna nasıl bukadar emin olabiliyorsun?"diye sorunca Kamu sırıttı.
   "Menemencideki dolaba ve şöminedeki tepsiye baktım.Evet,o akşam orada bir şeyler yemiş belki de yanına bir miktar yiyecek de almıştı ama dolap hala oldukça doluydu.Yiyeceği bitmek üzere olmalı.Yol üstündeki diğer marketleri saymazsak yiyecek bir şeyler bulabileceği en yakın yer burası.Ayrıca havalar iyice soğudu.O deri ceketi onu daha fazla sıcak tutamaz.Mont,atkı tarzı şeyler alması lazım."
   Laflarını dikkatlice dinleyen adamlar onaylar bir şekilde başlarını salladılar.Kamu'nun adamlarının pek akıllı olduğu söylenemezdi ama itaatkar ve sadıktılar.
   "Haydi,araca binin.Bir an önce yola koyulalım."
   Yaklaşık bir saatlik yolculuğun ardından küçük kasaba-şehir karışımı beldeye vardılar.Yarım saat boyunca da sokaklarda turlayıp Emre'yi aradılar ama bulamadılar.Bir ara bir eczanenin önünden geçerken durup etrafı incelediler.Yollar kırık ilaç şişeleri ve haplarla kaplıydı.İçersinin de farklı olduğu söylenemezdi.Sanki burada bir boğuşma yaşanmıştı.
   Yollarına devam etmek için anayola çıkarken üç insanla karşılaştılar.Birincisi 60'lı yaşlarını çoktan geçtiği belli olan,bastonuyla yürüyebilen yaşlı bir adam,diğeri orta yaşlı kapalı bir kadın,sonuncusuysa göbeği açık bir bluzu,diş telleri ve sivilceleri olan,ortalığa boş boş sırıtan bir kız.
   Gruba yaklaşırken Kamu,"Şunlara da tanıtım aşamasını uygulayın,bende o ara bir sigara içeceğim."
   Şoför koltuğundaki adamı itiraz eder gibi oldu."Bırakalımda gitsinler Kamu,zaman kaybı.Baksana çelimsiz bir adam ve iki kadın.Toplulukta işe yaramazlar,yük olurlar."
   "Kimin işe yarayıp kimin yaramayacağına efendi karar verir."Adamına biraz sertçe çıkışmıştı ama bir laf daha edemeden devam etti,"Ayrıca,efendi yolda gördüğümüz herkesi topluluğa davet etmemizi emretmişti.Bulabileceği en güçsüz işçiye bile ihtiyaç var.Onların diğerlerine katılmasına izin veremeyiz."
   Hepsi başıyla dediklerini onayladı.Efendinin Ankara'daki topluluğu diğerleri dediği Sinop civarında toplanmaya başlayan gruptan daha kalabalıktı ama yılanın başını erken ezmek gerekirdi.Efendi diğerlerinden korkmuyordu ama bir sorun da çıkmasını istemiyordu.O yüzden sayısal üstünlük çok şey demekti.Yoldaki gördükleri insanların gözlerini boyayarak onları Topluluğa davet etmelerini bizzat emretmişti.
   Araba küçük grubun yanına yaklaşırken korna çaldı.Grup durdu.Öndeki iki adam ilk inenlerdi.Yanlarına gidip onları topluluğa davet edip,oradaki imkanları anlatmaya başladılar.Bu sırada Kamu ve diğer adamı arabaya dayanmış sigara içiyorlardı.Yanındaki adamı sessizliği bozdu:"Sence o genci yakalayabilecek miyiz Kamu?"dedi.Kamu sigarasından bir nefes daha alıp külünü parmağıyla sigaraya vurarak yere düşürdü.Düşünceli görünüyordu.Ayrıca bu sohbeti diş teli olan kızda dinlemeye başlamıştı.
   "Gencin hakkını vermeliyim,çetinceviz çıktı.Fakat çekirge bir sıçrar iki sıçrar..."bu lafından sonra boğazını keser gibi parmağını boğazında kaydırdı.
