2 ~ Yeni Bir Dünyaya Uyanış

804 524 66
                                    


Gözümü açtığım anda nutkum tutulmuştu. Öylece kalakaldım. Olduğum yerde bir süre hiç kıpırdamadan etrafı seyrettim.

''Tamam Ezarasha! Sakin ol! Derin bir nefes al ve rahatla. Şu an sadece saçma sapan bir rüyadasın ve birazdan uyanacaksın. Korkacak hiçbir şey yok.''

Gözümü sımsıkı kapattım ve tüm bu gördüklerimin sadece bir rüyadan ibaret olduğunu düşündüm. Gözlerimi tekrar açtığımda ise bir kez daha yanıldığımı anladım. Etrafta çok değişik canlı türleri ve bitkiler vardı. Ayağa kalkıp etrafa daha dikkatli baktım. 

Bir anda çok güçlü bir ses duydum ve refleksle o an kendimi bir kayalığın arkasına attım. Sesin şiddeti git gide yaklaşıyordu. Meraklı gözlerle kayanın köşesinden usulca gözetledim. Hayretler içerisinde ormandan gelen devasa , büyük beyaz kanatlara sahip olan, hiç görmediğim değişik bir at türüydü bu. Üzerinde ise garip kıyafetli bir erkeği taşıyordu. 

Bir yandan hayvanı ile konuşuyor, bir yandan da elindeki ışık saçan kitabına göz gezdiriyordu. Uzun siyah saçları, beyaz tonlarında uzun üstü ve siyah bir pantolon altı vardı. 

Hayvanına seslendi: ''Bugünlük bu kadar keşif yeterli Gilbert

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayvanına seslendi: ''Bugünlük bu kadar keşif yeterli Gilbert. Seni akıllı milofi. Bu sefer ki erzaklarımız baya fazla. Sendora halkı sanırım bu yıl bolluğa kavuşacak. Kraliçe Elenora bu habere baya memnun olacak desene.''

Atının kulağına fısıldadıktan sonra beyaz kanatlı büyük at aniden kalkış yaparak gökyüzüne doğru süzüldü. Nereye gittiklerini görmek için gittikleri yöne doğru ilerledim. Biraz ilerledikten sonra büyük, beyaz ve rengarenk bitkilerle çevrili kocaman bir bahçeye sahip olan şatoya doğru gittiklerini gördüm.

Ben de ormandan uzaklaşarak şatoya doğru yürümeye başladım. Şatoya vardığımda kapının çok iyi bir şekilde kilitlenmiş olduğunu gördüm. Tırmanmam imkansızdı çünkü kapının ve duvarların boyu benim boyumu aşıyordu. İçeri girmek zorundaydım. Hava iyice kararmaya başlamıştı ve karnım zil çalıyordu.

İçeriye girmenin bir yolunu bulmalıydım. Nasıl gireceğimi düşünürken birden yeniden sesler gelmeye başladı. Ani bir hareketle gizlendim. Bunlar ormandaki gencin üzerine bindiği at türünün yavrularıydı. 

Yavru olmalarına rağmen yine de baya büyüktüler. Sürekli şatonun etrafında uçuşup duruyorlardı. Ben de bunu fırsat bilerek uçmaya hazırlanan, gencin de dediği gibi milofinin birini gözüme kestirdim. Uçmaya kalkışacağı anda üzerine atlamaya hazırlandım.

Milofinin biri tam uçacağı anda ben de hamlemi yaparak üzerine atlayıverdim. Boynuna sıkıca sarıldım. Tüyleri o kadar yumuşacıktı ki... Milofinin sırtındaki işaret dikkatimi çekmişti. Sırtındaki izde mavi kelebek işareti vardı. Bu kelebek işareti, kampta topu aradığım esnada içine düştüğüm çukurun etrafındaki kelebeklere benziyordu.

 Bu kelebek işareti, kampta topu aradığım esnada içine düştüğüm çukurun etrafındaki kelebeklere benziyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendimi onun üzerinde çok mutlu ve çok huzurlu hissettim. Şatonunun duvarının boyunu aşmamıza rağmen üzerinden inmek istemedim . Bir anlık gözümü kapattım ve uçmanın verdiği zevki tattım.

Gözümü açtığımda ise şatodan baya yükseldiğimizi fark ettim. Korkmaya başlamıştım. Aşağı doğru inmesini söyledim ve elimle aşağı inmesi için onu çekeleştirdim. Milofi daha da hırçınlaştı ve dengesini kaybetmeye başladı. Hızlıca aşağı doğru düşüyorduk.

Daha da korkuyordum. Tam yere çakılacağımız sırada,  devasa mor - yeşil kanatlı bir ejderha bizi sırtına aldı ve bizi tekrar şatonun yakınlarındaki bir ormana doğru götürdü. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ormanın iç kısımlarında bir yerdeydik. Ejderha bizi aşağı indirirken birinin ejderhaya seslenişini duydum. 

''Kero buraya gel oğlum!''

 Genç, ejderhaya ve bana bakmadan önce hemen küçük milofiyle ilgilendi.

Milofiyi okşayarak: ''Korkma oğlum tamam geçti, sen koskoca Milapi'nin oğlu Vefrasın. İleride baban gibi çok iyi bir milofi olacaksın.''

Küçük milofi uçarak uzaklaştı. 

Genç , ejderhaya dönerek: ''Aferin sana deli oğlan, Milapi'nin bize bıraktığı büyük emaneti kurtardın.''  

(Milapi: Milofilerin en güçlüsüydü. Sendora krallığının ölen kralı Wespazor'un milofisi idi. Kral ölünce Milapi de kayıplara karışmıştı... Geriye küçük oğlu Vefra'yı bırakmıştı...)

Tam o sırada genç bana çok şaşırmış haliyle bakakaldı.  

...







SendoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin