Ne yapacağını bilemediğinden öylece yerde kıvranan bedeni izleyen Jisun derince yutkunmuştu.
"Neler oluyor?"
Kendi kendine söylendikten sonra bir iki adımla Jungkook'un yanına gidip kolundan tutmaya çalışmıştı fakat acılar içinde kıvranan beden ona izin vermemişti. İteklendiğinde geriye doğru sendelemiş, Jungkook'dan uzaklaşmıştı. Hâlâ ağzından kan geliyor, ellerini karnının üzerine bastırıyordu.
Sadece Jungkook'un değil, alt kattan gelen sesler de ayrıydı.. Ne olduğunu anlamıyor, yerde kıvranan bedene bakmakla yetiniyordu. Ne olduğunu anlamadığından ne yapacağı hakkında en küçük bir fikri dahi yoktu.
"Jisun?!"
Adını duyduğunda bedenini hızlıca arkasına çevirmiş, gözlerinin odağı yerde kıvranan Jungkook'da olan Hoseok'a bakmıştı. Ona bir şey oluyor gibi durmuyordu fakat yine de bu durum onu korkutuyordu..
"Gitmemiz gerek!"
Bakışlarının rotası değişip Jisun'u bulduğunda hızlıca yanına varmış, elini koluna götürerek çekiştirmişti fakat genç kız gitmek istemediğinden elini çekip Hoseok'un tutuşundan kurtarmıştı.
"Ne gitmesinden bahsediyorsun? Neden bu haldeler?!"
"Anlatmaya zaman yok, evden çıkmalıyız!"
"Ama.."
"Acele et!!"
Tekrardan parmaklarını Jisun'un koluna sarıp çekiştirdiğinde ona engel olamamıştı. İkisi odadan çıkarken Jungkook arkalarından kısa bir bakış atmıştı.
"Dur! Hoseok dur!"
Jisun elini çekmeye çalışırken Hoseok duraksamıştı fakat tuttuğu kolu bırakmamıştı. Ortada ciddi bir durum vardı ve farkındaydı.
"Zaman yok diyorum! Biz de etkilenmeden çıkmamız gerek bu evden!"
"İyi de neden?!"
"Lanet.. onların bedenine işliyor! Onlar toparlanmadan buradan çıkmamız gerekiyor!"
Genç kız yutkunup Jungkook gibi acı içinde yerde kıvranan bedenlere baktı. Bunlar hep Hoseok'u geri getirdiğinden kaynaklanıyordu. Jungkook ona lanetin güçleneceğinden bahsetmesine rağmen ne diye onu geri getirmişti ki?
"Gidelim."
Tuttuğu koldan çekiştiren Hoseok çıkış kapısına doğru ilerlerken Jisun kolunu kendine doğru çekmiş, "Tamam, en azından kolumu bırak." demişti.
Arkasından gelen bedene kısa bir bakış atan Hoseok parmaklarını gevşetip elini kendine doğru çekmişti. Kısa olan koridoru geçip kapının önünde durduğunda direkt arkasında olan Jisun'dan tarafı dönmüştü.
"Kolye.. O nerede?"
Elini cebine atan genç kız kolyeyi çıkarıp kısa bir bakış attıktan sonra bekleyen bedene doğru uzatmıştı. Kendisine uzatılan kolyeyi alan Hoseok avucunun içine yerleştirdikten sonra bildiği izin olduğu yere elini bastırmıştı.
Öylece Hoseok'u izleyen Jisun arkadan gelen sesleri dinlerken gözlerini sıkıca kapatmıştı. Her şeye kendisi neden olmuştu. Acı çekmelerinin tek sorumlusu kendisiydi.
"Hadi!"
Hoseok'un sesiyle gözlerini aralayan Jisun Hoseok'a bakmış, belli belirsiz bir şekilde başını aşağı yukarı sallamıştı. Önüne dönen Hoseok kapıdan çıktığı gibi saydam bir duvar oluşmuştu. Jisun öylece saydam duvara bakıyor hareket etmiyordu.
"Çık hadi ne bekliyorsun?!"
Elini saydam duvara bastıran Hoseok yüzünü buruşturmuştu. Evden çıkan bir gün geçirmeden eve giremeyeceği için saydam duvarın dışında kalmıştı. Bu yüzden içeri herhangi bir şekilde müdahale edemiyordu. Kapı kapalı olsaydı bir ihtimal kolyeyi kullanarak içeri girebilirdi fakat kapı açık bir şekildeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood ᴶᴶᴷ
FanficYola çıktı, hayatı boyunca tahmin bile edemeyeceği şeyleri yaşayacağını bilmeden.. [#fantastik ~ #1/ 26.04.20] [#hayrankurgu ~ #1/ 06.09.20] 13/01/2018 05/05/2018