Yavuzdan Anlatım
Bahar omuzumda uyuya kalmıştı bende onun kafasına kafamı koyup uyuya kalmışım Bahar kafasını yavaşça kaldırıp boynunu ovaladı spor hareketleri yaptı. Ayaklanıp Bahar'ın elinden tutup onuda kaldırdım kamyon yüksek olduğu için zıplayarak indim ama Bahar sanırım kucak istiyordu inememişti onunda elinden tutup indirdim. Sağımızda ve solumuzda iki tane gardiyan vardı. Bahar bir sivildi benim yüzümden ölebilirdi. Yaptığım her hamle onun hayatına son verebilirdi.
Bizi bir depoya getirmişlerdi. Depoya ilerlerken Bahar'ın çantasından titreşim sesi ve bir melodi geliyordu. Gardiyanlardan birisi Bahar'ın çantasını almaya çalıştı Bahar direnmeye başladı Bahar'ın elinden tutup çantayı bırakması için işaret ettim oda bişey demeden çantayı verdi. Gardiyan çantayı uzun bir süre karıştırdıktan sonra telefonu buldu;"Efendimiz burada 'annem' yazıyor"
Bahar masum gözlerle bana baktı;
"Yavuz annem çok merak etmiştir bu telefonu açmam lazım" dedi
"Tamam sakin ol" dedim
Gardiyanın yanına yaklaşıp şeyler dedim sonra gardiyan efendimiz dediği adamın yanına gidip bişeyler konuşup telefonu bahara uzattı;
"Kimseye burdan bahsetmeyeceksin duydun mu?"
Bahar korkulu gözlerle telefonu açtı;-anne
-kızım sen nerdesin?
-anne küçük bir işim var halledince ararım.
-ne işi kızım merak ettim
-tamam annecim endişelenmene gerek yok iyiyimBahar telefonu kapatıp çantasını gardiyanın elinden aldı telefonu çantasına atıp yanıma geldi. Bizi kapıdan içeri soktular içerisi basıktı nefes alacak oksijen yoktu. Uzun bir koridordan ilerliyorduk. Bahar'ın çok korktuğunu hissedebiliyordum. Koluma çok sıkı sarılıyordu. Koridorun sonunda gardiyanlardan ikisi Bahar'ın kolundan çekerek onu benden uzaklaştırdılar.
"Yavuz! Yavuz yardım et nolursun yalvarıyorum sana" diye bağırıyordu bahar"Tamam bahar sakin ol" dedim
Gardiyanlardan birisine;
"Bakın kız çok korkuyor benim yanımda kalsa olur mu?"Gardiyan el hareketi yaparak baharı yanıma getirdiler, ağlıyordu.
"Ağlama sana zarar gelmeyecek merak etme" dedim.
Hapsedilmiş küçük bir kız çocuğu gibi ağlıyordu. Fakat nedense her ağlaması canımı acıtıyordu. Bizi bir odaya getirip yan yana duran iki sandalyeye oturttular. Bahar'ın ağzını ve ellerini bağladılar aynı şekilde benimde ellerimi ve ağzımı sıkıca bağladılar.
Sonra uzaktan gelen bir adam gördüm yaşlı bir adamdı elinde bastonu vardı. Siyah bir ceketi siyah pantolonu ve beyaz gömleği vardı üzerinde yanımıza doğru geldi.
"Kim bunlar?"
"Efendimiz bu Yavuz Karasu"
"Yanındaki kız ne alaka?"
"Efendimiz bu kız onun kaçmasına yardım etti"
"Öylemiii şuna bak sen"Adam bahara doğru yaklaştı bahar hala ağlıyordu çok korkmuştu. Baharın saçlarında elini gezdirmeye başladı. Elini arkaya doğru götürdüğünde saçını sertçe kavradı
"Bana bak bu adama aşık mısın yoksa?"
Bahar sinirli gözlerle adama baktı sonra ayağıyla adamın kassığına indirdi. Adam acı çekerek yere yığıldı.
Bahara bakıp göz kırptım. 'sakın korkma' der gibi işaret ettim.Adam tekrar ayaklanıp bahara tokat attı. Bahar canı yanmamış gibi kahkaha atmaya başladı. Deli mi bu kız? Adam onu umursamadan bana yöneldi. Yüzüme sert bir yumruk attı. Ardından karnıma bir tekme bir de dirseği ile sırtıma indirdi. Canım acığıdı için inliyordum. Bahar ise oturduğu sandalyeden hema ağlıyor hemde bağırıyordu. Bense direniyordum. Adam ardına bile bakmadan uzaklaşıp gitti gardiyanlar bizi çözüp soğuk bir odaya kapattılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI [Tamamlandı]
أدب الهواةHayat'ım anlamı aslında hayatımın yabancısından meydana geldi. Onun mavi gözleri içime işledi. Dudakları tenime her değdiğinde hissettiğim mutluluk,heyecan,ürperti bedenimi sarıverdi.