36.Bölüm

581 47 1
                                    

Not; Şarkıyı açın

Doktor elindeki elektro şok cihazını birbirine sürtüp, Eylem'in açık göğsüne bastırdı, Eylem yerinden oynadığında bir değişiklik olmadığını gördüm!

Ardından doktor hemşire ile birşey daha konuştu, tekrar cihazı Eyelem'in göğsüne bastırarak çekti, Eylem yatakta tekrar zıplarken doktor kuvveti artırıp bir kez daha aynı işlemi yaptığında, düz çizgiler dalgalanmaya başladı!

Deli gibi bağıran Fethi, şükür ederek Yavuz'a sarıldı ve gülmeye başladı, ardından benimde yüzümde bir tebessüm oluştu!

Doktor camın arkasından gülerek bize baktı, evet Eylem kurtulmuştu, ölüm onu umursamayarak odadan ayrılmıştı!

"Ölümü asla hafife almayın.!"

Doktor odadan çıkarak yanımıza geldi, hepimize geçmiş olsun dileyerek ayrıldı yanımızdan, büyük bir şok atlatmıştık!

Yavuz yanıma gelerek beni düşüncelerimden, söküp çıkardı. Elini omzumda hissederek ona döndüm.

"Eylem için çok korktum?"

"Korkma iyi olacak",gülümsedi

"Bebeğini kaybetti? Onun yerinde olsam uyandığımda kriz geçirirdim Yavuz?"

"Biliyorum bu onlar için zor bir durum, ama biz onların yanında olacağız!"

"Bu asla bir işe yaramayacak unut bunu, bebeği onun tek derdi,yavrusu,canıydı mahvolucak!"

"Düşünsene onun yerindeki benim, bebeğimizi kaybediyoruz? Benim yanımda olman bi işe yarar mı?"

"Tamam yeter kapat konuyu Bahar, biz bebeğimizi kaybetmeyeceğiz, bu olan Eylem'in başına gelen yalnızca bir kaza idi"

Beni kendine çekerek göğsüne bastırdı, saçlarıma öpücük kondurarak, kabarmış olan öfkemi dindirdi, huzuru hissederek sakinleşmeye karar verdim.

Az sonra klasik hastane koltuğunda oturan Fethi dikkatimi çekti, zavallı adam daha doğmamış olan bebeğini kaybetmişti, hastane köşelerinde karısını kaybetme korkusundan dolayı ne kadar çok ağlamıştı!

Bu acıyı kimse anlayamazdı eminim! Çünkü Eylem uyandığında kesinlikle büyük bir kriz geçirecekti, bebeği onun herşeyi,canından çok sevdiği yavrusuydu! Beni konuşmak için her aradığında, kesinlikle öncelikle bebeğine koyacağı isimlerden bahsederdi.

Onları tek tek detayına kadar araştırırdı, benimde fikrimi sorardı her zaman, içlerinden birkaç tanesi;Deren,Deniz,Tuğrul,Aslı hatta bir keresinde çocuğuna Bahar ismini bile vereceğini söylemişti!

Kendime acıyan bir insan haline gelmiştim, deniz kızgın dalgaları ile gemiyi alt üst ederken, geminin içindeki masum bir insan kadar çaresizdim, Eylem beni tek varlığım, canım,herşeyim onu kaybetme korkusundan ölecektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendime acıyan bir insan haline gelmiştim, deniz kızgın dalgaları ile gemiyi alt üst ederken, geminin içindeki masum bir insan kadar çaresizdim, Eylem beni tek varlığım, canım,herşeyim onu kaybetme korkusundan ölecektim.

Az sonra ayaklanarak cama doğru yürüdüm, bir elimi cama koyarak tekrar ağlamaya başladım, uyanınca ne olacaktı, harab olacaktı, heryeri kırıp dökecek ağlamaktan gözlerinden kan gecelecekti.

Odadan doktorun çıktığını görerek, yolunu kestim.

"İçeriye girebilir miyim?"

"Girebilirsiniz, fakat en fazla 10 dakika"

"Tamam"

Hemşire olumlu anlamda kafasını salladı, koşarak içeriye girdim, Eylem'in yanında duran sandalyeyi çekerek oturdum. Saçları dağınık, kaşının üzerinde sargı vardı.

Elini avcumun içine alarak ağlamaya devam ettim, keşke böyle olmasaydı, sana çarpan herifi bulup bunun hesabını soracağım!

Senin yanında olacağıma söz veriyorum, seni asla yalnız bırakmayacağım, seni çok seviyorum..

"2 dakika bile konuşmayınca sanki o insanı kaybedecekmişsin gibi his var ya çok pis lan. Konuşsan sıkacakmışsın konuşmayınca kaçacakmış gibi."

Sızlayan kalbim, karanlığa bürünmüştü, baharlarım kışlara dönmüş üşütüyordu içimi, onu kaybetme korkusu herşeyden önceydi.

Ellerini sıkı sıkı tutarken, "Fethi" sesini duydum, gözlerimiz Eylem ile birbirine baktığında, uyandığını gördüm!

"Allahım şükürler olsun sana!"

Sevinç gözyaşları dökerken, bir yandan da Eylem'e bebeğimizi kaybettiğimizi nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum!

Eylem eliyle karnını yokladı, bebek düştüğü için karnı eskisi gibi büyük değildi, büyüklüğü hissetmeyince yüzüme baktı.

"Fethi, bebeğimiz öldü mü?",yutkundu

"Ölmedi!"

Üzülmesini istemediğim için ağzımdan istemeyerek çıkmıştı, Eylem doğrulmak isteyerek ellerini yana sabitleyip, doğruldu.

"Yalancı! Yalan söylüyorsun, biliyorum öldü! Sende herkes gibi yalancısın, çık git defol odadan defol!",bağırmaya başladı

"E-Eylem sakin ol yalvarırım!"

"Sakin falan olmuyorum,çık,defol!"

Yatağın içinde zıplayarak bağırmaya, iki eliyle beni yitmeye başlayınca, daha fazla onu yıpratmamak için ağlayarak odayı terk ettim.

Kapıdan içeri hemşire girip elindeki iğneyi, arkasından gelen birkaç hemşirenin Eylem'i tutması ile iğneyi Eylem'e yaptı!

Dışarı çıktığımda kapıda endişeyle beni bekleyen Bahar ve Yavuz'u gördüm.

"Oğlum ne oldu?",Yavuz

"E-Eylem bebeğin olmadığını f-fark etti"

Sinirden ağlayarak, hıçkırıklara boğulmuştum, ardından telefonun titremesi ile elim cebime gitti, ekrandaki "Necip" yazısını gördüğümde, kulağıma götürdüm telefonu.

"Abi yengeye çarpan adamı bulduk!"

"Depoya götürün,saklayın,geliyorum",yutkundum

YABANCI [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin