Günler hızlı geçiyordu ama geceler değil. Gündüzlerden nefret ederken artık gecelerden nefret etmeye başlamıştım.
O bakışları hiç çıkmamıştı aklımdan.Gecelerden nefret etmeye başladığım günden beri onu düşünüyordum. Yaptıklarımı sorguluyordum. Onu görmedikçe içimdeki nefret yerini önce meraka, ardından da tekrar nefrete çevirmişti. Ama kendime karşı nefrete.
Çok uzun zaman oldu görmedim onu. Annem konuşurken duymuştum. Halası götürmüş. Şimdi iyiki gitmiş diyorum. Çünkü ondan sonra babası daha da beter oldu.
Eve birkaç adam gelip yağmalayıp, adamı dövüp gittiler. Birkaç zaman sonra evden de atıldı. Zaten evde hiçbir şey kalmamıştı adam gibi. Ondan sonra bir daha görmedik onu.
Arada annem birşeyler söylüyordu hakkında ama ben dinlemiyordum. Kendi içimde yüzleşmelerle meşguldüm o aralar.
Sonradan kararlar aldım. Belki yaş almanın da etkisiyleydi bunlar. Artık liseye başlıyordum sonuçta. Her ne kadar erkekler geç olgunlaşır deselerde ben o gruptan değildim sanırım.
Çünkü aklım da fikrim de gayet yerindeydi. Hedeflerim vardı. Buralardan gidecektim. Bu mahallede kalmak istemiyordum. Evet zordu, doğduğumdan beri yaşadığım bu yeri terketme düşüncesi bile zordu. Ama içimdeki ses git diyordu. Dayanamıyordum zaten.
Bazı geceler ölümü istiyordum. Garip duygular ve düşüncelere esir olup kendimden nefret ediyordum.
Sadece bir silgi diyeceksiniz, çöpe attın ve bu kadar etkilendin diyeceksiniz. Abartma diyeceksiniz. Değil.
Bazen insan itiraf edemediklerinden de nefret eder. Öyle öyle yabancı olur kendine. Katlanamaz.Ben de katlanmıyordum işte. Yaptıklarıma, nefretime çocukluk diyip geçemiyordum.
Televizyonda ağlayan çocuklar gördüğüm her gün, gecelerim daha da uzuyordu.
Evlerine yeni bir ailenin taşındığını gördüğüm o gün, gecem daha da kabus olmuştu.Zaten parça parça olan o küçük kızın hayatını biraz da ben parçalamıştım. Düşündükçe ağırlığı artıyordu. Ve ben taşıyamıyordum.
Bir gün çıktım evden. Okula diye çıktım hem de. Ama maksadım sonsuzluktu. Belki içinde huzur olan bir sonsuzluk. Belki diyorum çünkü belirsiz...
Köprü, mavi sular, sarı/turuncu güneş ve sonsuzluk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızlık Düeti
General FictionYalnızlık paylaşılır mı? Paylaşılırsa yalnızlık kalır mı? Yalnızlığı paylaşanların hikayesi.