Ciğerleri bitme noktasına gelmişti.Kesik kesik nefes alıyordu.Bir süre sonra artık dayanamadı,yavaşladı.İlerde istasyonun ışıkları gözüküyordu ama okadar yorgun okadar bitkin haldeydiki buna bile sevinemiyordu.Gerçi bir bakıma artık katil olmuştu değil mi?Sonuçta ismini bile bilmediği kıvırcık saçlı çocuğun metro altında ezilmesinin nedeni oydu.Aptal aptal konuşma salak!O seni durdurmaya çalıştı.Eğer ona vurmasaydın şuan metronun altında sende ezilmiştin diye düşündü gücünün son kırıntılarını yürürken harcarken.
İstasyona vardığında gördüğü manzara karşısında şaşkına döndü:evet herkesin suratı gri lekelerle kaplı,bazılarının boyunları yavaştan şişmeye başlamış...bu tür şeylere alışmaya başlamıştı.Onu asıl şaşırtan insanların hiçbir şey olmamış gibi metro beklemesiydi.Bu insanlar sağır mıydı?Okadar çarpışmayı okadar kazayı duymamışlar mıydı?Bir an kendi kendine şunu sordu:Kaza alanından nekadar ilerideyim?Hatırladığına göre kaza iki istasyon arasında olmuştu.Üzerine gelen metrodan kaçarken bir ilerideki istasyona sığınmıştı.Ozaman iki durak arkada olmalıydı.Fakat istasyonun zeminine çıkarkenki tabelayı görünce kafası allak bullak olmuştu:KARTAL.Metroya tam 6durak önce binmişti ama bu nasıl olurdu?Eğer başka bir istasyonun önünden geçse farkederdi.Bu düşüncelerle nefes nefese zemine çıkarken insanlar korkarak ondan uzaklaşmaya başladı.Bir kadın arkada korkudan çığlık bile atmıştı.Kimse o karanlık tünellerden gelcek birini beklemiyordu.Hele hele üstü toz,toprak ve kan içindeyken...
Emre yere oturdu,ayaklarını raylara doğru aşağı uzattı.Tünelin diğer ucundan ne bir ses ne bir ışık geliyordu.Birkaç dakika oturup nefesini düzene soktu.Bu sırada iflas eden bacak kaslarını ovdu,saçını eliyle ileri geri itip içindeki toz toprağı döktü,ceketinin üstünü temizledi.Kötü gözüktüğünü tahmin edebiliyordu ama karşısındakilerin de ondan aşağı kalır yanı yoktu.
Elini istemsizce sırtına götürdü.Susadığı için çantasını açıcaktı ama çantası sırtında değildi.Metroda kalmıştı.Neyseki içinde önemli bir eşyası yoktu.
Bir süre daha oturduktan sonra ayağa kalktı.Ayağa kalkarken diz eklemleri kıtladı.Doğrulduktan sonra yavaşça ilerlemeye başladı.O geldikçe topluluk geri gidiyordu.Onun etrafında bir ) oluşturmuşlardı.Çok susamıştı ama insanlardan istemeye çekiniyordu.Çünkü hastalığın nasıl bulaştığını bilmiyordu ve su içerek hasta olmak istemiyordu.
Bir süre sonra çıkış yazılı tabelanın olduğu koridorda ilerlemeye başladı.Merdivenler bomboştu.Yavaşça merdivenleri çıktı.Sadece dairesine varıp duş almak istiyordu.Sonrada kendini yatağa atacak ve uzun bir süre uyuyacaktı.Olanları sonra düşünürdü.Şu an yorgundu.
Merdivenin sonuna gelirken bir gariplik daha dikkatini çekti.Turnikelerin olduğu kata gelmişti ama bu katta kimse yoktu.Hatta güvenlik görevlisi bile yoktu!Emre daha öncede gece geç saatlerde metronun boş olduğunu görmüştü ama güvenlik görevlisinin olmadığını ilk defa görüyordu.Bomboş katta ilerlemeye başladı.Turnikelerden geçti,son yürüyen merdivene doğru ilerledi.Burnuna is kokusu geldi.Başta çok keskin değildi ama merdivene vardığında dışarda yangın olduğuna emin oldu.Bukadar şiddetli bir duman ve is kokusu ancak yangında olabilirdi.Ayrıca yerler siyah küllerle kaplıydı.Sanki parke gitmiş,küllerden bir tabanda yürüyormuş hissine kapılmıştı.
