48 Hours: '12. Bölüm'

295 79 95
                                    

Aynı gün içinde yayınlansın istekleri aldım biraz, ondan hemen atıyorum. Çarşamba ve Pazar klasik güncellenme günleri olduğu için, yarın 13. bölüm de gelecek.

Bölümde Kris'in içinden düşündüğü şeylere de yer verilmiş, onları italik olarak belirttim, bilginize~

***

Baekhyun banyonun zemininde kıvrılmış yatıyordu. İnce, beyaz bir plastik halat boynuna dolanmıştı, Tao onun yanında duruyordu ve ellerinden biri hâlâ sıkıca halatın üzerindeydi.

Baekhyun, nefesi kesilmiş bir şekilde yerde yatıyordu.

Chanyeol yere çömeldi, plastik halata baktı, bir şeyler görme ve duyma yetisini geri kazanmaya çalışır gibiydi.

"Ne oldu?" dedi Jongin soğukça Tao'ya bakarak. Tao, soluk soluğa bakışlarını uzağa kaçırdı; Luhan duvara yaslanmış duruyordu, sessizdi.

"Luhan..." dedi Chanyeol beyaz lastik halatı alıp Luhan'a dönerek. "Bu senin kasada bulduğun halat mı?"

Luhan Chanyeol'e bakarak, ona oturduğu yerden kalkması için yardım etmeye çalıştı ama Chanyeol onu sertçe uzağa itti. "Neden bir şey yapmadan önce bunu bizimle konuşmadın?!" diye haykırdı gözyaşları içinde.

Onu kendisinden uzağa iten el havada sallanmaya devam ederken, Luhan gözlerini yere eğip kendi ellerini geri çekti.

"Bu ne?" Jongin şüpheyle ayağa kalkıp aynaya yürüdü. "Mandarince?" Kafasını yavaşça çevirip dördümüze birden baktı.

"Sadece Koreli olan üyeleri öldürüyor ve Çinlilere dokunmuyorsunuz... Bu yazı da aranızdaki Çince bir parola falan mı?!" Bize tehditkâr bir şekilde baktıktan sonra sertçe Tao'yu göğsünden ittirdi. Tao geri cevap vermedi.

"Yanlış anlıyorsun." Tao'yu ittirdiği elini yakalayıp konuştum.

"Doğru... Bunu nasıl unutabilirim?! Sen ve o..." Jongin beni ve Yixing'i işaret etti. "Siz hemen banyonun yanındaki odadaydınız, nasıl olay yerine hepimizden sonra gelebilirsiniz?"

"Ona buraya yaklaşmamasını söyledim çünkü." Tao gözlerini kısarak Jongin'e kışkırtıcı bir şekilde baktı.

Bundan sonraki saniyede, gözlerimin yakalayabildiği tek şey, Jongin ve Tao'nun birbirlerini boyunlarından yakalayıp kavga etmeye başlamasıydı.

Çığlık atan ve ağlayan Jongin'i hızından dolayı nadiren net bir şekilde görebiliyordum. "İznim olmadan Baekhyun'u nasıl öldürürsün?!"

Birkaç dakika boyunca kapının yanında, Jongin'in ayağı altında ezilen Tao, Mandarince konuştu, "Siktir, cesareti olan tek kişinin kendin olduğunu zannetme!"

"Ah!!" Jongin ona göre daha uzun boylu olan Tao'ya doğru fırladı, çılgınlık içinde, gözleri saf delilikle parladı.

Tao salona doğru giden yol boyunca onunla boğuştu ve yüzüne bir darbe indirdi, ardından dirseği ile dizine de bir tane darbe indirdi. Jongin diz çöktü; Tao onun belinin altında kalan bir yere bir kez daha darbe indirdi ve Jongin'in yüzünden ızdırap dolu bir ifade geçti.

48 Hours | EXO [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin