Jisun dolaştığı evde yapacak bir şey bulamıyordu. Canı sıkılıyordu artık. Geldiğinden beri kaç gün geçtiğini bile bilmiyordu. Açamadığı kapı aklına geldiğinde adımlarını merdivenlere yönlendirdi. Bir kez daha denemekten zarar gelmezdi.
Eskisi gibi korkmadığı evde rahatça dolaşabiliyordu. Saate son bir kez baktıktan sonra merdivenlerden inmeye başlamıştı. Görünüşüne giren kapıyla adımlarını yavaşlattı. Bu kapıyı nasıl açacaktı?
İçeride ne vardı?
Merakı ağır bastığından düşünüp duruyordu. Kapıyı açtığında ne gibi bir şeyle karşılaşacağını bilmiyordu. Belki de açmaması gerekliydi. Ama.. bir ihtimal evden tek çıkış yeri orası da olabilirdi. (?)
Sol elini kapıdaki ize konumlandırıp saniyelerce bekledi. Herhangi bir hareket yoktu. Umutsuzca elini indirip öylece kapıyı inceledi. Işıklar kapandığında başını yukarı kaldırıp kapanan ışıkların olduğu yere baktı. Yapacak bir şeyi yoktu. Kapıyı kıracak kadar güce sahip değildi. Derin bir nefes alıp önündeki kapıya son bir kez bakmıştı. Arkasını döneceği sıra fark ettiki güçsüz ışıkla duraksadı.
Bakışlarını ışığın geldiği sağ cebine indirirken kaşlarını çattı. Elini cebine atıp parlayan kolyeyi çıkardı. Zaten parlak bir kolyeydi fakat şu an daha fazla parlıyor gibiydi. Öylece kolyeyi incelerken bir anda aklına gelen şeyle bakışlarını önündeki kapıya çevirdi.
"Olabilir mi?"
Kendi kendine fısıldarken bakışlarını tekrar avucu içindeki kolyeye çevirmişti. Neden olmasın?
"Ne yapıyorsun burada?"
Gelen tanıdık sesle parmaklarını kolyenin etrafına dolayıp ışığını kesmişti. Arkasını döndüğü vakit, çatık kaşlarıyla ona doğru ilerleyen beden yüzünden gerilmeye başlamıştı. Bir adım gerilerken elindeki kolyeyi daha bir sıktı.
"Hiç.."
Aralarında iki adımlık mesafe kala duraksayan Jungkook, gözlerini kendisine tedirgin bir ifadeyle bakan bedenin yüzünde gezdirmişti.
"Niye geldin buraya?"
"Buranın ne olduğunu merak ettim sadece.."
Bakışları Jisun'un arkasındaki kapıya çeviren Jungkook yaşadığı o berbat anı anımsarken yutkundu.
"Sen burada ne olduğunu biliyor musun?"
Gelen soruyla gözlerini tekrardan Jisun'a çeviren Jungkook cevap vermemişti. O odada ne olduğunu en iyi o biliyordu. Fakat bunu Jisun'un bilmesine gerek yoktu.
"Bilmiyorum."
Kilitli olan kapıya son bir bakış atan Jungkook, arkasını dönüp koridor boyunca ilerlemeye başlamıştı. Jisun'un soracak olduğu soruları duymak, eskileri hatırlamak istemiyordu. Tuhaf bir şekilde eskiler canını yakıyordu. Sonuçta Hoseok suçsuz biriydi.
Jungkook gözden kaybolduğunda Jisun peşinden şaşkınca bakmıştı. Bir anda gitmesini tuhaf bulmuştu. Elinde sıkıştırdığı kolye aklına geldiğinde elini kaldırıp yavaşça avucunu açtı. Fazla zaman kaybetmeden kolyeyi sol avucunun içine konumlandırıp kapıdan tarafı döndü.
Bir ihtimal, kapıyı açabileceğini düşünüyordu. Sonuçta sıfır simgesi evdeki kimsede yoktu.
Elini ize konumlandırdığında içeriye doğru aralanan kapı yüzünden korkmuş ve elini geri çekmişti.
Her ne kadar korksa da kapıyı açabildiği için sevinmişti.Kolyeyi cebine geri atıp aralık olan kapıdan içeriye doğru baktı. Ardından bedenini içeriye soktu. Odanın ortasında gördüğü tabut ilk duraksamasına neden olmuştu. Her ne kadar kapağı kapalı olsa da tedirgindi. Doku mu yoksa boş mu olduğunu bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood ᴶᴶᴷ
FanfictionYola çıktı, hayatı boyunca tahmin bile edemeyeceği şeyleri yaşayacağını bilmeden.. [#fantastik ~ #1/ 26.04.20] [#hayrankurgu ~ #1/ 06.09.20] 13/01/2018 05/05/2018