Yürüyen merdivenin başına varmıştı ama merdiven hareket etmiyordu.Çokta takmayarak merdivenleri tırmanmaya başladı.Onu asıl endişelendiren dışarıdaki yangın ve dışarıdan gelen seslerdi.Belliydi dışarısı ana baba günü gibiydi.Polis sirenleri,araba kornaları,bağıran insanlar bütün bu sesler birbirine karışmıştı.Merdivenden çıkarken kafasını kaldırdı gökyüzüne baktı.Güneş batmaya başladığından gök kızıl bir renge ve turuncunun tonlarındaydı.Sonra kafasını indirirken merdivenlerdeki kadını gördü.
Son 6 7 basamakta bir kadın uzanıyordu.Kollarından biri kafasının altında diğeri aşağı doğru sarkmış sağ tarafına yatmıştı ve hareket etmiyordu.Emre gittikçe kadına yaklaşıyordu.Aralarında 10 basamak kalmıştı ki ilk defa silah seslerini duydu.Dışarıda birileri ateş ediyordu.
Merdivenleri tırmanmaya devam etti.Artık kadına iyice yaklaşmıştı.Yanına vardığında suratını görünce geriye düşmemek için merdivenin kenarına tutundu.Kadının yüzünü okadar çok gri leke kaplamıştı ki göz kapaklarında bile vardı.Çenesindekilerden gri bir sıvı akıp basamağa dökülüyordu.Kadın onun geldiğini zar zor farketmişti.Gözlerini çok ağır bir şekilde binbir zahmetle açtı.İçlerinden kanlar aktıktan sonra göz bebekleri anca göründü.Elini Emre'ye doğru uzattı."Ban.. yard.. e...e..et"diyebildi boğazı davul gibi şiştiğinden.Emre son birkaç basamağı hızla çıktı gene kalbi hızlı çarpmaya başlamıştı.Yukarı vardığındaysa kelimenin tam anlamıyla dehşete düştü.O anı hayatı boyunca unutamayacaktı.
İlk bakışta burayı bir savaş alanı zannetti.Haksız da sayılmazdı.D100 karayolunda zincirleme bir kaza vardı.En az 30 40 araç çarpışmış,bazılarından dumanlar tütüyordu.Bazı araçlar arada sıkışmaktan ve arkadan gelip çarpanlardan dolayı hurdaya dönmüştü.Araçlardan insan cesetleri sarkıyordu.Kiminin kolu kiminin kafası camdan dışarı sarkmıştı.Hatta yola bile fırlayan bir sürü ezilmiş ceset vardı.
Bütün bu cesetlere aldırmaksızın yolda diğer sürücüler tartışıyor kavga ediyordu.Hatta bir kadın başka bir kadını saçlarından tutmuş arabanın kaputuna kafasını vuruyordu.Okadar çok vurduğu belliydi ki bilinci gitmiş,belkide ölmüş kadının alnı dümdüz olmuş,burnu belli olmuyordu.İşin bir diğer kötü tarafıysa suratı kanlar içinde değil gri bir sıvıya bulanmış gibiydi.
Kaza mahallinin arkasında büyük bir kalabalık çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu kazayı tartışıyorlardı.Daha doğrusu hepsi bağırarak birbirini suçluyordu.En sonunda fitili ateşleyen yumruk geldi ve 30 kişi arasında kavga başladı.Başlangıçta sadece bu 30kişi kavga ederken etraftan insanlarda kavgaya katılmaya başladı.
Önünden korkuyla kaçan bir grup insan geçti.Onları takiben dayak yediği belli iki adam daha hızla koşarak geçti.
Sağındaki yolda da birsürü insan ceseti vardı ama bunlar hastalıktan ölmüş gibiydiler.Suratları gri lekeli,boğazları şiş,gözleri kanlı...Çöp kutusuna yakın biyerde ise belediyenin çöp aracı yaklaşmıştı fakat busefer çöpleri değil insan cesetlerini topluyorlardı.İki adam sırayla yerdeki cesetleri topluyor,çöp arabasının arkasına dolduruyorlardı.Yoldaki kavga umurlarında değildi.Tüm bu olan biteni şalkınlıktan küçük dilini yutmuş bir şekilde izlerken güneş bir anlığına yüzüne çarpmayı kesince ileri doğru baktı Emre.Yaklaşık 3 km ötede bir uçak hızla alçalıyordu.Aynı ikinci dünya savaşındaki japon uçaklarının kamikaze saldırıları gibi bir binaya doğru hızla iniyordu.Uçağın kuyruk kısmının kırmızı olmasından THY uçağı olduğunu anladı.Birkaç saniye sonra ise müthiş bir patlama gürültüsüyle birlikte gök birden aydınlandı sonra eski haline döndü.Herkes 2 3 saniyeliğine duraksayıp uçağa baktıktan sonra yaptığı şeye devam etti.
Emre kapşonunu kafasına çekti.Yavaşça yola koyuldu.Kaldığı rezidansdaki daire burdan iki durak gerideydi.Ara sokaklardan giderek varmayı planlamıştı.Dikkat çekmemeye çalışarak kaldırımın kenarından,elleri ceketinin yanındaki ceplerin içinde ilerlemeye başladı.Biraz ilerledikten sonra bir ambulans ardında iki polis aracıyla büyük bir gürültü çıkararak yan yoldan geçti.Onlardan sonra Emre karşıya geçti ilerlemeyi sürdürdü.Karşıdan birinin elinde beyzbol sopası diğerinin elinde pala olan iki hastalıklı adam ona doğru geliyorlardı.Bir anda dondu kaldı.Kaçmaya çalışırsa kesin yakalanacaktı,ölesiye yorgundu.Kaçmazsada ölecekti.Ne yapacağını düşünürken yanından bir motorlu geçti ve adamların dikkatini çekti.İkisi birden yola atladı ve motorlunun önüne çıktı.Elinde beyzbol sopası olan motordaki adama öyle bir vurduki adam motordan düşmekle kalmadı,geri uçtu.Aynı zamanda kaskının darbe yediği bölümünde bir çatlak oluşmuştu.Adam örümcek tuzağına yakalanan bir kelebek gibi kaçmaya çalıştı ama tam sırtının ortasına yediği pala darbesi onu yere serdi.Düşerken Aaarrrghh! gibi bir ses çıkardı ama adamlar durmaya niyetli değildi.Yerdeki adama defalarca vurmaya başladılar,hem palayla hem beyzbol sopasıyla.Bu sırada Emre 8 saat önce söyleseler asla inanmayacağı bir karar aldı:motorsiklete doğru yöneldi.Motorsiklet kullanmasını bilmiyordu ama kolu çevirince gideceğini tahmin ediyordu.Hem birdaha böyle anahtarı üzerinde çalışan motorsiklet bulamayabilirdi.Koşarak ilerdeki motorsiklete ulaştı.Yan yatmıştı onu düzeltti.Motorsiklet bayağı ağırdı.Üzerine atladı tam oturmuştu ki arkasından duyduğu sesle ensesindeki tüyler diken diken oldu:Hey sen!Velet hemen o motorsikleti bırak yoksa senide kafalarız!
Emre artık geri dönülmez bir yola girmişti.Eğer tahmin ettiği gibi kolu çevirdiğinde motorsiklet ilerlemezse işi bitmişti.Kolu çevirdi ve motorsiklet bağırarak ses çıkardıktan sonra ilerlemeye başladı.Yerdeki destek ayağını da kaldırdı ve yerine koydu.Arkasından adamların bağırdığını duyabiliyordu hatta arkasına baktığında palayı ona doğru fırlattığını da gördü.Neyseki yeteri kadar hızlanmıştı,pala ona gelemezdi.
Deliceydi ama tüm bu yaşananlardan sonra kırkırdamaya başladı.Bir süre sonrada kahkaha atmaya başladı.Motorsiklete iyice gaz verdi ve dairesinin yolunu tuttu.Güneş arkasında ufukta kaybolurken Emre gülümsüyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Virüs
Fiksi IlmiahRusya'da biyolojik araştırmalar yapan bir labaratuvarda bir sorun çıkar ve insanların %99'unu iki hafta içinde öldürecek bir virüs tüm dünyaya yayılmaya başlar.Hastalık bulaşan insanın yüzünde gri lekeler çıktığından hastalıktan sonra hayatta kalan...