   Kız artık adamlara doğru geliyordu.Tanıtım yapan iki adam"Hey,nereye gidiyorsun?"dese de kız takmadı.Doğruca Kamu'nun üzerine yürüdü.Kamu ise hiç kıpırdamadı.Kızla göz göze geldiler.Kız"Şu gencin adı Emre miydi?"deyince Kamu'nun ve adamlarının gözleri fal taşı gibi açıldı.Donakaldılar.Karşısındaki kızın sırıtmasısa tüm yüzüne yayılıp daha pis bir hal aldı.
İKİ YIL ÖNCE
   ..."Son gösterimde ise insanoğluğunun geçmişten beri varolmuş bir refleksini gözler önüne sereceğim."sihirbaz konuşurken elleriyle olayın büyüklüğünü ve ciddiyetini anlatmaya çalışıyordu ama unuttuğu şey ise lise öğrencilerinin önünde gösteri yapıyor olmasıydı.
   Sözünün bitmesiyle konferans salonunun en arka iki sırasına kök salmış bir grup erkek öğrenci yüksek bir şekilde alkışlayıp bağırmaya başladı.Önemli olan gösteri değil gır gır şamataydı o an onlar için.Sihirbaz da alkışların bitmesini bekledi.Sonra sözlerine devam etti:"Fakat bu son gösteri için bir yardımcıya ihtiyacım olacak."
   Emre önden üçüncü sırada en köşedeki sandalyede oturuyordu.Gösteride ne olup bittiğiyle ilgilenmiyordu.Onun aklı başka yerdeydi.Dilara da bir sıra önünde çaprazında oturuyordu.Ara sıra kız,arkasını basit nedenlerden(saçını düzeltmek,bağırış çığırış veya yüksek sesli bir alkışlama olması vs.)dönüyor,göz göze geliyorlardı.Emre en çok bu anları seviyordu.Birbirleriyle konuşmasalarda gözlerinin içine bakmayı çok seviyordu.Tabi sonrasında ikisi için de bir utanma anı oluyordu ama buna değerdi.Şanslı olduğu bazı zamanlar kızın bir gülümsemesini de görüyordu.
   "Bana yardım eder misin delikanlı?"dedi Emre'yi gözüne kestiren sihirbaz.Başta Emre kendisine söylendiğini farketmedi,hala aklı başka yerdeydi.Yeni aşık olmuştu o sıralar.
   Yanındaki arkadaşı Uhut ona sertçe dirsek atınca kendine geldi."Sana diyor oğlum,kalksana."
   Emre bir an bu ani olay karşısında afallamıştı.Sonra sihirbaz"Hadi gel,söz önemli bir yerlerini kesmeyeceğim."diye soğuk bir espiri yapmasına rağmen arkadaki çığırtkan grup buna da yüksek sesle gülmüştü.Herkes ona bakıyordu artık.Normalde topluluk karşısına çıkmaktan yada topluluğa karşı konuşmaktan çekinmezdi.Sorun bu değildi.Sorun ya onun gözünün önünde rezil olursam korkusuydu.
   O da Emre'yi izliyordu.O andan sonra artık reddetmesi imkansızdı.Ayağa kalktı,sahneye doğru yürümeye başladı.
   Arkadaki grup sanki Emre nobel ödülü kazanmışçasına tezahürat yapmaya başlamıştı.Hatta ıslık çalanlar bile vardı.Emre sahneye varınca sihirbaz elini kaldırdı,topluluk biraz daha sessizleşti.
   "Adın ne?"
   "Emre."
   "Peki Emre,senden şimdi bu beyaz not kağıdını sıkıca tutmanı istiyorum.Senden almaya çalışacağım o yüzden sıkıca tut."
   Emre kağıdı sıkıca iki elinin başparmağı ve işaret parmaklarıyla tuttu ve sihirbaz topluluğa o kağıdı Emre izin vermediği sürece yırtmadan alamayacağını göstermek için bir iki kere çekiştirdi.
   "Tamam ya,sakin ol elindeki para değil."gibi yine bir soğuk espiri yapmıştı sihirbaz.Emre adama sinir olmaya başlamıştı.Kendini çok beğenmiş biriydi ve boş boş konuşup onu utandırmaya çalışıyordu.Okulun getirceği sihirbaz ve gösteri anca bukadar olur zaten diye düşündü.
   Gösterisini yapmadan önce Emre'nin ve salondaki diğer öğrencilerin dikkatini dağıtmak için tatlı tatlı anlatmaya başladı sihirbaz,"Dediğim gibi,bu refleks insanoğlunun varlığından itibaren süregelmiştir.Şimdi size bir örneğini göstereceğim.Eski zamanlarda insanlar avlanmaya çıktıklarında birbirleriyle anlaşabilmek ve yırtıcı bir hayvan etrafta kol gezdiği zaman birbirini uyarmak için yazılı olmadan..."Sihirbaz okadar tane tane konuşuyordu ki...Emre adama iyice odaklanmıştı.Sihirbaz birden sözlerini kesip son sözcüğü tekrarlamaya başladı"olmada...olmad...olm..."bu sözleri söylerken sanki Emre'nin arkasında bir dinazor görmüşçesine irkip gözlerini büyüttü,jest ve mimikler yaptı.Vücudunu küçültüp işaret parmağıyla arkada bir yeri gösterdi ve Emre de dahil salondaki herkes istemeden arkasını dönüp bakma gereği hissetti.Emre arkasını dönerken parmakları da bir miktar gevşemişti.Bunu fırsat bilen sihirbaz kimse bakmıyorken saliseler içinde kolunun içinden başka bir renkte not kağıdı çıkarıp Emre'nin elindekiyle değiştirdi.Emre'nin elinden aldığı not kağıdını da arka cebine götürdü.Herkes 1 saniye sonra tekrar önüne dönünce Emre'nin elindeki kağıdın değiştiğini gördü.Saniyeler sonra herkes alkışlamaya başlamıştı,Emre ise kağıdın değiştiğine inanamamıştı.Oysa sıkıca tutuyordu.Sihirbaz sahnenin önüne geldi,eğilerek selam verdi.Ardından salon boşalmaya başladı.Sihirbaz da eşyalarını toplamaya başladı.Emre'nin hala orda olduğunu görünce yanına gidip arka cebinden ilk not kağıdını çıkardı ve"Bak ilki burda."dedi.Emre şimdi olayı çözmüştü.Fakat kendi kendine hala sıkıca tutuyordum,eminim diyordu.Emre de kafasını sallayıp sahneden inmeye başladı.En arkada kalmıştı,en son o çıkacaktı.Tam çıkacakken arkasından bir ses duydu,"Bir insanın en savunmasız anı,refleksken arkasını döndüğü andır dostum,unutma."
----------------------o-----------------------
   Yutkundu.Belki de son anlarını yaşıyordu.Kamu'nun kendisini bukadar çabuk bulabilmesine şaşırmıştı.Fakat yapacak bir şey yoktu.Yüzleşecekti.
   Yavaşça arkasını döndü ve gördüğü kişi beklediği kişi değildi.Bu o,otelde onu takip eden kızdı.Elinde de Emre'nin ona verdiği silahı tutuyordu.Bir süre sessizce bakıştılar.Emre'nin beyni deli gibi çalışıyor,kurtulmak için bir yol bulmaya çalışıyordu.Bir şey dikkatini çekti.Kız silahı beceriksizce tutuyordu.Silahın kabzasını iki yandan elleriyle kelepçelemiş gibi tutuyordu.Polislerin tuttuğu şekilde bir eli altta değildi.
   "Silahlarını çıkarıp yavaşça yere bırak."dedi kız.Emre'nin kızı ikiletmeye niyeti yoktu.Bıçağını çıkardı,yere bıraktı.Ardından karşısında kaşlarını çatarak dikildi.Biraz da hayalkırıklığına uğramıştı.
   "HEPSİNİ!"dedi kız üzerine basa basa.
   "Üzerimde sadece bıçağım var,silahlarım arabada.Bir de senin elinde."son cümleyi söylerken başını ileri doğru ittirerek elindekini göstermişti.
   "Sana güvenmemin,iyilik yapmamın karşılığı bu mu?"
   "Acıtasyon yapmayı kes,ikimiz de beni kandırıp elde etmek için bunu bıraktığını biliyoruz."
   "NE!"Emre kıza sen kafayı yemişsin gibi bakmaya başlamıştı.Gerçi aynı durumda kendisi olsa aynı şeyleri düşünüp aynı şeyleri yapardı muhtemelen.
   "Soyun."açık,net,şüphe götürmez bir ses tonuyla söylemişti.Emre'nin başka çaresi yoktu,soyunmaya başladı.Kıyafetlerini çıkardıkça daha da çok üşüyor,damarları daralıyordu.
   Soyunması bitince"Bak,sana demiştim."dedi.
   "Tamamen."diyip Emre'nin üzerinde bir tek kalan donunu işaret etmişti.
   Artık bu iş çığrından çıkıyordu.Kontrolü ele alması gerekiyordu.Aklında bir fikir vardı.Ama kıza biraz yaklaşması gerekiyordu.
   "Ne yani kıçıma silah soktuğumu mu düşünüyorsun?"
   "Şakacı seni,şimdi ÇIKAR!"
   "Hayır."
    "SANA ÇIKAR DEDİM!"
    "HAYIR!"
   Kız silahı iki kez ateşledi.Emre tam anlamıyla gerilmişti.Mermiler havaya giderken kız ciddi gibi duruyordu.
   "Üçüncü bir mermiyi daha havaya sıkmayacağım,şimdi beni iyi din..."
   "Asıl sen beni DİNLE!"Emre de artık posta koymaya başlamıştı.Atarlı atarlı konuşup kıza yavaşça yaklaşıyordu bu sırada.
   "Seni istesem iki kere öldürebilirdim ama yapmadım.İstesem iki kere seni ele geçirebilirdim yapmadım.SENCE NİYETİM SENİN GÜVENİNİ KAZANIP SANA KÖTÜ ŞEYLER YAPMAK MI?"çileden çıkmışçasına konuşuyordu.
   "Tek kelime daha edersen..."
   "KAPAT ÇENENİ VE BENİ DİNLE!"Emre tam 4 adım kıza yaklaşmıştı ve bağırarak konuşup kızı bastırıyordu.
   "O gece otel odasında kapıma kadar geldin,seni yan odadan gördüm.Seni orda yakalayabilirdim."
   "Blöf yapıyorsun.Kapına kadar geldiğimi pekala takip edildikten sonra tahmin edebilirsin."
   "Peki koridora lazer tuttuğunu,bir süre sonra kibrit yaktığını,kapının kolunu tereddütlü bir biçimde bir süre tutarken diğer elindeki her ne boksa o şeyle oynadığını ve bir süre sonra kapıyı açmadan çekip gittiğini de mi tahmin edebilirdim?"kız biraz afallamıştı.
   "Nasıl?"Emre kızın biraz sakinleştiğini görünce o da bir miktar sakinleşti.
   "Dış duvarlardan ilerleyerek yan odaya geçtim."kız buna inanmamıştı.
   "Bir de örümcek adam oldun yani."
   "DUVARIN İÇİNDEN Mİ YAN ODAYA GEÇTİĞİMİ DÜŞÜNÜYORSUN?"kıza artık iyice yaklaşmıştı.Yeterli mesafeye gelmesi için bir iki adım daha lazımdı.Konuşmaya devam etti.
   "Silahı bırakmadan önce de seni gördüm.Tepenin arkasına geçmiştin.Sırf niyetimi yanlış anlama diye yanına gelmedim ama isteseydim koşarak sana yetişebilirdim.Bak..."boğazını temizleyip bir adım daha yaklaştı.
   "Seni öldürmek veya aklından her ne geçiyorsa onu yapmak gibi bir niyetim yok.Bence senin de yok.Eğer silahlarımı isteseydin bir saniye bile düşünmeden beni gafil avladığında tetiği çeker işimi bitirirdin.Demekki sen de benim nasıl biri olduğumu öğrenmeye geldin."son anlarda kıza dümdüz çok yaklaşmıştı.Tehlikeye atmamak için yana bir adım atıp ellerini kullanarak devam etti son bir adım kalmıştı.
   "İndir şu silahı lütfen."kız duyduklarını tartıyor gibiydi.Bu tereddüt anı da Emre'nin ihtiyacı olan tek şeydi.Şimdi teoriği pratiğe dökme vaktiydi.Kulaklarında bir insanın en savunmasız olduğu an,refleksken arkasını döndüğü andır dostum,unutma sözü yankılandı.Bu cümleyi nerden duyduğunu şuanda net hatırlamıyordu ama umarım söyleyen kişi lafında ciddidir diye düşündü.
   Birden elini,kolunu kullanıp parmağıyla kızın arkasını gösterirken yüzüne yapmacık bir korku ifadesi aldı.İnandırıcı olması için kesik kesik nefesler çekip,"ağğ"diye sesler çıkarmıştı.Sanki kız orda yokmuş gibi davranmaya çalışmıştı.İşe yaramıştı.Sonrasında her şey 6 7 saniye içinde oluverdi.Kızın kafası döner dönmez gevşeyen elleriyle tuttuğu silahı yere indiren Emre kızın gücü karşısında biraz şaşırdı.Kız da bu atağı beklemiyordu.
   Emre kızın elini aşağı indirmeyi başarmıştı ama kız korkudan fütursuzca toprağa ateş ediyordu.Susturucudan dijub diye sesler çıkıyordu her mermide.Birkaç saniyelik boğuşmanın ardından Emre kızın ellerini tuttuğu bir elini bırakarak dirseğiyle kızın çenesine vurdu.Kız biraz afallasa da düşmedi ama ikinci kez daha sert vurunca kızın elinden silah düştü,yere yuvarlandı.Emre hemen silahı kapıp kızın başına geldi.Gözlerini kapatmış sırtüstü yerde yatıyordu.İki eliyle de Emre'nin vurduğu yeri tutuyordu.Gözlerini açınca başında Emre'yi gördü.Nefes nefeseydi,göğsü inip kalkıyordu,ölmekten korkuyordu.Emre silahı kıza doğrultmadı.Bir süre o şekilde bakıştılar.Sonrasında Emre kıza elini uzattı.Bu davranışı hiç beklemiyordu.Ne yapacağını bilemeye bilemeye elini tuttu ve ayağa kalktı.Emre çevik bir hareketle silahı parmağında çevirdi ve kıza doğru uzattı.Neler oluyordu?Kız şaşkınlık içindeydi.Bu bir tuzak mıydı?Yavaşça silahı Emre'nin elinden aldı.Emre gözlerinin içine delici bakışlar atıyordu.Sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi gidip yerdeki kıyafetlerini birer birer üstüne giydi.Kız onu seyrediyordu.Montunu da giydikten sonra"Gelmiyor musun?"dedi Emre.Kız kafasını salladı.Emre sürücü koltuğuna kız yanına oturdu.Çok tuhaf bir durum yaşanıyordu.Beş dakika önce öldürmeye çalıştığı çocukla şuan aynı arabada yan yana oturuyorlardı.Emre arabayı çalıştırdı,yola çıktılar.Kız da nereye gittiklerini sormadan yanında oturuyordu.

Gri VirüsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin