Bioma da ekledim gerçi ama görmeyenler için tekrar edeyim, Çarşamba ve Pazar günleri yayınlanacak 48 Hours bölümleri. Yerine oturduktan sonra belki bir iki hafta sonra bazı haftalar 3 bölüme çıkarabilirim ama o da biraz fazla olur gibi, 2 şu an için en ideali diye düşünüyorum. Keyifli okumalar~
***
Görünüşüne basitçe bakacak olursak, bu kişinin otistik veya şiddet eğilimli olduğunu söyleyemez veya onaylayamazdım. Konuşmaya istekli olmayan bir kişinin, önünde konuşan kişinin dediklerini anlamamasını anlayışla karşılıyorum. Ve şu anki durumda, o gerçekten normaldi.
"Merhaba." Gözlem odasının kapısını kapattım ve masaya yanaştım. "Ben Frank." Ona baktım, biraz eğildim ve oturdum. "Bir fincan kahve ister misin?"
Vasat sorgulamalarıma karşılık, bu sorulara bir yanıt vermeye niyeti olmadığı bariz belliydi.
"Şahsen büro kahvesinin uygun standartlara sahip olmadığını düşünüyorum ama çay getirdim..." dedim. "Anakaradan getirildi, denemek ister misin?" Konuşurken, Mike'a çay getirmesi için bir işaret verdim.
"Uzun zamandır su içmediğini fark ettim, insanların yaşamak için buna ihtiyacı var." dedim direkt olarak yüzüne bakarak. "Tabii gerçekten yaşamaya devam etmek istiyorlarsa."
Hareketsiz duruşunu sürdürdü ama ince kirpikleri hafifçe kıpırdadı.
"Ben polis değilim, seninle sohbet etmeye gelmiş bir arkadaş değilim, seni neşelendirmek için burada bulunan bir bakıcı hiç değilim." dedim gülümseyerek. "Ben bir doktorum, tam şu an ihtiyacın olan şey yani."
Ruhsuz gözlerle yere baktı.
"Bu hafta çok zor şeyler atlattın. Ancak bir şekilde bu görüşme olmalıydı." Belimi hafifçe eğdim. Yüzü eğikti ve saçları suratının yarısını örtüyordu. "Bunlarla yüzleşmek zorundasın. Sebebini bilmek ister misin?" diye sordum.
Cevap vermedi.
"Çünkü deli değilsin. Zihinsel olarak dayanıklılığın gayet kuvvetli ve amnezi belirtileri yok." dedim. "Şu andaki davranış ve duyguların, sıradan insanların, özellikle senin yaşadığın şeyleri deneyimleyen insanların bu olay karşısında sergileyeceği davranışlar."
"Bunu kabul etmeyebilirsin ama baskıya karşı tolerans gücün, sıradan yaşıtlarına göre çok daha fazla." dedim. "İntihar etmeye meyilli olmana rağmen çok uzun bir süre boyunca tereddüt ettin."
Kris başını yere indirdi ve baktı.
"En azından 5 saatin vardı fakat elindeki şişede bulunan kalp ilaçlarını yutmadın." Ona baktım. "Ölmek için yüksekten atlamayı tercih edebilirdin, ya da boğazını bir parça cam ile kesebilirdin, banyoda intihar etmek için kapsamlı hazırlıklar yaptın ama yine de kendini öldürmedin."
Yere indirdiği parmaklarını hafifçe oynattı.
"Yaşama arzun herkesten daha güçlü, şu an hayatta olmayan arkadaşlarınınkinden daha güçlü. Hâlâ hayatta olmanın nedeni de bu." Yüzüne daha da fazla yanaştım. "Ve Tanrı yaşamana izin verdi, bu bir ödül değil ama belki de bir ceza olabilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
48 Hours | EXO [Çeviri]
HorrorOrijinal Yazar: 辛辛息息 İngilizceye Çeviren: heecups, flyingbacons & wasabilxx Credit: lukais (livejournal) Bölüm Sayısı: Prolog + 21 Bölüm + Epilog + Final İncelemesi (Yazar Tarafından Yazılan) + Analiz + Teoriler ve Ağlama Duvarı (Total: 26) Tür: Kor...