Blood ᴶᴶᴷ

B/8

Jisun adımını attığı basamaktan geri çekip dikkatini çeken kapıya doğru ilerledi. Hoseok'a ait bir odanın olduğunu bilmiyordu. Elini tedirgin bir şekilde kapı koluna götürüp açmak için aşağı doğru baskı uyguladı.

Kilit sesiyle sevinse mi, korksa mı bilemedi. Kapıyı yavaşça aralayıp karanlık odaya doğru baktı. Elini duvar kenarına götürüp gördüğü küçük düğmeyle ışığı açarken neyle karşılaşacağını bilmiyordu fakat ne varsa görmek istiyordu. Oda aydınlandığında tek kaşını kaldırmış, etrafı şöyle bir süzmüştü. Oda beklediğinden de düzenliydi. Sanki kullanılıyormuş gibiydi.

İçeriye girip etrafı daha yakından inceledi. Fotoğrafların asılı olduğu duvara gidip dikkatlice baktı. Fotoğraflarda hep aynı kişi vardı. Sanki o küçük çocuğa benziyordu.. Jisun elindeki kitabı komidinin üzerine koyup sayfaları çevirdi. İllaki bu kişinin de fotoğrafı vardı.

Aceleci bir şekilde sayfaları çevirirken görmeyi beklediği fotoğrafı görmesiyle durdu. Tam da tahmin ettiği gibiydi. Hoseok'un büyüklüğüydü. Kitaptaki yazıları hızlıca okuyup fotoğrafa tekrar baktı. Oldukça şaşkındı.

"Hoseok.. sıradan bir insan mıydı yani?"

Onu da diğerleri gibi vampir sanmıştı. Bu ev Hoseok ve ailesine aitse, neredeydiler? Elini saçlarına götürüp geriye taradı. Vampirlerle kalan bir insanın sonu ne olabilirdi ki? Kitabı kapatıp fotoğrafa daha bir inceler şekilde baktı. Ardından gözlerini odada dolandırdı. Dolabın kenarında, yerde duran kitabı görünce duraksadı.

Dolaba doğru ilerlerken kaşları çatıktı. Ne olduğunu merak ediyordu. Sonunda kitaba ulaşmış, eğilip yerden almıştı. Üzerindeki 'Jung Hoseok' yazısını görünce heyecanlanmıştı. Hoseok'un yazdıklarına bakıp bazı şeyleri çözebilirdi.

Kitapları kucağına sıkıştırıp adımlarını odadan çıkışına ilerletti. Okumak için sabırsızlanıyordu. İkişer ikişer çıktığı merdivenleri bitirip, koridoru geçtiğinde salona ulaşmıştı. Koltuklara dağılmış bedenlere kısa bir bakış attıktan sonra beklemeden merdivenlere doğru ilerledi.
Elini çabuk tutmalıydı. Emindi ki odaya çıktıktan sonra Jungkook odasına gelecekti.

Odaya girdiği gibi kapıyı kapatıp yatağının yanına gitti. Hoseok'un defterini yastığının altına koyduktan sonra bağdaş kurup diğer kitabı önüne aldı. Hoseok'a ait olan kitabı saat altıdan sonra okuyacaktı. Jungkook'un görüp almasından korkuyordu.

Kitabın kapağını araladığı vakit kapının açılma sesini duymuştu. Şüphelerinde haklı çıkmıştı. Bakışlarını odaya giren Jungkook'a çevirip kısa süreliğine baktıktan sonra önündeki kitaba geri döndü.

"Neyin peşindesin?"

Gözleri hâlâ kitaptaki fotoğrafta gezinirken "Hiçbir şeyin." diye yanıtladı. Jungkook'la göz göze gelmek istemiyordu. Düşüncelerini duymasından korkuyordu.

Jungkook yatağa biraz daha yaklaştığında Jisun tedirginlikle yatağın ortalarına doğru çekilip kendisine yakın duran bedenden uzaklaştı. En son yaşadıkları olayı pek atlatabilmiş değildi.

"Karşında saf biri yok, biliyorsun değil mi?"

Yanağının içini ısıran Jisun, Jungkook'a bakmamakta kararlıydı. Eğer göz göze gelirlerse Hoseok'un kitabını bulması an meselesi olurdu.

"Peki madem. Hadi, bana bak o zaman."

Jungkook'un isteğiyle çevirdiği sayfa havada kalmıştı. Korktuğu başına geliyordu. Şu an ne yaparsa yapsın Jungkook bir şeylerden şüphelenecekti.

"Bana bak."

Çenesinden tutan el başının yönünü değiştirdiğinde gözleri siyah irislerle karşı karşıya kalmıştı. Aklına getirebilecek en saçma şeyleri getirirken Jungkook kaşlarını çatmıştı. Fakat bu duyduğu saçma sapan düşüncelerden kaynaklı değildi. Hiçbir şey duyamadığındandı..