Yiruma, 이루마 - Passing By
Yalanlar. Gerekli ya da gereksiz, küçük, büyük onlarca yalan. Anı kurtaran yalanlar, bizi bir sonraki güne atacak yalanlar, geçmişi gizleyen veyahut geleceği şekillendiren yalanlar. Elimi ayağımı bağlayan, bana nefes aldırmayan, adım attırmayan, öylece boşluğa bakmama neden olan ve bir gerçeği yansıtmaması bir yana gerçeği gizlemeye yönelik eylemler bütünü. Tüm suçu kendimde bulmamın en büyük nedenleri.
Belki de hiçbiri buna değmezdi diye düşündüm, tüm hayatım boyunca yalanlar söylemiştim. Ufak tefek yalanlar, beni fazla etkilemeyecek küçücük şeyler.
"Hayır anne bugün ödevim yok!" Doğrusu o kadar da önemli değildi bu.
"Tabii ki de o derstten geçtim!"
"Dünyanın en güzel kazağı bu baba teşekkür ederim gerçekten beğendim." "Param bitti baba, biraz daha verir misin?"
"belimde platin olduğu için yaşlılara otobüste yer veremiyorum."
"Babaannem öldü, bu yüzden dün okula gelemedim, üzgünüm, evet üçüncü defa öldü."
Küçük yalanlar. Hiçbir sorun yok, ufacık bir yalan. Gerçekten iyiyim, çok iyiyim, küçücük bir şey. Dediğin şeylerin beni incittiğini mi zannediyorsun, incitmemesini isterdim, tersini söylemek çok daha kolaydı. İnan bana Kim Jongin umrumda bile değil, bunun tercümesi tam olarak şuydu, beni öldürüyorsun Jongin. Saçmalamayın, Byun Baekhyun kim hiçbir fikrim yok adını bile ilk defa duyuyorum, bu hayatım boyunca söylediğim yalanlar içinden en önemsiziydi, en küçüğü, beni acıtacağını en son düşündüğüm şey.
Şimdiyse beni öldürüyordu. Odamdaydım, evdeki odamda, yurtta değil, saat sabahın beşini gösteriyordu. Eve geleli üç gün olmuştu, okula oradan gidiyor, derslerden sonra ise tekrar eve geliyordum. Annem pek iyi değil, diğerlerinin duyduğu şey buydu. Asıl sorun ise benim pek iyi olmadığımdı. Son üç gündür kulübe uğramamıştım, son üç gündür Kim Jongin'den kaçıp durmuştum. Karşısına geçip avazım çıktığı kadar bağırmamak için seçtiğim yol tam olarak buydu çünkü onun karşısına çıkıp ona bağıramaz, ona neden diye soramazdım. Bunun birçok sebebi vardı.
Ona ne diyecektim? Neden Baekhyun'u aradığını mı? Bunu soramazdım, hiçbir zaman gerçekten karşıma geçip ondan vazgeçtiğini, onu artık sevmediğini söylememişti. Hiçbir zaman bana karşı bir şey hissettiğini açık açık itiraf etmemişti. Belki de benim yanılgımdı her şey. Hala benden ayrılıp Baekhyun'u düşünüyordu. Tüm o zıt hareketlerine rağmen, kıskançlıklarına, yakınlıklığına rağmen hala bir yanında Baekhyun vardı. Bunu bir türlü kabullenmeyen bendim, sorun bendeydi çünkü Jongin hiçbir zaman bana karşı bir şey hissettiğini söylememişti. O Baekhyun'u seviyordu. Bunu en başından beri biliyordum. Şimdi durum böyleyken ne diyebilirdim? Diyeceğim her şey anlamsız ve yetersiz olacaktı. Diyeceğim hiçbir şey içimdeki sancıyı geçirmeyecekti.
Ve diğer yandan ona gidip Baekhyun'u neden aradığını soramazdım, bunu ima bile edemezdim, sadece laf arasından sormamın bile imkanı yoktu çünkü bana göre küçük olan o yalan tüm elimi ayağımı bağlıyordu. Sadece birazcık nefes alabilmek adına ortaya attığım yalan tüm hayatımı bitirmek üzereydi. Jongin'e bunun nedenini soramazdım, Jongin Baekhyun'u tanıdığımı anladığı ilk anda benimle olan tüm ilişkisini keserdi. Bundan o kadar emindim ki Jongin'e ne kadar kızgın olursam olayım bunun korkusu boğulmama neden oluyordu. Üstelik sadece Jongin de değil kulüpteki herkese aynı şeyi söylemiştim. Baekhyun'u öğrenmeleri herkesi kaybedeceğim anlamına geliyordu. Onca zamandan sonra gerçekten arkadaşım olarak gördüğüm herkesi kaybedecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beauty Behind Oh Sehun // sekai
Fiksi PenggemarDedim: Siz sevgili oldunuz? Dedi: Yok, biz birbirimize belamızı sürmüşüz..