B/24

18.3K 1.6K 864
                                    

Hızlı geçen zaman tekrar geceyi getirmişti. İki beden bahçede oturmuş öylece onlardan bir hayli uzak olan, karanlığın ortasına benek benek serpilmiş yıldızları izliyorlardı. Ama onları da izleyen başka biri vardı; Taehyung..

Huzur dolu bir nefes alıp veren Jisun, gözleri hâlâ parıldayan yıldızlardayken "Çok güzel değiller mi?" diye sormuştu yarı fısıldar bir şekilde. Huzur bulduğu sessizliği bozmak istemiyordu.

"Sen onlardan daha güzelsin."

Kalp atışları anlık yükselen kadın başını sevdiği adama çevirip sıcak bir şekilde gülümsedi. Daha sonra kollarını sevdiği adamın bedenine dolayıp başını göğsüne yaslarken gözlerini kapattı. Aslında huzuru sessizlikte, izlediği gökyüzünde değil, sevdiği adamın yanındayken buluyordu. Bu an hep sürsün istiyordu. Onca yıllık yaşantısında ilk kez böylesine değişik hislere kapılıyordu..

Pencerenin önünden izlemeyi bırakan beden arkasını dönüp önceden masanın üstüne koyduğu kitaba doğru ilerledi. Sözleriyle bir yere gelemediğinin farkındaydı. Bu yüzden daha fazla dil dökmenin anlamsız olduğunu düşünüyordu. Eline aldığı kitabın eski olan sayfalarını karıştırırken bir yandan da saniyeler önce öylece dikilmiş kardeşi ve bir türlü hoşlanamadığı şahısı izlediği pencerenin önüne doğru ilerliyordu.

Bulduğu sayfayla durup yabancı, fakat net bir şekilde okuyabildiği kelimelere baktı. Yüzünde hafif bir sırıtış belirirken hâlâ sarmaş dolaş yıldızları izleyen bedenlere çevirmişti gözlerini. Zamanı gelmişti, uzatmaya gerek yoktu. Parmağıyla üzerinden geçtiği yabancı kelimeleri bastırarak yavaşça söylerken gözlerini oturan ikiliden ayırmıyordu. Direkt Jungkook'un beynine hükmettiği için pek zorlanmamıştı. Uzunca mırıldandığı sözlerin sonunu getirdiğinde kitabın kapaklarını birbirine çarpıp kapattı. Duruşunu dikleştirip karşısında kalan bedenleri izlemeye devam ederken "Bu kadar.." diye mırıldanmıştı.

İstediğinin olduğu düşüncesi ona rahatlık verirken elindeki kitabı pencere önüne bırakıp yüzündeki sırıtışla yatağına doğru ilerlemişti. Rahat bir uyku çekecekti..

Jisun, omzundan sarılan kolun çekildiğini hissettiğinde bedenine yayılan soğuklukla yüzünü buruşturdu. Epey geç olduğundan Jungkook'un 'uyuma zamanı geldi' diyeceğini düşünmüş, itiraz etmek için geriye çekilip yan profiline bakmıştı. Fakat konunun uyku olduğunu sanmıyordu. Jungkook'un kaşları çatık, dikkat kesilmiş bir şekilde karşıya doğru baktığını görünce huzursuzlanmıştı.

"Jungkook, bir sorun mu var?"

Jungkook sanki hiç duymamış gibi öyle dikkatli bakıyordu ki karşıya, sanki çok büyük bir sorun varmış gibi.. Sonunda sevdiği adamın bakışları kendisinden tarafı döndüğünde kaşlarını çatmadan edemedi. Jungkook'un bakışları öyle yabancı ve boştu ki sanki o değilmiş gibiydi. İtiraf etmeliydi ki korkmaya başlıyordu.

"Sen, iyi misin? Sorun ne?"

"Yok bir şey."

Kurduğu üç kelimelik cümlenin ardından bir anda olduğu yerde doğrulup uzaklaşmaya başlamış, saniyeler içinde gözden kaybolmuştu. Ne olduğunu anlayamayan Jisun ayağa kalkıp etrafına bakındığında onu görememişti. Birden bire en fazla ne olabilirdi? Bakışlarındaki o soğukluk neydi?

"Bu da neydi şimdi?"

Beklemesine rağmen Jungkook'un geri gelmeyeceğini anladığında arkasını dönüp mecbur eve girmek adına ilerlemişti. Birden bire bu kadar büyük bir sorunun ne olduğunu bilmiyordu fakat umuyordu ki ciddi bir şey değildi. Değilse Jungkook değil ona böyle bakmak, onu yalnız bırakıp bir yere gitmezdi.

Blood ᴶᴶᴷHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin