Kris'in Bakış Açısı
O gün, Tokyo konseri bitiminden sonra sahne arkasındaydık. Yixing tanıdık olsun veya olmasın önüne gelen her personelin önünde eğildi; Chanyeol, kendi kafasındaki altın renkli konfeti parçalarını benim saçlarımın arasına karıştırırken boğuk ve yüksek sesiyle kahkahalar atıyordu, Luhan ve Sehun çoktan oturmuş buldukları yeni bir Android oyunu üzerine tartışıyorlardı; Bu sırada Jongin Baekhyun'a düzgünce sarılmış üçgen bir kutu verdi, Baekhyun kutuyu açıp içinden çıkan göz kalemini elinde tutarken, sevinç içinde gülümseyip zıplayarak Jongin'e sarıldı.
(Baekhyun'un ficte bir ara aynaya bakıp gözlerine uyguladığı ve üyelerin kura çekerken kağıtları yazmak için kullandıkları şu 'özel' eyeliner bu.)
"Lider, sahnede dövüş sanatımı gösterirken biraz dengemi kaybettim, fark etmemişlerdir değil mi?" dedi Tao endişeyle.
"Fark etmediler, merak etme." dedi Luhan dikkatini oyundan çekerek. "Orada çok fazla insan vardı ve tam bir kaos ortamı hâkimdi, kimse seni görmedi bile."
"Ben gayet uzun boylu ve fark edilebilir biriyim." dedi Tao kendini işaret ederken.
"Anladık, en uzun sensin." dedi Yixing gelip onun omzunu sıvazlayarak sonra beni kolumdan çekiştirip, "Az önce patronu gördüm, pantolonun fermuarını doğru düzgün çekememiş." dedi.
Baekhyun Chanyeol'e doğru ilerledi, Chanyeol onu arkasından yakaladı, Jongin yere eğilip Baekhyun'un dizlerinden tuttu ve onu Chanyeol ile birlikte ayağa kaldırıp, Baekhyun sesli bir şekilde şikayet ederken etrafta döndürmeye başladılar. Chanyeol en sonunda Baekhyun'u popo üstü yere düşürdüklerinde, deli gibi kahkaha atmaya başladı.
Sahne arkası ışıklarının altında, herkesin yüzü biraz kızarmış, biraz da terliydi. Bununla birlikte, herkesin oldukça mutlu olduğunu söyleyebilirim; muhtemelen o gün, diğerlerinin de aklından geçen şey gibi, ben de ne kadar popüler hale geldiğimizi düşünüyordum. Işıkların altında, altın konfeti ve pullarla süslenmiş görkemli sahneye bakmak için tekrar döndüm ve bir an için bunun hayatın sonu olarak sayılıp sayılamayacağını merak ettim.
"Hadi selfie çekinelim." diye önerdi Suho.
"Hadi!" Aramızda bir şey olduğunda sesi ilk yankı yapan hep Chanyeol olurdu; Baekhyun, Jongin ve Kyungsoo'yu sahnenin kenarında durmak üzere yanına çekti, Luhan hâlâ oyun oynamakta olan Sehun'u peşinden sürükledi, Tao, Jongdae ve Xiumin'i çağırmak için koştu. Ben de yavaşça Yixing'in omzunun yanından yürüyerek geçip durdum.
Bu yolculuğun asla sona ermeyeceğini düşünmüştüm ama sonra birdenbire yanlışlıkla yalnız kalıvermiştim.
Omzumun yanında duran yer boştu, birlikte yürümekte olduğunuz o kişi, o insanlar, ne zaman hayatınızdan çıkıp gidecek asla bilemezdiniz.
Şüphesiz, hayatınızda yaşadığınız en güzel o an. O anı bilmeniz, yalnızca mümkün değildi.
SON
***
3 önemli bölüm daha var, Final İncelemesi ve Analiz bölümü de dahil olmak üzere. Onlar için beklemede kalın, artık fic bittiği için hızlıca atacağım onları da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
48 Hours | EXO [Çeviri]
HorrorOrijinal Yazar: 辛辛息息 İngilizceye Çeviren: heecups, flyingbacons & wasabilxx Credit: lukais (livejournal) Bölüm Sayısı: Prolog + 21 Bölüm + Epilog + Final İncelemesi (Yazar Tarafından Yazılan) + Analiz + Teoriler ve Ağlama Duvarı (Total: 26) Tür: Kor...