B/23

18.9K 1.6K 1.4K
                                    

Her yerde arayıp ama hiçbir yerde bulamadığı kardeşi ve Jungkook'u büyü yoluyla bulan Taehyung evin bahçesine bir hışım çıkmıştı. İçinde köpüren siniri giderek üst safhalara çıkıyordu. Kardeşini Jungkook'dan uzak tutmalıydı. Beraber olmalarına izin vermezdi.

Hızlı adımlarla bahçede ilerlerken onu gözleyip amacını öğrenen Jimin, önüne geçip duraksamasına neden olmuştu. Taehyung'un bu halleri sinir bozucuydu.

"Neden onları rahat bırakmıyorsun?"

Hiçbir şekilde kendisine karışma hakkı olmadığı halde yorum yapan bedene bakarken kaşlarını olabildiğince çatmıştı Taehyung. Kim olarak kendisine bunu söylüyordu?

"Sana ne bundan?"

Jimin histerik bir şekilde sırıtıp karşısındaki bedene doğru bir adım attı. Gülüyordu fakat öfkesi yüzünden gülüyordu. Samimiyetten uzak bir gülüştü..

"Peki sana ne onlardan?!"

"Ne demek sana ne?! Jisun benim kardeşim!"

"Jungkook da benim arkadaşım! Ve onlar birlikte! Neden sürekli bir şeyleri yıkma çabasındasın, V? Ya da Kim Taehyung mu demeliyim?"

Taehyung adını duyduğunda yüzü şaşkınlıktan dolayı biraz gevşedi. Gerçek adını sayılı kişiler dışında başka kimse bilmiyordu. Karşısındaki bu yabancının adını nereden öğrendiği hakkında hiçbir fikri yoktu.

"Sen.."

"Ben, Taehyung-ah. Senin yıllar önce ölüme terk edip gittiğin arkadaşın; Park Jimin.."

Duydukları karşısında şoka giren Taehyung, diyecek bir şey bulamadığından dudakları şaşkınlıkla açılıp kapanıyordu. Eskiler gözünün önünde canlandığında kendine artık şefkat dolu değil de, nefret dolu gözlerle bakan eski arkadaşına baktı.

"Hatırladın mı..? Sana bağırışlarımı, yalvarışlarımı?"

Jimin'in yıllar sonra ilk kez gözleri doluyordu. O diğerleri gibi klan liderinin çocuğu değildi. Adi bir vampir tarafından dönüştürülmüş biriydi. Ve sıradan bir insanken tek arkadaşı Taehyung'du.

Taehyung acımasızlığını ön planda tutup karşısındaki bedene doğru sırıttı. Tanrı biliyorduya, karşısındaki beden ona böylesine nefret dolu gözlerle bakmasaydı bu kelimeler dökülmezdi dudakları arasından:

"Evet hatırladım. Pek acınası duruyordun Park Jimin."

Jimin yumruklarını sıkıp artık eskisi gibi olmayan arkadaşına baktı. Tanıdığı Taehyung güzel kalpliydi, karşısındakiyle konuşurken karşısındakini kırmamak için kelimelerini düşünüp söylerdi. Fakat şu an karşısındaki bedenin dili zehir saçıyordu. Ağzından çıkan kelimeler bir bıçak gibi saplanıyordu kalbine..

"Cidden çok yazık.. Ne var biliyor musun? Yaşadıklarının hepsini sonuna kadar hak ediyorsun."

Taehyung sinir dolu bir nefes alıp çenesini kasarken kendisine acıyan gözlerle bakan Jimin'e bakıyordu. Eskiler aslında bilindiği gibi değildi. Daha önce hiçkimseye anlatmamıştı kendini.

Küçükken çektiği acıları es geçerek anlatmıştı Jisun'a. Öyle ki öz kardeş olmadıklarını bile söylememişti... Uzun ve acı bir hikâyeydi...

Jimin sinirden gerilen bedene daha bir yaklaştı. Duruşunu dikleştirdikten sonra sadece onun duyabileceği bir şekilde "Sen, her şeyi hak ediyorsun, Kim Taehyung." diye fısıldadı.

Jimin son sözlerini de söyledikten sonra omzuna bilerek çarparak ayrılmıştı öylece dikilen bedenin yanından. Taehyung, Jimin uzaklaşırken her ne kadar dizlerinin üzerine çökmek istese de güçsüzlüğünü göstermemek için dik durmaya devam etti. Ardından sesinin çıktığı kadarıyla bağırıp Jimin'in duraksamasını sağladı.

Blood ᴶᴶᴷHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin