Jisun hapis hayatı yaşadığı odadan çıkıp karanlık koridorda ilerlemeye başlamıştı. Etrafındaki varlıklardan eskisi gibi korkmuyordu. Girdiği büyük salonda kimseyi göremeyince şaşırdı. Herhangi bir ses de duymuyordu. Saate baktığında çoktan 00.00'ı geçtiğini görmüştü. Neredeydiler?
"Ne o yalnız mı kaldın?"
Namjoon içi kan dolu kadehiyle salona giriş yaptığında Jisun ondan tarafı dönmüştü. Elindeki kadehten
bir yudum alıp koltuğa oturan bedenden bakışlarını çekip başka bir tarafa çevirirken yüzünü buruşturdu. Midesi bulanmaya başlıyordu."Diğerleri nerede?"
"Nereden bileyim? Ara bul."
Namjoon umursamaz bir şekilde konuştuğunda Jisun gözlerini devirdi. Ardından herhangi bir cevap vermeyip eve ilk geldiğinde kaldığı odaya doğru ilerledi. Merdivenleri çıkmayı bitirdiğinde Jungkook'un odasından tarafı döndü. Odasında olup olmadığını merak ediyordu. Merakını gidermek adına yavaş adımlarla Jungkook'un odasına ilerleyip kapının önünde durdu ve aynı yavaşlıkla kapı kolunu aşağı indirdi.
Odaya giriş yaptığında boş olduğunu sanmıştı ama yatakta boylu boyunca uzanan Jungkook'u görünce yanıldığını anladı. Hareketsiz olmasını garipsemişti. İçeri girip kapıyı kapattıktan sonra kaşlarını çatarak yataktaki Jungkook'a doğru ilerledi. Yüzü hiç olmadığından daha soluktu. Yüzündeki siyah damarlar yok olacak gibi duruyordu.
Elini kararsız bir şekilde kaldırıp Jungkook'un yüzüne doğru götürdü. Onun da normal insanlar gibi hasta olabileceğini düşündüğünden ateşi olup olmadığına bakmak istemişti. Tam elini Jungkook'un alnına koyuyordu ki Jungkook'un ani bir şekilde bileğinden tutup çekmesi bir olmuştu.
Bir anda çekilen bedeni Jungkook'un üzerine bir yorganmışçasına uzanırken kaşlarını çatmıştı. Kalbi hiç olmadığından daha hızlı atıyordu.
"Ne yapıyorsun sen?!"
Gözlerini parlak siyah gözlere çeviren Jisun derince yutkundu. Bu soruyu asıl onun sorması gerekiyordu.
"Sadece hasta olup olmadığına bakacaktım.."
Yüzünde küçük bir sırıtış beliren Jungkook, kendisine yukarıdan bakan bedenin yüzünde gezdirdi gözlerini. Ardından sözlerinin aksine yorgun çıkan sesiyle konuştu: "Biz vampirlerin hasta olduğunu nerden çıkardın?"
Tek kaşını kaldıran Jisun, Jungkook'un haklı olabileceğini düşündü. Ne de olsa sıradan bir insan değillerdi. Hasta olmaları pek de mantıklı değildi fakat, her zamankiden farklı duran yüzü aklını karıştırmıştı.
"Her zamankinden farklı gözüküyorsun çünkü."
Jungkook ilk olarak cevap vermemişti. Neden hâlâ aynı pozisyonda sohbet ediyorlardı hiçbir fikri yoktu.
"Biz vampirler beslenme saatini geçirdiğimizde bu hâle gelebiliyoruz."
Jisun'un tuttuğu elinden daha bir çektiğinde Jisun başını hızlıca yana çevirmişti. İlk kez refleksini tebrik ediyordu. Değilse az kalsın Jungkook'un dudaklarına yapışacaktı.
Jisun'un kendisine daha bir yaklaşmasıyla gelen kan kokusu Jungkook'un gözlerini kapatmasına neden olmuştu. Daha fazla dayanabileceğini düşünmüyordu.
Hiç beklemeden dişlerini dudaklarının değdiği boyuna geçirdiğinde Jisun'un dudaklarından acı bir nida dökülmüştü. Tuhaf bir şekilde Jungkook'a engel olacak hiçbir harekette bulunmamıştı. Belki de alıştığı içindi.
Yavaştan gözleri kararıyor, kendini ayakta tutmak için yatağa bastırdığı kolu titriyordu. Gücünü kaybettiğinde bedenini serbest bırakmıştı. Daha fazla dayanamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood ᴶᴶᴷ
FanfictionYola çıktı, hayatı boyunca tahmin bile edemeyeceği şeyleri yaşayacağını bilmeden.. [#fantastik ~ #1/ 26.04.20] [#hayrankurgu ~ #1/ 06.09.20] 13/01/2018 05/05/2018